Carmen Herrera, sadece iyi bir sanatçı değil, ayrımcılığa dikkat çekip genç kadın sanatçılara destek olmasıyla da tanınan bir kadın hakları savunucusu.

İlk tablosunu 89 yaşında satan 102 yaşındaki Havana doğumlu ressam Carmen Herrera, sanat dünyasında kadınlara karşı ayrımcılık yapıldığını ve bu nedenle geç ünlendiğini söylüyor.

ABD'nin New York kentinde yaşayan ve akrilik boyayla çizdiği grafik türü resimlerle, özellikle de seçtiği renklerle büyük dikkat çeken sanatçı geç gelen ününe isyan ediyor. Çocukluğundan bu yana resimler çizen Herrera, ilk tablosunu 89 yaşındayken satmayı başardı. 70 yılı aşkın süredir resim yapmasına rağmen kadın olması nedeniyle ciddiye alınmayan sanatçı, eşinin 2000 yılında ölümünden sonra, çizdiği resimleri çöpe atması için bir komşusuna verdi, komşusunun hayranlığı ve müzelerle ilişkisi sonucu ünlendi.

Herrera, 1915 yılında Küba’da doğdu, eşi Jesse Loewenthal ile evlendikten sonra ABD’ye taşındı, Paris’te eğitim aldı ve “soyut, sert, renklerin cümbüşü” olarak nitelediği resimlerini yapmaya başladı. Resimlerinin kısa süre önce MoMa ve Whitney Müzesi’nde sergilenmeye başladığını söyleyen Carmen Herrera, bu kadar geç ünlenmesinin ardında sanat dünyasında kadınlara karşı ciddi ayrımcılık ve önyargının yattığını düşünüyor. Bir galerinin sahibinin “Aslında tabloların beni büyüledi ama sana şans veremem, çünkü kadınsın” dediğini aktaran 102 yaşındaki sanatçı, buna rağmen pes etmediğini, kendi zevki için, sevdiği işi yapmaya devam ettiğini ifade ediyor.