Dünya tuhaf değil mi? Yıllar geçer, yaşam kendi içinde değişiklikler barındırarak akar. Fakat özellikle kadınlar, yoksul çocuklar, kimsesizler ve bazı canlılar için çok şey değişmez. Adalet bunun neresinde? Adeta onlar için zaman durur; kör yazgı, kader, adı her neyse limana yanaşan gemi gibi kalın halatlarla demir atar. Onların göz yaşları sele dönüşür, herkes bu su yığınının üzerinden atlar geçer de kimse sorgulamaz neden diye. Mağdurların sessiz yardım çığlıkları volkan olur, dünyayı yakar da kimse başını kaldırıp "Nereden bu ateş?" diye sormaz. Ah kadınlar, kara yazgılı memleketimin yoksul kadınları…
Afrodit Buhurdanında Bir Kadın kitabı ile yolculuğa çıkmadan önce yazarı Reşat Enis hakkında kısa bir bilgi verelim. 1909-1984 yılları arasında yaşayan Reşat Enis, Maksim Gorki öncülüğündeki toplumcu gerçekçilik ve doğalcı yazın akımının Türkiye Cumhuriyeti dönemindeki önemli temsilcilerinden biridir. Yazar her daim yoksulların, ezilenlerin, ötekilerin yaşamını konu alır. Yazılamayanları yazar. Sonuçta keyifle okunan yolculuk kitaplarından biri çıkmaz ortaya. Fakat yalın, anlaşılır, yaşamın içinden karakterlerle okuyucuyu düşündürür.
NEDEN 'KÖTÜ' YOLA HEP YOKSUL KADINLAR DÜŞER?
Yol arkadaşımız Yıldız. O genç bir kadındır, kimsesizdir; akrabalarının evinde kalmaktadır. Daha ilk gençlik yıllarında bir işte çalışması gerektiğini anlar. Girdiği iş yerinde tacize uğrar, işi bırakır, fabrikaya işçi olarak girer. Yaşam Yıldız’a çok fazla seçenek sunmaz. O da aralarında fazla yaş farkı olsa da dürüst, kendisi gibi öksüz büyüyen işçi Osman ile evlenir. Biter mi memlekette iş kazaları; yoksullar için çile, kadınlar için taciz tükenir mi? Kocası iş kazasında görme duyusunu kaybedince, ipi Yıldız göğüsler. Ama nasıl… Ne karşılığı, ne bedeller ödeyerek… Neden ‘kötü’ yola hep yoksul kadınlar düşer?
Nazım Hikmet’in “Türk edebiyatının temel taşı” dediği bu eser yoksul kadınların ezilmişliğini, kimsesiz bir kadının yaşama tutunma çabası üzerinden işler. Afrodit Buhurdanında Bir Kadın, işçilerin yaşam koşullarını en iyi aktaran kitaplardan biri olarak kabul edilir. İşçilerin yaşamını, iş güvenliğini, kadınlara yönelik sınıfsal sömürüyü ve cinsel baskıyı konu alır. Bu kitabı, Emile Zola’nın Germinal eserinden sonra işçilerin yaşama koşullarını en iyi anlatan metin diye yorumlamak abartı olmaz.
Fotoğraf: Kitap kapağı
İlgili haberler
Bir kitap: Çalakalem Kadınlık Halleri
Çalakalem Kadınlık Halleriyle kitap yolculuğumuz uzaklara değil, çevremizde gördüğümüz çatıların alt...
BİR KİTAP: Tröst
İlya Ehrenburg, Tröst eserinde Amerika’da kapitalizmin gelişmesini, tröstün etkinlik alanlarının gen...
Bir Kitap: Dünyanın Öteki Yüzü
'Alışılmışın dışındaki dünyada doğum yapan erkekler, hareket eden cansız mankenler, kimlik avcıları,...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.