Okurumuzun Sorusu:
Bir duyum aldık. Tüm çalışan işçilerin 1 aylık olsun, 10 yıllık olsun çıkışı yapılacakmış. Kıdem tazminatı ödenip tekrar giriş olacakmış ve giriş olduktan sonraki dönemlerin tazminat ödemesini devlet yapacakmış. Doğru mudur?Okurumuzun Sorusu:
2019’da tazminatlar fona aktarılacak. Peki 2019 öncesi birikmiş tazminatlar, çalışanı mı verilecek, fona mı aktarılacak?Kıdem tazminatında fon tartışmaları yeniden ısıtılıyor. Hal böyle olunca okurlarımızdan fon sistemi ile ilgili sorular geliyor. Bugün bu iki soruyu birlikte yanıtlayarak, hem mevcut durum hakkında bilgi vermeye hem de fon sisteminin tehlikelerine dikkat çekmeye çalışacağız.
Kıdem tazminatının fona devri ile ilgili tartışma uzun yıllar öncesine dayanıyor. Aslında 2003 yılında çıkarılan yeni İş Yasası’nda fon sistemine yer verildi. Ancak sendikaların itirazları üzerine fon kurulana kadar mevcut sistemin devam edeceği yönünde bir düzenleme yapıldı.
İktidar yıllardır fon sistemini yeniden ve yeniden gündeme getiriyor. En son Yeni Ekonomi Programı ve 2019 yılı Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda “kıdem tazminatı reformu” yapılacağı belirtildi.
Yerel seçimlere kadar bir adım atılması pek muhtemel durmuyor. Ancak yerel seçimlerin ardından bir süreç başlatılması kuvvetle muhtemel.
Sonuç olarak:
1) Mevcut kıdem tazminatı sistemi devam etmektedir.2) Henüz kamuoyuna duyurulmuş bir yasa taslağı yoktur.
3) Dolayısıyla nasıl bir düzenleme yapılacağı ve mevcut kıdemlerin ne olacağı belirsizdir.
Dolayısıyla her iki okurumuzun sorusuna da net bir yanıt vermemiz henüz olanaklı değil.
Bununla birlikte mevcut kıdemlerin işçilere ödenerek sıfırlanması ve ardından fon sistemine geçilmesi gibi bir alternatif pek gerçekçi durmuyor. Çünkü böyle bir alternatif patronlara ciddi bir mali yük getirecektir. Öte yandan fon sistemine geçilse bile ödemeler devlet tarafından yapılmayacak, işçiler adına prim ödenecek fon aracılığıyla yapılacaktır.
FON SİSTEMİNİN ASIL AMACI
Ancak bir noktanın altını çizelim. Hem patronların hem iktidarın derdi, kıdem tazminatı ile ilgili yaşanan sorunları çözmek değildir. Öte yandan patronlar fon sisteminde ısrarcı da değildir. Patronların asıl derdi kıdem tazminatını yükünün hafifletilmesi, böylece kıdem tazminatının küçülmesi ve işçi çıkarmanın kolaylaşmasıdır.Sözün özü, bir fon sistemi de gündeme getirilebilir; fon benzeri bir sistem de. Ve hatta “her 1 yıla 30 gün tazminat” kuralının işçiler aleyhine değiştirilmesi, örneğin 15-20 güne düşürülmesi de.
Asıl amaç, kıdem tazminatı hakkının gasp edilmesi, iş güvencesi boyutunun yok edilmesi ve patronlara “dikensiz gül bahçesi” oluşturulmasıdır.
‘İŞVERENLER KABUS GÖRMESİN’ DİYORLAR
Elbette iktidar gerçek amacını gizleyecek, alenen “işçilerin hakkını gasp edeceğiz” demeyecektir. Şüphesiz iktidar işçileri ikna etmek için “bütün işçilerin kıdem tazminatı hakkını güvence altına alacağız” diyecektir.Ancak eski Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, bir konuşmasında baklayı ağzından çıkarmış ve aynen şöyle demiştir:
“İşveren ‘kıdem tazminatı yükünü nasıl karşılayacağım’ diye işten çıkarmıyor. İşverenimizin kıdem tazminatı yüzünden kâbuslar görmesini istemeyiz.”
TİSK, TÜSİAD ve TOBB, bir başka deyişle Türkiye’nin patronlar kulübü 2009 yılında yayınladıkladıkları ortak bir metinde taleplerini şöyle ifade etmiştir:
“En kısa sürede kıdem tazminatı konusunun gündeme getirilerek, işletmeler üzerindeki yükün hafifletilmesi gerekmektedir.”
Mesele açık ve net değil mi? Patronların yükü hafifleyecek, patronlar kabus görmeyecek, olan işçiye olacak!
İşte tam da bu yüzden kıdem tazminatı hakkımıza sahip çıkmamız, bu hakkımızı korumak ve geliştirmek için mücadele etmemiz gerekiyor.
KIDEM VE FON SİSTEMİ
Kıdem tazminatını ve fon sisteminin detayları ile aktarmak bu köşenin sınırlarını aşıyor.Bununla birlikte,
1) Kıdem tazminatı hakkının bugüne nasıl geldiği ve mevcut sistemin nasıl uygulandığını merak eden okurlarımız ilgili yazıma BURADAN bakabilirler.
2) Muhtemel bir fon sisteminin nasıl olacağı ve nasıl kayıplar yaşanabileceğini öğrenmek isteyen okurlarımız ilgili yazıma BURADAN bakabilirler.
3) Mevcut kıdemlerin ne olacağı ve kıdem tazminatı hakkını neden savunmamız gerektiği ile ilgili yazıma da BURADAN ulaşmak mümkün.
4) Kıdem tazminatında fon sistemi, hem erkek hem kadın işçileri vuracak. Ancak zaten iş güvencesi bakımından dezavantajlı olan kadın işçiler daha da olumsuz etkilenecek. Kıdem tazminatında fon sisteminin kadın işçilere etkileri ile ilgili yazıya BURADAN bakabilirler.
BİR İHTİMAL DAHA VAR!
Kıdem tazminatı ile ilgili bir dizi sorun yaşandığı bir gerçek. Birçok işçinin kıdem tazminatı hakkının gasp edildiği herkesin malumu. İktidar ve patronlar kulübü bu sorunları gerekçe gösterip, hakkımızı ortadan kaldırmak istiyor.Oysa mevcut hakkımızda kayıp olmaksızın, fon sistemine geçilmeksizin sorunları çözmek mümkün. Nasıl mı? Buyrunuz:
1) 1 yıl koşulunu kaldırmak için fon sistemine gerek yok. Yasada değişikliğe gidilip 1 yıl koşulu kaldırılabilir. Bu durumda 1 yıldan az kıdemi olan işçiler de kıdem tazminatı alabilir.
2) Patronlar, kıdem tazminatına hak kazanan işçiye ödeme yapmadığında işçi kıdem tazminatını dava açıp alabiliyor. Ancak davalar uzun sürdüğü için işçi mağdur oluyor. Bunu önlemek için ağır yaptırımlar getirilebilir.
3) Kıdem tazminatına hak kazandığı halde tazminatı ödenmeyen işçiye kıdem tazminatını devlet ödeyip, daha sonra bu tutarı işverenlerden tahsil edebilir.
4) İcra ve iflas halleri nedeniyle işverenin ödeme aczine düştüğü durumlarda, kıdem tazminatı alacağı, tüm alacaklar içinde birinci sıraya yükseltilebilir. Böylece işçi sıranın kendisine gelmesini beklemekten kurtulur.
5) İşverenin gerçekten ödeme aczine düştüğü ve kıdem tazminatının tahsil edilebilir olmadığı durumlarda, kıdem tazminatı dahil tüm işçi alacakları “Ücret Garanti Fonu” kapsamına alınıp işçiye ödenebilir.
6) Aynı işyerinde belli bir süre çalışan işçiye istifa halinde de kıdem tazminatı ödenmesi yönünde bir düzenleme yapılarak, işçilerin yaşadığı sorunlar çözülebilir.
7) İşverenlerin tazminatsız işçi çıkarmalarına dayanak oluşturan İş Yasası’nın 25’inci maddesinin 2’nci fıkrasında değişikliğe gidilerek, işverenlerin haklı nedenle derhal fesih hakkı sınırlanabilir.
8) Sigortasız çalıştırılan işçiler kıdem tazminatları için dava açtığında önce ilgili işyerinde çalıştırıldıklarını ispat etmek zorunda kalıyor. Bir yandan kayıt dışı istihdamla gerçek bir mücadele yürütülerek bir yandan da ispat kolaylığı sağlanarak bu sorun çözümlenebilir.
9) Grev hakkı üzerindeki yasak ve sınırlamalar kaldırılarak, patronların “yasa dışı grev, direniş vb.” gerekçelerle işçileri tazminatsız işten atmaları önlenebilir.
10) Sendikal örgütlenmenin önündeki engeller kaldırılarak, işçilerin kıdem tazminatı dahil tüm haklarını sendikal örgütlenme aracılığı ile güvenceye alması sağlanabilir.
11) Kamu alacaklarında işletme tüzel kişiliğinden tahsil mümkün olmadığında, işletme sahibi ya da ortaklarının mal varlığından tahsilata gidilebiliyor. Kıdem tazminatı ve tüm işçi alacakları için de bu kural getirilebilir.
İlgili haberler
Kıdem tazminatı hesabına primler de dâhildir
‘Ücret artı prim’ usulü çalışan işçilerin kıdem tazminatı hesabına düzenli ödenen primler (örneğin s...
İşçi onay vermedikçe kıdem tazminatı taksitle öden...
İş sözleşmesinin sona ermesi ile birlikte hak kazanan işçiye kıdem tazminatının derhal ve nakit olar...
Kıdem tazminatı son ücret üzerinden ödenir
Kıdem tazminatı son ücret üzerinden ödenir. 2019 Ocak ayında 2019 Ocak ayı ücreti dikkate alınır. Ek...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.