Türkiye’de kürtaj deneyimleri: Kadınların bilgiye erişim yetersiz
‘Kadınların Üreme Sağlığı Hizmetleri ve Kürtaj Deneyimleri’ araştırma raporu: Kadınların kürtaj hakkı engelleniyor, hakkını kullanamadığı için şiddete ve istenmeyen gebeliklere mahkum oluyor.

Kürtaj, Türkiye için de dünya için de bitmeyen bir tartışma. Kadınların sağlık, üreme hakkı, bireysel özgürlük meselesi olarak tartışılmayan bu hak, devletler için nüfus planlamasından ibaret bir konu adeta. Bu nedenle kürtaj kararında kadınların değil siyasilerin söz sahibi olduğu bir olgu söz konusu.

Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği, Mor Çatı Kadın Sığınma Vakfı ve Dissensus Araştırma ve Danışmanlık da pandemi döneminde “Kadınların Üreme Sağlığı Hizmetleri ve Kürtaj Deneyimleri”ni araştırdı. 23 kadınla yapılan görüşmeler sonrası hazırlanan rapor, Türkiye’de kadınların kendi bedenleri, sağlık durumları, doğurganlıkları ve kürtaj hakkında çok az sayıda bilgiye erişebildiğini söylüyor. Aynı şekilde Türkiye’de genel olarak var olan saǧlıǧa erişim hakları, kürtaj yasaları ve başka kadınların yaşadıkları konularında da çok sınırlı bilgileri olduğu belirtilen rapor şu sonuçları ortaya koyuyor:

KADINLAR NE TALEP EDECEKLERİNİ BİLMİYOR, AHLAKİ TUTUMLAR KADINLARI KISITLIYOR

Kadınlar dünyada yaşanan gelişmeler ve ilaçla kürtaj gibi yeni yöntemler konusunda da bilgi sahibi deǧiller. Zaman içinde biriken çelişkili ve kısmen yanlış bilgiler, sonunda kadınları yaşadıkları zorluklar karşısında güçsüz bırakıyor. Kadınların kendilerine faydası olacak tıbbi ve hukuki bilgilere erişimi zor. Devletten ve doktorlardan ne talep edeceklerini tam olarak bilmedikleri gibi, bu bilgileri arayıp bulmanın karşısında da kadınları kısıtlayan ahlaki tutumlar var.

İLAÇLI KÜRTAJ DAHA KOLAYKEN ÖN YARGILAR NEDENİYLE KADINLAR DAHA MESAFELİ

Türkiye’de kürtaja yönelik caydırıcı politikalar kadınların kürtaj konusundaki beklenti ve deneyimlerini şekillendiriyor. Özellikle ilaçla kürtaja geleneksel yöntemleri çaǧrıştırdıǧı için, cerrahi yöntemlere göre avantajlarını bilmedikleri için, kürtajı kolaylaştırarak ahlaki bozulmaya neden olacaǧını düşündükleri için mesafeliler.

İSTENMEYEN EVLİLİKLER, ÇOCUKLAR; ŞİDDETE MAHKUM HAYATLAR

Kadınlar kendi doǧurganlıklarını kontrol edememelerinin sonuçlarını hayatın her alanında yaşıyor. İstenmeyen çocuklara, eşlere sahip olmak, zor hayatlar yaşamalarına neden oluyor. Kadınlar kendi belirlemedikleri koşullarda çocuk doǧurma kararı almaktan tedirgin oluyor. Aynı belirsiz koşullar içinde bir öngörüde bulunup kürtaja karar vermek konusunda da zorluk çekiyorlar. Dolayısıyla hayatın belirsizliǧi karşısında kadınlar esneklik istiyorlar.

ENGELLER VE BİLGİ EKSİKLİĞİ HAK ARAMANIN ÖNÜNE GEÇİYOR

Kadınlar devlet ve hukuk sistemi içinde haklarını önlerine çıkarılan engeller ve bilgi eksikliǧi nedeniyle arayamıyorlar. Saǧlık sistemi içinde de talep ettikleri hizmeti alamıyorlar. Kürtaj gibi kendi bedenlerini ilgilendiren ve talep ettiklerinde erişmeleri gereken bir saǧlık hizmeti için onay ve destek bulmaya çalışıyorlar. Bu durumda aile içinde kalmaya ve orada çözüm bulmaya, eş, akraba, arkadaş gibi yakın çevreden destek aramaya mecbur kalıyorlar.

HAYATI KONTROL EDEBİLMEK, SÖZ SAHİBİ OLMAK…

Kadınlar hak gibi soyut bir kavramın kendilerini koruyacaǧı konusunda emin olmadıkları için, haklarla ilgili sorulara genellikle somut yaşam koşulların dan bahsederek cevap veriyorlar. Toplumsal cinsiyet eşitsizliǧi içinde yaşarken kendi bedenlerinin durumu, anne olmak, çocuk doǧurup doǧurmamak, kürtaj olmak gibi konularda kararları için her zaman çeşitli koşullar tanımlıyorlar. Anneliǧin doǧru bir zamanı olduǧu, kürtajın bazı durumlar için gerekli olduǧu, çocuk yetiştirmenin önemini, toplumun kısıtlayıcı normlarını vurguluyorlar. Kadınlar bireysel ve soyut olarak tanımlanan hakların, kendilerini toplumun dayatmaları karşısında kendi kararlarını alacak kadar güçlendirmediǧini söylüyorlar.

Kadınlar kendi hayatlarını kontrol edebilmek ve daha çok söz sahibi olmak istiyorlar. Bu yüzden kadınlar hak ve mecburiyet kavramlarını bir arada kullanıyorlar.

KÜRTAJ BİR İNSAN HAKKIDIR

Konuşulan kadınların bir kısmı toplumsal normlarla belirli derecede uyum içinde yaşamak istiyor. Kendi bedenleri ve hayatlarıyla ilgili karar verirken toplumsal destek ve onaydan vazgeçmek istemiyorlar. Yaşadıkları normallik içinde toplumun ahlaki normlarına uymayan bir yaşama mesafe koyuyorlar. Ancak genel kadınlık hallerini de hesaba katan bir bakış açısıyla, kendileri karşı olsalar bile kürtaj ihtimalinin var olmasını istiyorlar. Bu çerçevede kürtajın son çare olarak tanımlanması, bir yandan normlara uyulduǧunu, diǧer yandan hayatın zorluklarına karşı bir güvence arandıǧını gösteriyor. Tam da bu nedenle kürtaja erişim hakkı kadın yaşamı için vazgeçilmez bir gereklilik, dolayısıyla da kadının insan hakkı olarak ortaya çıkıyor.

Sonuç olarak kadınlar kürtaj söz konusu olduǧunda içinde yaşadıkları toplumsal cinsiyet rejiminden belirli koşulları seçerek ekleyip feminist söylemi revize ediyorlar: Kürtaj haktır, sınırları olmalı, kadınların kararı esas olmalı.

KADINLARIN KÜRTAJA BAKIŞI
Kadınların arasında kürtajı hak olarak görenler, hak olarak görmeyen ama bir seçenek olarak var olmasını isteyenler ya da kürtaja karşı olanlar var. Kadınlara “Kürtaj kadınlar için hak mıdır?” diye sorulduğunda gelen cevaplar, kadınların kürtajın olmasına dair ne kadar farklı konumlar edindiklerini gösteriyor:
• Kürtajı hak olarak görenler ve bunu bedeni üzerinde tasarruf hakkı olarak tarif edenler
• Kürtaj hakkını çeşitli koşullara bağlayarak şartlı bir hak tarif edenler
• Kürtajı hak olarak gören bazı kadınlar arasında bu hakkın normatif koşullar ve mecburiyetlerle ilişkili olarak tanımlanması gerektiğini söyleyenler,
• Kürtaj hakkını bir beden meselesi olarak değil doğurmama hakkı olarak tarif edenler-Kürtajı hak olarak görmeyenler,
• Kadınların toplumda tamamen görünmez olduğunu söyleyerek çok daha genel çerçevede, kadınların haklarının tanınması ve kadının varlığının kabul edilmesi anlamına geldiği için kürtaj hakkını savunanlar,
• Kürtajı kadınlar için hak olarak görse de kendisi için bunun canna kıymak anlamına geldiğini söyleyenler...


Kadınların Üreme Sağlığı Hizmetleri ve Kürtaj Deneyimleri Araştırma Raporu Tanıtımı

TÜRKİYE’DE KÜRTAJ HAKKI
Türkiye’de kürtaj yasağı 1983 yılında yürürlüğe giren 2827 sayılı Nüfus Planlaması Hakkında Kanun ile kaldırıldı. Türkiye’de gebeliğin onuncu haftası doluncaya kadar hukuken kürtaj yaptırmak mümkün.
Gebeliğin kadının hayatını tehdit ettiği, doğacak çocuk için ağır maluliyete neden olacağı hallerde uzman doktorların gerekçeli raporuyla desteklenmek koşuluyla 10 haftayı aşan süre zarfında da kürtajın yapılması öngörülüyor.
Gebeliğin cinsel saldırı sonucu oluşması halinde ise hâkim kararıyla olmak şartıyla kürtaj süresi 20 haftaya kadar uzatılabiliyor. Evli kadınların kürtaj olması eş, 18 yaşından küçük kız çocukları için veli iznine tabi.
“Türkiye’deki Kamu Hastanelerinde Kürtaj Hizmetleri 2020” raporuna göre, Türkiye’de kürtajın yasal olmasına karşın 295 kamu hastanesinden sadece 10’u isteğe bağlı kürtaj yapıyor. İstanbul’da da sadece bir kamu hastanesi 8 haftaya kadar olan gebeliklerde isteğe bağlı kürtaj yapıyor.
Kürtaja erişimin dışında cinsel sağlık gebeliği önleme yöntemlerini kullanmada da düşüş gözlenmekte. “2018 Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması” verilerine göre, 2013-2018 yılları arasında, gebeliği önleyici yöntem kullanmayanların oranı yüzde 27’den yüzde 30’a yükseldi.

Görsel: Araştırma raporu kapak görseli

İlgili haberler
Türkiye'de kürtajın tarihi

Türkiye'de 27 Mayıs 1983'te kürtaj yasal hale geldi. Aradan geçen 34 yılda kürtaj konusunda neler ya...

Pandemide hangi ülkede kürtaj hakkına dair nasıl d...

Pandemi döneminde kadınların kürtaj hakkı için dünyanın dört bir yerinde sokakları doldurduğuna şahi...

Resmen yasal fiilen yasak: Kürtaja erişilemiyor

Gebeliğin onuncu haftasına kadar isteğe bağlı kürtaj yasal olmasına rağmen Türkiye’de sadece 10 hast...