‘Muhtar Sultan Aksu: Evde, sokakta, neredeysek orada 25 Kasım’da yan yana olalım’
Sultan Aksu Kadıköy, Rasimpaşa Mahallesi muhtarı. Pandemi sürecinde kadına yönelik şiddetin arttığına yönelik gözlemleri olduğunu söyleyen Aksu ile deneyimlerini konuştuk.

Pandemi koşullarında ekonomik krizle boğuştuğumuz bu dönemde, evin giderleri, çocuğun okul ihtiyaçları, gıda, temizlik derken bütün kalemlerde masraf artıyor. Bunlar yetmezmiş gibi kadına yönelik şiddet de arttı ve birçok kadın şiddet gördüğü ortamlarda daha çok kalmaya maruz bırakıldı. Neredeyse her gün bir kadın cinayeti haberi okuyoruz. Kadın katillerinden her gün yeni bir bahane duyuyoruz. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Dayanışma Günü yaklaşırken biz de Kadıköy Rasimpaşa Mahallesi Muhtarı Sultan Aksu ile bir araya geldik. Özellikle pandemi döneminde mahallelerinde yaşanan kadına yönelik şiddet olaylarını, kadın muhtar olarak kendisinin mahalledeki gözlem ve deneyimlerini konuştuk.  

Pandemide kadına yönelik şiddettin arttığına yönelik gözlemleri olduğunu ifade eden Aksu; “Bu dönemde evden çalışan kadınlar ve ev işçisi kadınlar pandemideki yasaklarla birlikte eskiden 1 gün geçirdikleri erkeklerle daha uzun zaman geçirdi. Bu kadınlar için artı iş yükü ve sözlü-fiziki şiddete dönüştü. Kadınların eşlerine, sevgililerine hatta çocuklarına tahammül sınırı azaldı. Dışarı çıkamıyor, hastalık var. Maddi imkanlar sıkıntı, kendine yetemiyor. Bunların sonucunda ev içi şiddet arttı. Bana da bununla alakalı çok bilgi geldi. Arayanlar oldu. Ama genel olarak çoğu yerde çözümsüz kalıyoruz” diye konuştu.

GÖÇMEN KADINLAR ŞİDDETE UĞRUYOR, SINIR DIŞI EDİLME KORKUSUYLA ŞİKAYETÇİ OLMUYOR

Aksu, mahallede yaşayan, çoğunluğu Özbek göçmen kadınların pandemi süreciyle hayatlarının nasıl değiştiğinin de altını çizdi. Bu kadınlara yönelik şiddetin eşleri, sevgilileri ya da en yakınındaki erkekten geldiğine dikkat çeken Aksu devam etti: “Önceden çocuk bakma, temizliğe gitme gibi işlerde çalışıyorlardı. Şimdi çoğu fuhuş yapmaya başladı. Bu durum eşleri ve erkek arkadaşlarının bilgisi dahilinde gerçekleşiyor. Benim gördüğüm, kadınları fuhşa zorlayıp döndüklerinde de evde şiddet uyguluyorlar. Bıçak çekme, cam saplama vs. durumları olabiliyor. Polis geldiğinde ise kadınlar sınır dışı edilme korkusuyla şikayetçi olmuyorlar ya da şiddeti inkar ediyorlar.” Aksu bu duruma şahit olan birçok mahallelinin, “Buraya bir umutla gelen insanların sınır dışı edilmesine sebep olmayalım’’ fikriyle hareket ettiğini söylüyor. ‘’Ben bir iki vakayı takip etmek için emniyetle görüşüp durumu sorduğumda; ‘Muhtarım şikayetçi olmuyorlar. Bu nedenle herhangi bir işlem yapamıyoruz’ cevabını aldım. Bu son dönemde oldukça arttı. Haftada neredeyse üç dört gün bu vakaların haberini alıyoruz. Türkiyeli kadınlar bu konuda yasakların kalkmasıyla biraz daha rahat nefes aldı fakat göçmen kadınlar için durum ciddileşiyor.”

Şiddet mağduru kadınlar muhtarlığa ulaştığında ilk olarak polise bilgi veriliyor. Karakol doğrudan müdahale etmiyor. Emniyetin Aile İçi Şiddet Birimi ilgileniyor ve Sosyal Hizmetlerle görüşüyor. Sonraki aşamada kadınlar talep ederlerse sığınmaevlerine yerleştirilebiliyor. Bu durumda bazı kadınların polis kaydı istemediğini söyleyen Aksu: “O zaman özel kadın sığımaevlerine ya da yerleştirebiliyorsak güvenli bir başka kadın arkadaşın yanına yerleştiriyoruz” diyerek buldukları çözümü anlatıyor.

KADINLAR EN ÇOK ÇOCUKLARI NEDENİYLE SIĞINMAEVİLERİNDE KALMAK İSTEMİYOR
Uygulanan prosedürün kadını güçlendirmek için yeterli olup olmadığını sorduğumuzda: “Yeterli değil tabii ki” cevabını veriyor. Kaymakamlık ve belediyeden kadına yönelik şiddeti önleme eğitimleri aldıklarını aktaran Sultan Aksu “Sığınmaevlerinde geçici süre ile 6 ay kalabiliyorlar. Kadın için ölüm tehlikesi bitmemiş, ekonomik bağımsızlık kazanamamışsa bu süre uzayabiliyor. 12 yaş üzeri erkek çocuklar ise sığınmaevlerine alınmıyorlar. Şiddet gören birçok kadın çocuklarından dolayı sığınmaevlerine gitmemeyi tercih edebiliyor. Kadıköy Belediyesi bu konuda bir adım da attı. Yeni bir yaşam evi açtı ve burada anneler 12 yaşından büyük erkek çocuklarıyla birlikte kalabiliyorlar. Bu sorunun bu yönü açısından çok iyi bir adım oldu.”
KADINLAR İNCE BİR TEL ÜSTÜNDE YÜRÜYOR GİBİ

Muhtar Aksu, İstanbul Sözleşmesi şiddet gören kadınlara uygulanan prosedürün neresinde? Sorusuna ise şu cevabı veriyor: “Uygulanıyor olsaydı biz bu vaziyette olmazdık. Hiçbir kadın bu kadar acı çekmezdi. Yasa var. Yasa caydırıcı da bir yasa ama uygulanmıyor. Bu nedenle erkek şiddeti her gün artarak daha pervasızca daha vahşileşerek, korkunç bir halde karşımıza çıkıyor. Katil savunmalarının bile ahlakı yok artık. Meydanlarda, sokaklarda, sosyal medyada bulunduğumuz her yerde, sesimiz umarım yan yana gelemediğimiz kadınlara ulaşıyor, kulaklarına çalınıyordur.” “Bir yasa var” diyen Aksu ekliyor: “Kadınların hayatını kurtarabilecek bir yasa var ve bu yasa uygulanmıyor. Hatta kendi imzaladıkları sözleşmeyi, koydukları ama uygulamadıkları bu yasayı kaldırmak istiyorlar. İstanbul’da imzalanmış bir sözleşmeyi tartışır pozisyondalar. ‘İçinde başka bir şey varmış’ diyorlar. İmzalarken görmemişler mi? Bizim derdimiz bu yasanın uygulanması. 6284 sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girerse ne Pınar Gültekinler, ne Şule Çetler ne de Sultan Aksular ölür. 25 Kasım yaklaşıyor. Bu röportajı yapıyoruz ama yarın bana da şiddet uygulanmayacağının, yarın birilerinin de benim için bu cümleleri kurmayacağının bir garantisi yok bu ülkede. Bu durum çok korkutucu. Kadınlar ince bir tel üstünde yürüyor gibi. Bu bizim hayatımız ve kimseye hayatımızı tartıştırmayız. Bu yasanın çıkması için çok uğraştık. İptal edilmemesi için de her şeyi yapmalıyız. Bu sözleşme ülkedeki kadınların hayatları için kazanılmış bir hak ve uygulansaydı bu kadar acı çekmeyecektik. Şule Çet’in arkadaşları Pınar Gültekin’in, Şule Çet mahkemesine gittiğini duyurdu. Şimdi bu kadınlar Pınar Gültekin’in davasının da takipçisi. Durumumuz aslında bu kadar acı. Emine Bulut bizim gerçeğimiz ve hiçbirimiz ölmek istemiyoruz. Bu nedenle 6284 sayılı Yasa’ya sahip çıkmalıyız.”

‘KADINLARA YÖNELİK ŞİDDETİ DURDURMAK İÇİN SESİMİZİ YÜKSELTMELİYİZ’
Sultan Aksu son olarak kadınlara şu çağrıyı yapıyor: “Bir kadın olarak 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü’nde pandemi öncesi Taksim’de bir şekilde binlerce kadın ile bir araya gelerek sesimizi yükseltiyorduk. Şimdi de evdeysek evde, sokaktaysak sokakta, bulunduğumuz her yerde kadınlara yönelik şiddeti durdurmak için sesimizi yükseltmeliyiz. Kadınların, yan yana gelmekten, omuz omuza durmaktan başka bir seçeneği yok.” Aksu, kızının da doğum günü olan 25 Kasım’da kızıyla birlikte pandemi kurallarına uygun şekilde Kadıköy’de olacağını da vurguladı.


İlgili haberler
‘Eşit ve özgür bir yaşam için 25 Kasım’da Kadıköy’...

25 Kasım Kadın Platformu, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma G...

İkitelli’de kadınlardan 25 Kasım yayını

25 Kasım Kadına Yönelik şiddetle Mücadele Günü öncesinde İkitelli’de kadınlarla Instagram yayınında...

Esenyalı’da 25 Kasım'a doğru adım adım

Esenyalı Kadın Dayanışma Derneği, halk pazarında kadınlara seslenerek ‘Bu 25 Kasım’da krizin, yoksul...