İktidarın ‘kutsal ailesi’ için müfredat hazırlandı
Ortaokullarda ve liselerde 'Türk sosyal hayatında aile' dersi için müfredat hazırlanarak onaylandı. İktidar bu dersle gerici, baskıyı kabullenmiş ve içselleştirmiş bir nesil yaratacak.

Milli Eğitim Bakanlığına bağlı Temel Eğitim Genel Müdürlüğü ve Ortaöğretim Genel Müdürlüğü, ortaokul ve liseler için seçmeli “Türk sosyal hayatında aile” dersi hazırladı. Dersin müfredatı, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığınca onaylandı.

Türk Sosyal Hayatında Aile dersi ortaokullarda: ailenin önemi, aile olmak, Türk aile yapısının tarihsel süreci, toplumsal değişim ve aile olmak üzere 4 üniteden oluşuyor. Liselerde ise toplumsal bir kurum olarak aile, tarihsel süreçte Türk aile yapısı, Türk aile yapısında değişim ve dönüşüm, Türk aile yapısının karşılaştığı güncel sorunlar olarak 4 üniteden oluşuyor. Müfredatlar incelendiğinde ise ailenin toplumu değiştirip dönüştürmedeki ideolojik işlevi, ailenin geleneksel, milli ve dini değerler etrafında ele alındığı, buna göre şekillendirilmesinin propaganda edildiği görülüyor.

‘FITRAT’ YİNE GÜNDEMDE

Liseler ve ortaokullar için ayrı ayrı hazırlanan iki müfredata da bakıldığında ilk göze çarpan şey aile kurumunun toplum açısından ne kadar önemli olduğuna dair yapılan vurgu oluyor. Her iki müfredatta da ailenin, kültürün ve değerlerin aktarılması, yaratılması ve toplumun yapı taşı olması niteliği öne çıkartılıyor. “Güçlü aile, güçlü toplum” sözü doğrudan olmasa bile sürekli hatırlatılıyor.

Ortaokul için hazırlanan müfredatta; öğrencilerin aile kavramını ve ailenin toplumdaki önemini kavraması, temel işlevlerinin farkına varması amaçlandığı ifade ediliyor. Bunun yanı sıra aile bireyleri ve aile bireylerinin rollerine dair öğrencilerin farkındalık düzeyinin artırılması ve ailenin kültürel değerlerin aktarımında öneminin kavratılması amaçlanıyor.

Ders kapsamındaki ünitelerden birincisi olan ailenin öneminde geçmişte de iktidar kanadından sıklıkla duyduğumuz “fıtrat” kavramı öne çıkıyor. Ailenin ve aile kurmanın önemi ortaokul çocuklarına anlatılırken, aile kurmanın kendisinin fıtrattan geldiği ifade ediliyor. Ünitenin bu kısmı kadınlar ve LGBTİ’ler açısından oldukça endişe verici. Aile için fıtrat tartışması başladığı andan itibaren artık iktidarın makbul gördüğü aile içindeki roller de doğallaşıyor. Yani erkek ve kadından oluşan, erkek ve kadının eşitsiz ilişkisi üzerine mülkiyet temelli kurulmuş aile doğallaştırılmış oluyor. Bu tarz bir ailenin topluma yansımalarını gün geçtikçe daha sık görüyoruz; eşi, eski eşi, babası, abisi, kayınbabası vb. tarafından öldürülen kadınlar, iktidarın çocuklara öğretmeye ve kavratmak istediği ailenin yansımalarından sadece biri.

AİLE DERSİNDE ŞER’İ HUKUK TARTIŞMASI

Program dahilinde çocukların kavraması hedeflenen şeylerden biri de anne ve babanın çocuk bakımındaki rolleri ve sorumlulukları. Bu sorumlulukların ne olduğuna dair müfredatta herhangi bir bilgi bulunmuyor. Ancak hem liselere hazırlanan hem de ortaokullara hazırlanan müfredatın içine baktığımızda aile üyelerinin hak ve sorumluluklarının özel olarak İslamiyet ve Osmanlı üzerinden tartışıldığını görüyoruz.

Ortaokullar için olan ders müfredatı; açık bir şekilde İslama göre ailenin nasıl şekilleneceğine, aile bireylerinin sorumluluklarının İslam’a göre nasıl olması gerektiğine dair özel vurgular içeriyor. Osmanlı’da ise ailenin şer’i kurallara göre nasıl kurulduğunun ve boşanma, evlilik, miras gibi konuların dini uygulamalar esasında nasıl düzenlendiği öğretileceği açıkça belirtilmiş. Türk ve İslamiyet’te aileye verilen “değerin” ortak noktaları üzerinde durulacağı söylenerek, lise öğrencilerine açıktan Türk-İslam ideolojisi temelinde bir aile kurumu kavratılmaya çalışılacak.

Osmanlı ve İslamiyet’te ailenin nasıl kurulduğuna dair detaylı bir aktarım yapılsa da Cumhuriyet tarihinde Medeni Kanun’un aile yapısı üzerindeki etkilerin ele alınacağı belirtiliyor ancak nasıl ele alınacağına dair bir ayrıntı verilmiyor. Ancak modernleşme ve sanayileşmeyle beraber aile kurumunun da değişime uğradığı aile tarihinin ve aileye dair güncel sorunların tartışıldığı ünitelerde yer buluyor. Modernleşme ile birlikte ailenin değişiminin merkezinde ise kadınların eğitime ve çalışma yaşantısına katılması bulunuyor. Açıktan bir karalama ve hedef gösterme olmasa da iktidarın daha önce söylemleriyle de övdüğü, müfredatta da inatla üzerinde durulan geleneksel ailenin değişimine neden olan en önemli faktör olarak kadınların toplumsal hayata katılımı görülüyor. İçinde yaşadığımız sistemde ev içi angaryanın tamamen kadın üzerine yıkılması durumu ve kadınların toplumsal hayattan uzaklaştırılması, ortaokul ve lise çocuklarına ailenin ayakta kalabilmesi için bir zorunluluk olarak öğretilecek gibi görünüyor.

İKTİDARA ÇEKİRDEK AİLE YETMİYOR

Daha önce iktidar kanadından çekirdek ailenin yetmediği geniş aile modeline yönelik özlem söylemlerini duymuştuk. Lise ve ortaokul için hazırlanan bu müfredatta da geniş aileye yönelik bir yönlendirme olduğu seziliyor. Aile tartışması yalnızca çekirdek aile ile sınırlı tutulmuyor, büyükanne, büyükbaba, teyze gibi kişilerin ailedeki sorumlulukları ve rollerine de değinilerek, aile kavramı diğer akrabaları da kapsayacak şekilde genişletiliyor. Kentleşme sürecinde çekirdek ailenin artışı, evlilik yaşı, çocuk sayısı ve bakım işlerinin aile dışında karşılanmaya çalışılması da özel olarak müfredatta yer alıyor. Ailenin bu genişlikle ele alınıyor olması, ailenin içinde karşılanan bakım hizmetlerinin garanti altına alınmasına da işaret ediyor. Müfredatta, aile içindeki çocuk bakımının karşılanamadığı ölçüde kreşlere ihtiyaç duyulması, yalnızlaşan yaşlılar ve engelli bireylerin sorunları ayrı başlıklar olarak ele alınıyor. Aslında iktidar, devletin karşılaması gereken yaşlı, engelli ve çocuk bakımı sorumluluğunu geçmişe atıfta bulunarak ailenin üzerine atıyor. Ve bu sorumluluğu gerçekleştirmek için artık çekirdek aile yeterli gelmiyor, iktidar bu sorumluluklar için geniş aileyi işaret ediyor.

ERKEN YAŞTA BOŞANMA KARŞITLIĞI ÖRGÜTLENİYOR

Bunların yanı sıra lise müfredatında, boşanmalara yönelik ayrılan ayrı bir kısım yer alıyor. Ancak boşanma konusu, eşlerin artık birlikteliklerini sürdürememesinin nedenlerine eğilmekten ziyade, boşanma sonucunda çocuğun yaşayabileceği negatif etkiler, tek ebeveynli ailelerin sorunları, ve “ebeveyn yoksunluğu” çeken çocukların sorunları üzerinden ele alınıyor. Boşanmaların sebebi olan aile içi şiddet ve eşitsizlikler göz ardı edilerek liseli öğrenciler arasında ne olursa olsun boşanmanın karşısında bir propaganda örgütlenmeye girişiliyor.

Müfredat, dijitalleşme ve bireycilikle birlikte aile kurumunun zayıfladığı ve buna karşı neler yapılması gerektiğine dair de alt başlıklar içeriyor.

İKTİDARIN HEDEFİ GELECEK NESLİ DÖNÜŞTÜRMEK

Ailenin çocuklar tarafından nasıl kavrandığı, nasıl ele alındığının iktidarın kutsal ailesine göre şekillendirildiği bu ders müfredatı, “ailedeki davranış ve düşünüş biçiminin toplumsal yapıya benzeşmesinin güçlü bir topluma temel” oluşturacağının altı çiziliyor. Burada şu soruyu sormak gerekiyor, toplumsal yapıyı kim yönlendiriyor? Ailenin toplumun kültür ve değerlerine uygun bireyler yetiştirmesindeki rolü vurgulanıyor. Burada tekrar soruyoruz: Hangi kültür, hangi değerler iktidarın tahayyül ettiği aile içinde örgütleniyor? Kadınların toplumsal yaşamdan kopartıldığı, çocukların ailenin mülkiyeti sayıldığı, ailenin devletin gerçekleştirmesi gereken sosyal hizmetleri sırtına yüklenerek kapitalizmin yeniden üretildiği bir birim olarak eşitsizliği, şiddeti, baskıyı yeniden ürettiği bir ailenin çocuklara “doğal olan, doğru olan” olarak öğretilmesi hedefleniyor. İktidar medeni haklara, kadın haklarına, sosyal haklara saldırmakla bugün Türkiye’deki burjuvazinin ihtiyaç duyduğu bir toplum yaratma yolunda hızlı adımlar atarken, bir diğer yandan gerici, dinci, baskıyı kabullenmiş ve içselleştirmiş gelecek bir nesil de yaratmayı hedefliyor.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Ne veliye, ne öğrenciye MEB bütçesi sermayeye, cem...

Mili Eğitim Bakanlığı Bütçesi Mecliste Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülüyor.

MEB'den dini dayatmaya devam: Yabancı dil, güzel s...

MEB Tebliğler Dergisi Ağustos 2023 tarih ve 2789-Ek 2 sayısından ilkokul ve ortaöğretimde din dersle...

MEB ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni yönetmelikten...

MEB, Sosyal Etkinlikler Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ni etkinlik...