Gülsüm Kuyar Davası| ‘Gülsüm öldürülmemek adeta için feryat etmiş’
Uzaklaştırma kararının ihlaline ilişkin şikayeti olmasına rağmen boşanma aşamasındaki eşi tarafından çalıştığı okulda öldürülen Gülsüm Kuyar’ın cinayet davası görüldü.

Hakkında uzaklaştırma kararı olan boşanma aşamasındaki eşi Mehmet Kuyar tarafından öldürülen Gülsüm Kuyar davasının ikinci duruşması, Ankara Batı Adliyesi 3. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Sanık Mehmet Kuyar, çelişkili ifadelerde bulunarak eşiyle arasında bir sorun olmadığını savundu.

‘EŞİMLE ARAMIZDA SORUN YOKTU, BOŞANMA KARARI ORTAKTI’ SAVUNMASI

Sanık Mehmet Kuyar savunmasında çelişkili ifadelerde bulunarak “Eşimle aramızda aslında hiçbir sorun yoktu. Boşanmaya birlikte karar verdik. Hatta onu ben getirdim adliyeye. Ben cezamı almak istiyorum, kimseyi de görmek istemiyorum. Eşime söz verdim, konuşmak istemiyorum. Olayı, insanların kendi vicdanlarına bırakıyorum” dedi. Hakimin cinayetle ilgili sorularını yanıtlayan Kuyar, “Konuştuğumuzda masanın üstünde bıçak vardı öyle öldürdüm. Bunlar bizim ailemizin özel sorunları anlatmak istemiyorum. Cezama razıyım. Savcılıkta verdiğim ifadelerin yarısı kısmen benimdir, oradaki ifadeleri de kabul ediyorum. Eşim benden hiçbir zaman rahatsız değildi. Eşimi o gün, müdür bey arıyordu ‘Telefonu aç’ dedim, açmak istemedi. Sen açmazsan ben açayım dedim. Sonraki konuşmamız hararetli oldu. Telefonu elinden aldım, o açmıyorsa ben açayım diye. Telefon elimdeydi ve tartışıyorduk. Sonra bıçağı aldım elime, nasıl olduğunu da hatırlamıyorum. Kredi kartı telefonun arkasındaymış. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasını kabul etmiyorum. Cezamı almak istiyorum” dedi. Hakim sanık Kuyar’a “Aldatma var mı?” diye sordu.

Gülsüm Kuyar’ın ailesinin avukatı Onur Tatar, sanığa “Olaydan sonra bir hafta kaçtığınızda nerede kaldınız? Parkta yattığınızı söylüyorsunuz, hangi parkta kaldınız? İfadenizde bıçağın 20 lira ile alındığınızı söylüyorsunuz, burada okuldan aldığınızı söylediniz. Bıçak neredeydi? Eşinizi takip ediyor muydunuz? Telefonunun SİM kartının neden kırdınız?” sorularını yöneltti. Tatar’ın sorularını cevaplayan Kuyar, “Ben onları ifademde söyledim zaten. Eşimi takip etmiş olsaydım oradaki hanımefendiye ‘Eşim burada mı?’ diye sormazdım. Ben daha önce okulun önünde beklemedim. O telefonu sokakta biri bulsaydı ne yapardı? Eşimin telefonunun üzerinden başka işler yapılmasın diye SİM kartını kırdım. Yanımda bıçak taşımam” dedi.

Gülsüm Kuyar’ın annesi Fatma Acar ise sanığın en ağır cezayı almasını istediğini söyleyerek “Ben kızımın saçına dokunamazdım. Bu katil kızıma, ‘eşim’ diyor. İnsan eşine 12 yılı zehir eder mi?” derken baba Hüseyin Acar da “Kızımın hayatını mahvetti. En ağır cezayı alsın” dedi.

AVUKAT ONUR TATAR: CİNAYET TASARLANMIŞ

Avukat Onur Tatar, sanığın bir pişmanlığının olmadığını ifade ederek “Sanık eylemini tasarlayarak yapıyor. Olaydan önce defalarca Gülsüm Kuyar’ın çalıştığı okula geliyor. Önceden bıçak satın alıyor. Okulun çıkışını bekliyor. Çalışanların ayrılmasının ardından okula duvardan atlayarak giriyor. ‘Eşime söz verdim’ gibi savunmalar yapılıyor ama Gülsüm Kuyar’a vurulan darbe sayısı dokuz. Yedisi öldürücü darbe ve sırtından yaralıyor. Kredi kartını yağmalıyor. Alışveriş yapıyor. Kaçtığı sürede, ‘Parkta yattım’ diyor ama kendisine mutlaka yardım edenler var. Bu konuda soruşturma açılmasını talep ediyoruz. Adli sicil kaydında ise yok yok. Hırsızlıktan konut dokunulmazlığını ihlale kadar her suçu işliyor. Zaten olay tarihinde de şartlı tahliye sürecinde” diye konuştu.

‘GÜLSÜM’ÜN TÜM BAŞVURULARI BÜROKRASİNİN İÇİNDE KAYBOLMUŞ’

Sanık Mehmet Kuyar’ın “eşini kasten tasarlayarak öldürmekten” ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alması gerektiğini ifade eden Tatar, “Ayrıca burada, takdiri indirim gerektirecek unsur da yok. Son olarak bıçağı kullanan Mehmet Kuyar ama maalesef önlemlerin yeterince alınmamasından dolayı sorumluluk devlete aittir. Gülsüm Kuyar, hayatını çalışarak devam ettirmeye çalışan bir kadın ve ailesinin de tek evladı. Gülsüm Kuyar öldürülmeden önce adeta feryat etmiş. Tüm başvuruları, bürokrasinin içinde kaybolmuş. Mehmet Kuyar belki bir tweet atsaydı, bütün adli mekanizmalar harekete geçerdi ancak burada hiçbir şey yapılmamış” dedi.

‘GÖREVİNİ YERİNE GETİRMEYEN SORUMLULAR DA YARGILANMALI’

Ankara Barosu Gelincik Merkezinden Reyhan Kademli, “Sanık şüpheli durum yaratmaya çalışmaktadır ancak sanık hakkında uzaklaştırma ve eşi hakkında koruma kararı verilmiş. Eşiyle sorunu olmayan bir faile uzaklaştırma kararı verilmez. Cinayeti hafifletici hiçbir sebep yok. Bir kişi, eşini öldürdükten sonra kredi kartını alarak kendine gidip deodorant alamaz” diye konuştu.

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Ceren Kalay Eken de kolluğun ve savcılığın bütün şikayetlerin ardından doğru bir risk analizi yapması gerektiğini belirterek, “Burada görevini zamanında yerine getirmeyen sorumlular hakkında, suç duyurusunda bulunulmalıdır. Başka kadınların da hayatta kalması için bu önemlidir” dedi.

Sanığın tutukluluğunun devamına karar verilerek dava 7 Ekim 2022 tarihine ertelendi. 

Fotoğraf: Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi


İlgili haberler
Gülsüm’ün yaşam hakkı ihlal edildi, ihmali olan he...

Ankara’da yaşayan Gülsüm Kuyar, hakkında uzaklaştırma kararı bulunan boşanma aşamasındaki Mehmet Kuy...

Kızını katleden babaya 'tahrik' ve 'iyi hal indiri...

Kayseri'de kızı Şahinder Karakulak'ı katleden Basri Karakulak isimli erkeğe verilen 'haksız tahrik'...

Kız kardeşini kadın cinayetinde yitiren Hamide Evr...

Döndü Şengül, 2019 yılında eşi Şükrü Şengül tarafından katledilmişti. Yıllardır hukuk mücadelesi ver...