Gebze Kadın Platformu Büşra Kabataş için sokaktaydı: Önleyici mekanizmalar istiyoruz
Gebze Kadın Platformu, geçtiğimiz hafta evinden çıkıp okula gitmek için hazırlanırken Taner Yaylacı tarafından canice katledilen 15 yaşındaki Büşra Kabataş için açıklama yaptı.

Büşra Kabataş için Gebze Kent Meydanında buluşan kadınlar “Sözleşmeyi değil cinayeti engelle”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” ve “Kadın cinayetleri politiktir” sloganlarını attı.

Gebze Kadın Platformu adına basın açıklamasını Eğitim Sen Kadın Sekreteri Meryem Meriç Atalay okudu. Büşra Kabataş İçin “Hiçbir canlının yaşamaması gereken bir şekilde canice tasarlanarak katledildi” diyen Atalay, “Cani intikam almak amacıyla orda bulunduğunu Büşra’yı değil aslında yine bir başka kadını, annesini hedef aldığını planları tutmayınca Büşra’yı katletmek zorunda kaldığını söylüyor. Katil zanlısı Taner Yaylacı’nın tasarladığı cinayet için önceden hazırlık yaptığı, büyük bir titizlikle bu cinayete hazırlandığı, yanında getirdiği yanıcı madde, koli bandı, çamaşır ipi, elektro şok cihazı emniyet güçlerince alınan ifadeden anlaşıldı” dedi.

‘KADIN DÜŞMANI POLİTİKALARDAN CESARET ALIYORLAR’

Kadın düşmanı politikaların bu katliamların önünü açtığını söyleyen Atalay “Her defasında kadın cinayetlerinin medyada yer alış biçimi, eril yargı indirimleri, faili aklamaya dönük erkek egemen ahlak kodları ise katillerin imdadına yetişircesine seferber ediliyor. Kadınları katledenler toplumdaki erkek egemen değerlerden, uygulanmayan tedbir ve önlemlerden, defalarca verilen haksız tahrik indirimlerinden medet umarak kadın cinayetlerini işliyorlar.Tıpkı Özgecan Aslan’ ı öldüren Ahmet Suphi Altındöken gibi, Şule Çet’i katleden Çağatay Aksu gibi, Gülistan Doku’yu kaybettiren Zainal Abarakov gibi iktidarın kadın düşmanı politikalarından cesaret alarak bu katliamlar planlanıyor” diye konuştu.

“İstanbul Sözleşmesi’nin gereklikleri uygulanmış olsaydı Büşra ve Pınar gibi kaybettiğimiz binlerce kız kardeşimiz bugün hayatta olacaktı” diyen Atalay, “Şiddeti önlemenin en önemli yolu önleyici politikaları hayata geçirmektir. Ancak Aile Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanlığı bu konudaki sorumluluğunu sadece başsağlığı mesajı yayınlamak ve davalara müdahil olacağını beyan ederek sınırlı tutmaktadır. Biz taziye değil önleyici mekanizmalar oluşturulmasını, kadın erkek eşitliğini sağlayan politikalar üretilmesini istiyoruz. Hiçbir baskı ve engelleme biz kadınları erkek-devlet şiddetine karşı bulunduğumuz her yerden isyanımızı ve sözümüzü büyütmeye engel olamayacak” dedi.

‘BİR KEZ DAHA HAYKIRIYORUZ’

Mücadeleyi büyütme çağrısı yapan Atalay, “Geçtiğimiz Cumartesi günü bu alandan Mahsa özelinde tüm İranlı ve Gerici İslam’ın şiddetine maruz kalan kadınlar için şeriata karşı laiklik vurgusu yapmış, laiklik kaybedilince ilk kaybedenler kadınlar oluyor demiştik. Bugün de acı ve isyanla, bir sokak ortasında öldürülmemek için, erkeklerin sevgisinin, arzularının inançlarının, öfkelerinin kurbanı olmamak için, sosyal medya hashtagi ve bir sayısal veri olmamak için alandayız. Kadınlar olarak; yaşamlarımızdan ve haklarımızdan vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha haykırıyoruz. Eşit ve özgür bir yaşam için kadın dayanışmasından güç alarak örgütlü mücadelemize ısrarla devam edeceğiz. Eşit ve özgür bir yaşamdan yana olan herkesi kadın cinayetlerinin politik olduğunun bilincini büyütmeye, İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaya, sözleşmenin ve 6284 sayılı yasanın etkin bir şekilde uygulanması için mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

NE OLMUŞTU?
8 Ekim günü Kocaeli'nin Gebze ilçesinde Taner Yaylacı isimli erkek, 15 yaşındaki lise öğrencisi Büşra Kabataş'ı katletmişti. Taner Yaylacı, “Canavarca hisle ve eziyet çektirerek öldürme” suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi.

Fotoğraf: Hasret Gültekin Kozan/Evrensel