Kadın Dayanışma Vakfı ”Kadınların, Kadına Yönelik Şiddet ve Ayrımcılık Alanında Mevcut Destek Hizmetleri Hakkında Bilgi Alma ve Bu Hizmetlere Erişme Haklarının Güçlendirilmesi” Projesi kapsamında “Yoksulluk Nafakası Araştırması”nın sonuçlarını içeren raporunu Limak Otel’de düzenlediği basın toplantısı ile açıkladı. Toplantıya Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı’ndan yetkililer, HDP, MHP ve CHP’li vekillerin yanı sıra Ankara Barosu’ndan avukatlar ve çok sayıda sivil toplum örgütü üyesi katıldı.
Açılış konuşması ardından hazırlanan rapor Kadın Dayanışma Vakfı üyesi Ceren Akçabay, tarafından paylaşıldı. Kadın Dayanışma Vakfı’nın 1993’te, kadına yönelik şiddet ve bu şiddetin temelindeki toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmek için kurulduğunu hatırlatan Akçabay, “Çalışmalarını dayanışma anlayışıyla, gönüllü kadınların destekleriyle ve feminist ilkelerle sürdüren Vakıf bünyesindeki Kadın Danışma Merkezinde, şiddete maruz bırakılan kadınlara ücretsiz sosyal, hukuki ve psikolojik destek sunulmaktadır” dedi.
‘YOKSULLUK NAFAKASINA IŞIK TUTUYOR’
Şiddete maruz kalan kadınların, destek hizmetleri hakkındaki bilgi alma ve bu hizmetlere erişme haklarının güçlendirilmesi için bu çalışmayı yürüttüklerine dikkat çeken Akçabay, bir süredir kamuoyunu meşgul eden ve önümüzdeki günlerde ikinci yargı paketi içinde Meclis gündemine gelmesi beklenen yeni yoksulluk nafakası düzenlemesine ilişkin tartışmalara ışık tutmak amacıyla bu araştırmanın yürütüldüğünü ifade etti. Akçabay, sözlerine şöyle devam etti: “Zira yoksulluk nafakası tartışmalarına katılan pek çok kurum ve yetkilinin de belirttiği gibi tartışmalar hukuk uygulamasına ilişkin mevcut sorunları ve toplumsal gereksinimleri ortaya koyacak sosyolojik verilerden azade olarak tekil örnekler çerçevesinde sürdürülmektedir.”
‘140 NAFAKA DOSYASI İNCELENDİ’
Araştırma ile yoksulluk nafakası konusunda yeni bir düzenlemeye ihtiyaç olup olmadığı ve yoksulluk nafakası ile ilgili uygulamada karşılaşılan sorunların neler olduğu ve nafaka talepli davalarda kadına yönelik şiddetin de incelendiğini vurgulayan Akçabay, çalışmanın yürütülmesi için gönüllü vakıf avukatları arasında bir çalışma grubu oluşturulduğunu ve nafaka talepli 140 tane nafaka ve boşanma dava dosyalarının incelendiğini aktardı. Akçabay, ayrıca araştırmanın yasama sürecinde yoksulluk ilişkin tartışmaya katkı sunabilmek amacıyla iki ay gibi kısa bir sürede hazırlandığını ve araştırmanın içerdiği örneklem zaman, dava ve talep çeşidi bakımından geniş bir çeşitliliğe sahip olduğunu dile getirdi.
Akçabay, 140 dava dosyasının 14’ünün nafaka davası (nafakanın artırılması, nafakanın kaldırılması, tedbir nafakası ve yardım nafakası davaları), 126 tanesinin boşanma davası, 121 tanesinin çekişmeli boşanma davası ve 5 tanesinin de anlaşmalı boşanma davası olduğunu belirtti.
Akçabay, raporun sonuçlarını şöyle sıraladı:
* Araştırmada, yoksulluk nafakası tartışması içinde nafaka taleplerinin birbirinden ayırmada yaşanan güçlüğün, nafakanın boşanma davalarının içinde ve ayrıca dava açılarak talep edilmesinin, bakım ve yardım nafakası olarak farklı şekillerde talep edilmesinin ve birden fazla bakım nafakasının özellikle müşterek çocuğun varlığı halinde aynı anda talep edilmesinin bir sonucu olduğu gözlemlenmiştir.
* Araştırmada boşanma ve nafaka davaları ile cinsiyete dayalı şiddet arasında önemli bir ilişki tespit edilmiştir. Boşanma sebepleri farklılık göstermekle beraber incelenen dosyaların yüzde 82, 9 gibi büyük bir oranında kadına yönelik şiddet iddiası mevcuttur. Şiddet iddiası içeren dosyalarda büyük oranda nafaka talebi söz konusudur.
* İncelenen davaların büyük bölümü kadınlar tarafından açılmıştır. Açılan davaların yüzde 32,1 inde kadınlar maddi imkansızlıklardan kaynaklı olarak adli yardımdan yararlandırılmışlardır. Adli yardım al(a)mayanlar bakımından ödenen zorunlu mahkeme masraflarının genellikle bağlanan nafaka miktarlarından çok daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır.
* Araştırmada ulaşılan veriler TÜİK verileri ile uyumlu bir şekilde kadınının eğitim, meslek ve gelir durumlarının erkeklerin çok gerisinde olduğunu ortaya koymaktadır.
* Boşanma ve nafaka davalarında nafaka taleplerinin müşterek çocukların varlığı ile önemli ölçüde ilişkili olduğu anlaşılmıştır. Davalara taraf kadın ve erkeklerin yüzde 72,2’sinin bir ila beş tane müşterek çocukları vardır. Müşterek çocukların velayeti yüzde 79 oranında kadınlara verilirken erkeklere ise sadece yüzde 7,40 oranında velayet verilmiştir. Mahkemeler tarafindan en yüksek oranda kabul edilen nafaka türü yüzde 69,73 ile müşterek çocuklara bağlanan iştirak nafakasıdır. Genellikle kadınların talep ettiği yoksulluk nafakasının kabul oranı ise ikinci sırada olup yüzde 48,83 tür.
* Nafaka meblağlarının asgari ücret, açlık ve yoksulluk sınırı gibi genel ekonomik veriler çerçevesinde ele alındığında sanıldığından çok daha düşük olduğunun altı çizilmelidir. Hükmedilen nafakanın yüzde 66,4’ü 0-500 TL arasında olup ortalaması 262 TL dir. Tüm aralıklar için Mahkemelerce verilen nafaka miktarlarının ortalaması ise sadece 370 TL. dir.
* Yapılan incelemelerde tespit edilen en önemli sorun ise nafakaların ödenmiyor olmasıdır. Mahkemeler tarafından hükmedilen nafakaların yüzde 20,7 ‘si nafaka yükümlüleri tarafından ödenirken söz konusu nafakaların yüzde 0.7’si kısmen ödenmiş; yüzde 50,7’si hiç ödenmemiştin Nafakaların olarak yüzde 40 oranında nafaka yükümlülerinin nafaka ödemek istememeleri olduğu belirtilmiştir
* İncelenen bir çok dosyada şiddet gördükleri için boşanma davası açan kadınların bu şiddetten kurtulmak için eşlerinden bir an önce boşanmak, can güvenliklerini sağlamak ve eşleri ile ilişkilerini bir an önce tamamen koparıp, mevcut tehditlerden sakınabilmek için nafaka istemedikleri, nafaka taleplerini geri çektikleri; maddi ve manevi tazminat taleplerinde de bulunmadıkları görülmektedir.
* Nafaka yükümlüsü erkeklerin gelirlerinin hayli yüksek olduğu hallerde dahi kadınların eski eşlerini boşanmaya ikna edebilmek için müşterek çocuklar için istenen iştirak nafakasının düşük tutulduğu gözlenmiştir. Anlaşmalı boşanma davalarının büyük kısmında özellikle müşterek çocuğun bulunmadığı hallerde kadınların kendileri için hiç nafaka talep etmediği ya da erkeklerin vermeyi kabul ettikleri cüzi rakamları itiraz etmedikleri gözlenmiştir.
* Son dönem dosyalarında ise nafaka yükümlülerinin yoksulluk nafakası konusunda yeni düzenleme beklentisi ile nafaka ödemelerini yapmaktan imtina ettikleri, yeni nafaka düzenlemesini bir nevi nafaka borcu affi olarak algıladıkları dosya avukatları tarafından belirtilmiştir.”
‘ERKEKLER ÖDEMEKTEN KAÇINIYOR’
Raporun değerlenme kısmında ise şu ifadeler yer aldı: “Yoksulluk nafakası araştırması nafakalar bakımından özellikle Boşanma Komisyonunda dile getirildiği gibi erkeklerin mağdur edildiği örneklere rastlanmadığı gibi araştırmanın sonuçları büyük ölçüde Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından yapılan TBN (Türkiye Boşanma Nedenleri Araştırması) ve TAYA (Türkiye Aile Yapısı Araştırması) gibi araştırmalarla uyumlu ve TÜİK verileri ile adli istatistiklerle tutarlıdır. Erkeklerin bir ceza olarak görüp ödemekten kaçındıkları tek nafaka yoksul eski eşlerine yönelik yükümlülükleri olan yoksulluk nafakaları değil, aynı zamanda medeni hukuk çerçevesinde biten evlilikleri ardından bakımından sorumlu oldukları müşterek çocuklarının nafakalarıdır. Erkekler boşanma davaları sırasında çoğunlukla müşterek çocukların velayetini talep etmedikleri gibi bu çocukların gider ve bakım yüklerini de paylaşmaktan kaçınmaktadır.”
‘DAYANIŞMA YÜKSELTİLMELİ’
Raporun açıklanmasının ardından katılımcılar rapora dair görüşlerini dile getirdi. CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka bazı yasaları kadınlar olarak geri püskürtebildiklerini belirterek dayanışmanın yükseltilmesinden yana olduğunu ifade etti.
‘GELİYOR DERSEK GELİR’
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu ise nafaka konusundan özellikle erkek egemen zihniyetin rivayetleri yaymayı uygun bulmadıklarını kaydetti. “Biz elinizde bir veri var mı bu veriler nafaka hakkında kadınlarla ilgili ne söylüyor, diye soruyoruz ama hiçbir ciddi araştırma yok. Bunu her yere yaymak hepimizin görevi olmalı” diyen Filiz, nafaka hakkında rivayetlere son verilmesi gerektiğini söyledi.
Kadınlara verilen nafakanın ortalama 370 lira olduğunu ve bu miktarında ödenmediğinin altını çizen Filiz, “Bu araştırma bunu ortaya çıkarıyor. Bizim de dilimize dikkat etmemiz gerekiyor. Bugün Cumhurbaşkanı’nın kürtajla ilgili açıklaması vardı; şimdi de ‘bu geliyor’ dersek gelir. Uzun köklü kadın hakları mücadelesi var birlikte davranırsak çok daha iyi olur” ifadelerini kullandı.
Rapora ulaşmak için TIKLAYIN
Kaynak: Mezopotamya Ajansı
İlgili haberler
Nafaka nedir, ne değildir?
Nafaka gerçekten de adaletsiz bir uygulama mıdır? Kadınların elinden alınmak istenen nedir tam olara...
Mesele 3-5 kuruş nafaka meselesi değil
Hangi kadın üç kuruş nafaka için mahkemelerde sürünmek, kendi ayakları üzerinde yaşamak dururken baş...
GÜNÜN BİLGİSİ: Nafaka ile ilgili gerçekler bir tık...
Kadınların nafaka hakkına göz dikilen şu günlerde ilaç gibi bir sayfa oluşturuldu. ‘Kadının İnsan Ha...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.