Eğitimin yükü velilerin sırtında: İkinci bir çocuğum olsaydı nasıl geçinirdim?
Çocukları ortaokulda okuyan velilerle her ay istenen deneme sınavı ücretlerinden, çocukların beslenmesine kadar birçok konuyu konuştuk.

Ülkemizdeki eğitim sistemi yüzünden ortaokuldan üniversiteye kadar öğrenciler sürekli sınavdan sınava koşmak zorunda kalıyor. İktidar tarafından eğitime yeterli bütçenin ayrılmaması okulun temizlik, güvenlik ve diğer giderlerinin yanı sıra yapılan deneme sınavlarının ücreti de velilerin omuzuna yükleniyor. Neresinden tutsak elimizde kalan bu sistemde bir de her ay yapılan deneme sınavları öğrencilerin sürekli stres altında hissetmelerine, sınav kaygısı yaşamalarına sebep olurken bizleri de ekonomik olarak zorluyor...

Çocukları ortaokulda okuyan velilerle her ay istenen deneme sınavı ücretlerinden, boş geçen derslere, okul idarecilerinin kız çocuklarla ilgili söylemlerinden çocukların beslenmesine kadar birçok konuyu konuştuk.

‘MADEM BÜTÇE VAR BİZDEN NEDEN PARA ALIYORLAR?’

“Okulun konferans salonunda konuşma yapan müdür, ‘Milli Eğitimden bize yeterli bütçe sağlandı’ dedi ama peşinden okul için her ay 50 lira yardım, ayrıca deneme sınavı için 50 lira istedi. Çocuğum proje sınıfında okusun diye 4 kitaba 1600 lira ödedik. Eeee madem bütçe var 50 liralar neden bizim cebimizden çıkıyor? Biz ödemek zorunda mıyız sormak lazım” diyen veliye aynı sınıfta öğrencisi olan başka veliler diğer okullarda deneme sınav ücretlerinin daha yüksek olduğunu kendi okullarındaki ücretin çok olmadığı karşılığını verdi.

‘ÇOCUĞUMUZUN EĞİTİMİ İÇİN KENDİMİZDEN KISIYORUZ’

Asgari ücretle geçindiğini söyleyen başka bir kadın ise ayda 4 kere yapılacağı söylenen deneme sınavlarının sadece 2 defa olduğunu, ekonomik durumu iyi ve kötü olan çocuklar arasında bazı öğretmenler tarafında ayrım yapıldığını dile getirdi: “Asgari ücretle geçinmeye çalışıyoruz. Yaşam çok zor, doğal gazı açamadığım için hem çocuk hem de ben hastayım. Benim 2. bir çocuğum olsaydı nasıl geçinirdim? En ufak şeyden para istiyorlar. Hem öfkeleniyorum hem de üzülüyorum yaşadığımız bu durum karşısında. Okulda 11 derslik var. 3 tanesi proje sınıfı. Müdürün proje sınıflarında okuyanlar için ekonomik durumu kötü olan kimse olmadığını söylemiş. Çocuğu iyi bir eğitim alsın diye aileler kendi harcamalarını kıstıkça kısıyor ama onlar sürekli bizden para istiyorlar.”

‘NİTELİKLİ VE PARASIZ EĞİTİM BİR HAK’

Diğer bir veli devam ediyor: “Birçok devlet okulunda proje sınıfları var. Okullara göre kitap ücretleri değişiyor. Sınavla ya da not ortalamasıyla giriliyor bu sınıflara. Devlet okullarında 5. sınıfta okuyan ama hâlâ okuma yazma bilmeyen çocuklar olduğunu duyuyoruz. “Peki her çocuğun nitelikli ve parasız eğitim almak hakkı değil mi?” diye sorduğumuzda net bir cevap duyamıyoruz. Devletin eğitim için bütçe verdiğini ama okul idarecilerinin topladıkları paraları kendilerine aldıklarını söylüyorlar. Bütçe görüşmelerinde eğitime ve sağlığa ayrılan paydan daha fazlası savunma için ayrıldı. Okullarda beslenme yapamayan çocuklar var. Bir çocuk sıra arkadaşına ‘Sana en sevdiğim tokamı vereyim sende bana beslenmeden ver’ demiş. Okullarda beslenme yapamayan birçok çocuk olduğunu söylüyoruz. Kadınlar üzüldüklerini dile getiriyor.”

Sohbet ettiğimiz kadınlar eğitime yeterli bütçenin ayrılmamasının bir sonucu olarak okulların ticarethaneye çevrilmesini ve yaşanan diğer olumsuzluklarda devletin sorumluluğunun farkında oldukları halde çok fazla konuşmak istemiyor. “Devlet yapacağını yapıyor, bütçe ayırıyor daha ne yapabilir” diyen kadınlar aslında bunu söylerken çok da inanarak söylemiyor. Eskiden daha net bir şekilde “Devlet daha ne yapsın? Devlet her şeye nasıl koşsun?” derken artık o yüksek ses de yok.