Ben daha 17 yaşında lise son sınıfı okumakta olan bir öğrenciyim. Bu yazıda size liseli kadınların taleplerinden ve geleceğe nasıl baktıklarından bahsedeceğim. 1 Mayıs, yıllardır işçilerin, emekçilerin, ezilenlerin sesi olmuştur. Ancak bu meydanlarda büyüyen bir başka ses daha var: Bizlerin sesi yani, liseli genç kadınların sesi. Henüz hayatın başında olmamıza rağmen, bu toplumun yükünü omuzlarımızda hissediyoruz. 

Okullarda, evlerde, sokaklarda kadın olmanın ne demek olduğunu çok erken yaşta öğreniyoruz. Bu yüzden 1 Mayıs, bizler için sadece bayram değil, aynı zamanda özgürlük ve gelecek mücadelesi anlamına geliyor.

Liseli genç kadınlar olarak her gün yalnızca ders çalışmakla kalmıyoruz, aynı zamanda cinsiyet eşitsizliğiyle, şiddetle, baskıyla ve önyargılarla da baş etmeye çalışıyoruz. Okulda sessiz kalmamız isteniyor, toplumda belli kalıplara sığmamız bekleniyor. Ancak bizler bu kalıpları kırmak istiyoruz. Kendimizi ifade edebilecek, eşit ve güvenli bir Türkiye talep ediyoruz.

1 Mayıs’ta genç kadınlar olarak taleplerimiz net: Eşit bir eğitim, güvenceli bir gelecek ve kadın olmaktan dolayı dezavantajlı sayılmadığımız bir yaşam. Bizler haklarımızı aramamız gerektiğini biliyoruz. Eğitim hayatlarımızın sonunda iş bulamama korkusu, ayrımcılık ya da şiddet endişesi yaşamak istemiyoruz. Sadece hayal kurmak değil, o hayalleri gerçekleştirmek için özgürce adım atabilmek istiyoruz.
Peki ya gelecek? Geleceğe hem umutla hem de kaygıyla bakıyoruz. Bir yandan üniversite hayalleri kuruyoruz, diğer yandan artan şiddet olayları, ekonomik kriz, işsizlik ve özgürlüklerin kısıtlanması gibi nedenlerle gelecek konusunda endişe duyuyoruz. Bu yüzden 1 Mayıs bizler için sadece bugünü değil, aynı zamanda yarını da savunma günü.

Ama artık susmuyoruz. Daha adil, daha eşit, daha özgür bir dünya için sesimizi yükseltiyoruz. Bizler sadece geleceğin değil, bugünün de öznesi olmak istiyoruz. Ve bu isteklerimizle meydanlarda haykırıyoruz: Geleceğimiz bizim, sözümüz mücadele için her 1 Mayıs’ta, bu isteklerimizi daha güçlü dile getiriyoruz.

Çünkü biliyoruz: Değişim, bizlerin mücadelesi ile başlar.

Fotoğraf: Evrensel (Arşiv)