Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından, “Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulu 1'inci Toplantısı” düzenlendi. Toplantıya, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu ve Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş katıldı.
AİLE BAKANINDAN ESNEK ÇALIŞMA SİNYALİ
Toplantının açılış konuşmasını Aile Bakanı Göktaş yaptı. Göktaş, İzmir’de gerçekleşen yangında hayatını kaybeden 5 çocuğa ilişkin, üzüntü içinde olduklarını söyleyerek soruşturmayı takip edeceklerini söylemekle yetindi. Ardından aileye yönelik konuşmasına başlayan Göktaş, “güçlü kadın, güçlü aile, güçlü Türkiye” anlayışıyla politika yürüttüklerini ve aileyi tüm üyeleriyle birlikte güçlendirmeyi hedeflediklerini ifade etti. Bu kapsamda 81 ilde Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Koordinasyon Kurulları oluşturulacağını söyleyen Göktaş, illerde de ailenin korunmasına yönelik il eylem planları üretileceğini ifade etti.
Söz alan tüm bakanlar gibi Göktaş da ailenin “afetler, küreselleşme, dijitalleşme, demografik değişimler, bağımlılık, cinsiyetsizleştirme ve bireyselleşme” gibi etkenlerle zayıfladığını ileri sürdü. Göktaş, ailenin zayıfladığını boşanma oranlarındaki artış, kadınların ilk çocuğu doğurma yaşlarındaki yükselme gibi çeşitli faktörlerle açıklarken Türkiye’deki doğurganlık hızının 1.51’e gerilediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “varoluşsal bir tehdit” sözlerini hatırlatan Göktaş, 2024-2028 Ailenin Korunması Eylem Planı’nda ailelerin refah düzeyinin artırılmasının hedeflendiğini ifade etti. Bu hedefin “aile bireylerinin bilgi ve becerilerinin artırılması; iş, okul ve aile uyumunun artırılması” ile gerçekleştirilmesinin planlandığını belirtti. Yani Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Göktaş, ailenin refahının artırılması bağlamında yoksulluğa değinmedi, üstelik iş aile yaşantısı arasındaki uyum sözleriyle kadınların esnek ve güvencesiz istihdamının artırılmasına yönelik adımlara devam edileceğinin sinyalini verdi.
Küresel riskler ve demografik dönüşüm karşısında ailenin korunmasına yönelik diğer ülkelerinde çeşitli önlemler aldığını belirten Göktaş, ülkedeki doğurganlık hızının düşüşünün nedenlerinin araştırılması için TÜİK ile birlikte başlatacakları bir araştırmadan da bahsederek Nüfus Politikaları Yüksek Kurulunun kurulmasında son aşamalara geldiğini belirtti.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, daha önce de doğum hızındaki düşüşe dair çeşitli değerlendirmelerde bulunmuştu. Bu değerlendirmelerin sonucunda ise kadınlara çocuk doğurması için yapılacak teşvikler, kadınların hem ev içi angaryayı yüklendiği hem de daha ucuza ve güvencesiz bir şekilde esnek çalışarak sömürüldüğü bir model öne çıkmıştı.
BU NASIL ‘0’ TOLERANS?
Göktaş’tan sonra söz adalan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, ailenin “kilit taşı, mayası” olarak kadını tanımladı. “Kadına yönelik şiddete karşı 0 tolerans” sözlerini yineleyen Tunç, ailenin korunması ve güçlendirilmesi, kadın hakları ve çocuk hakları konusunda anayasal ve yasal birçok düzenleme yaptıklarını ifade etti. 6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’u yürürlüğe koyduklarını, 4. Yargı Paketiyle kadına karşı işlenen cinayet, kasten yaralama gibi suçların cezalarının artırıldığını belirten Tunç, kadınların adalete erişimini güçlendirmek için ücretsiz avukata erişim de dahil olmak üzere birçok düzenlemeyi hayata geçirmek ile övündü.
Halbuki özellikle son yıllarda kadınların adalete erişim konusundaki zorlukları büyüyor. Adli yardım ödenekleri yetersiz ve mahkemeler adli yardım kapsamında bulunan dosya masraflarının devlet tarafından ödenmesi kararlarını gün geçtikçe daha zor veriyor. Kadınlar yaşadıkları şiddete karşı hukuki süreç işletemez hale geliyor.
Tunç, Bakanlık olarak hazırlık aşamalarını tamamladıklarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklanacak olan Türkiye Yüzyılı Yargı Reformu Strateji Belgesinde kadına yönelik şiddetin önlenmesi, çocukların siber suçlara karşı korunması ve ailenin zararlı akımlara karşı korunmasına yoğun önem verildiğini söyledi. Tunç, “Aileyi tehdit eden cinsiyetsizleştirme başta olmak üzere zararlı akımların” önlenmesine yönelik anayasal ve yasal düzenlemelerin yapılacağını vurguladı. Yani Adalet Bakanı, şiddete karşı “0” tolerans derken önümüzdeki süreçte LGBTİ’lere ve kadınlara yönelik saldırıların yasal ve anayasal düzleme taşınacağını ilan etmiş oldu.
Özellikle son süreçte iktidarın dilinden düşmeyen Anayasa değişikliği ve yeni Anayasa tartışmaları LGBTİ karşıtlığı ve kadınların haklarının tırpanlanması üzerinden devam ediyor. İktidar aileyi bahane ederek LGBTİ ve kadınlara karşı olan şiddeti daha da fazla körükleme ve toplumu LGBTİ karşıtlığı üzerinden keskinleştirerek politikalarını dayatmanın peşinde.
YERLİKAYA’DAN FITRAT VURGUSU
Toplantıda söz alan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, aileyi dini bir referans ile tanımlarken LGBTİ’leri doğrudan hedef alan isim oldu. Konuşmasında çokça “fıtrat” vurgusu yapan Yerlikaya, “Fıtri doğamıza, var oluşa aykırı olan sapkın akımlara karşı aileyi her türlü tehditten korumak bizim için bir beka ve ikbal meselesidir” dedi.
Ailenin Korunması ve Güçlendirilmesi Vizyon Belgesi ve Eylem Planıyla İçişleri Bakanlığına da sorumluluklar düştüğünü ifade eden Yerlikaya, aile içi şiddet ve aile düzenine karşı işlenen suçlarla, bu suçların nedenlerine dair analiz çalışmaları yapılması ve nüfus yapısındaki fiziki değişimlere uyum sağlamak adına hukuki düzenlemenin gözden geçirilmesi gibi çeşitli hedeflerde ilgili Bakanlık olarak yer aldıklarını ifade etti.
Kadına yönelik şiddetin nasıl engelleneceği, kolluk kuvvetlerinde kadının korunmasına yönelik var olan zaaflara dair herhangi bir açıklama yapmayan Yerlikaya, 25 bin 242 personele aile içi ve kadına yönelik şiddetin önlenmesi eğitimi, Emniyet ve Jandarma Teşkilatı’na bağlı 1287 Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Amirliği’nin oluşturulduğunu söyledi. KADES’i de es geçmeyen Yerlikaya, KADES uygulamasının bugüne kadar 7 milyon 365 bin 755 kişi tarafından indirildiğini ve bugüne kadar 862 bin 207 asıllı ihbar alındığını da ekledi.
İstanbul Sözleşmesi’nin feshinin ardından 6284 sayılı Kanun’a dayanan kararların uygulanmasında da sorunlar arttı. Birçok kadın ellerinde koruma kararlarıyla katlediliyor ya da zor bela koruma kararı çıkartabiliyor. Bunun yanı sıra KADES uygulamasının bu düzeyde indirilmiş olması dahi kadına yönelik şiddetin yaygınlığına dair bir izlenim veriyor. İktidarın çok övündüğü KADES’i kullanmasına rağmen öldürülen Serap Doğan, Mine Nur Ala gibi birçok kadın var.
Özellikle son süreçte artan kadına yönelik şiddet vakaları ve cinayetlere dair herhangi bir şey söylemeyen Yerlikaya, “İnsan neslini yok etmeyi amaçlayan sapkınlara yol vermeyeceğiz” diyerek LGBTİ ve kadınları hedef aldı.
DOĞUM HIZININ AZLAMASINA KARŞILIK ‘ANNELİK EĞİTİMİ’
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu diğer bakanlara göre daha kısa bir konuşma yaparak doğurganlık hızının azalmasına vurgu yaptı. Memişoğlu, doğum hızının azalmasına karşı Anne Eğitimi ve Normal Doğum Eylem Planı’nın uygulanmaya konulduğunu ifade etti. Ancak Memişoğlu, kadınların asıl endişelendiği noktalardan biri olan sağlıkta özelleştirme ve ticarileşme ve bundan doğan; çocukların hayatlarına göz diken çetelere dair nasıl mücadele edileceğine dair bir açıklama yapmadı.
DİYANET AİLE DANIŞMANLIĞINI YAPIYOR
Son sözü alan Diyanet İşleri Başkanı Ali Ertaş, Yerlikaya’nın fıtrat vurgusunu yineleyerek, dijital alanda ailenin karşısında “fıtrata uygun olmayan” akımların yaygınlaştırıldığını vurguladı. Ailenin kuşatma altında olduğunu iddia eden Ertaş boşanmalardaki artışın, tek ebeveynli ailelerin, eşcinsel evliliklerin de bu kuşatmanın bir yansıması olduğunu söyleyerek kadınların boşanma hakkını ve LGBTİ’leri hedef aldı.
Diyanet İşleri Başkanlığının aileyi korumaya yönelik sorumluluğu olduğunu belirten Ertaş, Diyanet İşleri Başkanlığına bağlı bir Aile ve Dini Rehberlik Daire Başkanlığı olduğunu, ülke genelinde 378 ilçe müftülüğünde 493 Aile ve Dini Rehberlik Büro ve Merkezlerinin bulunduğu ifade etti. Bu merkezlerde 5 bin aile danışmanlık ve dini rehberlik vaizlerinin olduğunu söyleyen Ertaş bunların her birinin İlahiyat Fakültelerinden mezun olduğunu özellikle belirtti.
Aileye yönelik son 3 yılda çevrimiçi aile sohbetleri, temel aile bilinci eğitimleri, evliliğe ilk adım eğitimi, 4-6 yaş arası Kuran Kursu velilerine yönelik aile seminerleri gibi faaliyetlerde bulunduklarını söyleyen Ertaş 8 milyon 179 bin vatandaşa bu yolla ulaştıklarını söyledi. Bunun yanı sıra çocuk evleri, sığınmaevleri ve huzurevlerinde manevi destek hizmetleri gerçekleştirdiklerini de ekledi.
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
Ne Var Ne Yok 20 Ekim | Antidepresan artışı, Diyan...
Ne Var Ne Yok Sevda Karaca'nın sunumuyla ekranda!
Erdoğan ‘Aileyi korumayı hedefliyoruz’ diyerek yin...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İlçe Müftüleri İstişare Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, Anayas...
Şişli'de kadınlara sorduk: Gerçekten şiddete sıfır...
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü yaklaşırken Şişli'de kadınlara mikr...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.