1910: Bursalı ipek işçisi kadınların tarihi grevi
3 Ağustos 1910’da 3 bini aşkın kadın ve kız çocuğu grev çağrısına yanıt verdi. Talepler belliydi: çalışma saatlerinin azaltılması, ücretlerin yükseltilmesi, en az bir saatlik öğle yemeği molası…

Sanayinin ilk kurulduğu 1860’lı yıllarda Bursa’daki işçilerin neredeyse tamamı kadın ve kız çocuklarıydı. Mesela, ipek fabrikalarında çalışanların yüzde 84’ü yetişkin kadındı, yüzde 12’si ise kız çocuğuydu. Koskoca bir kentin sanayisini neredeyse tek başına sırtlayan kadınların çoğu günlük 2-3 kuruşa, bir kısmı ise ancak 5 kuruşa çalışıyordu. Günde 14-16 saate varan çalışma saatleri kadınların bedenini tüketiyor, onları hasta ediyor, öldürüyordu.

İpeği eğiren çıkrıkların olduğu bölüme mancınıkhane denirdi. Burada kadınlar, önlerinde bulunan kaynar su dolu leğenler içindeki kozaların ucunu, sürekli dönerek ipek saran aletlere veriyordu. Kadınların bir kısmı kozaları çalı süpürgesiyle çalkalıyor, kozalardan çıkan ipek uçları süpürgeye toplandıkça da bunları diğer kadınların leğenine aktarıyordu.

Avrupa sosyetesi için ipek üretimi yapan Rum, Türk ve Ermeni işçi kadınların elleri günün 14-16 saati yanıyor, ciğerlerine toz doluyordu.

Refik Halid Karay, 1909’da yazdığı Hakk-ı Sükut adlı hikayesinde Bursa’nın ipek fabrikalarında çalışan genç kadın işçilerin durumunu şöyle anlatıyor:

“Her aya bir genç kız zayıflayarak, öksürerek, terlemiş şakaklarına saçları yapışarak, sabırlı, dayanıklı eriyor, bir gün artık evinden çıkamayarak köşesinde ölüyordu. Kırk yıldır böyle kaç gencin acıklı ölümlerini seyretmiş, kaç genç tabutunun arkasından yürümüştü. Üç dört kuruşa karşı on dört saat kaynar sular başında pis kokular, hasta nefesler emerek zehirlenen, tazeliğinden, kızlığından, gözlerinin parıltısından her gün bir zerre kaybederek toprak olan vücutlara çok acıyor, bu dertlere alışamıyordu.”

Hüdavendigar Vilâyetinden Nafıa Nezaretine gönderilen 3 Eylül 1909 tarihli bir telgrafta bu insanlık dışı çalışma koşulları belgelenmişti. Telgraf, Bursa'daki ipek fabrikalarında çalışan kadın işçilerin üçer kuruş ücretle günde on dört saatten fazla çalışmaya zorlandığını söylüyor, sağlıklarını tehdit edildiği belirtiliyordu. İpek fabrikalarındaki işçiler hakkında incelemelerde bulunmak üzere nezaretten bir memurun gönderilmesi ve mesai saatlerinin değiştirilmesi talep edilmişti.

Uzun çalışma saatleri ve düşük ücretler bir yana… Bursa’daki ipek fabrikalarında çalışan kadın işçilerden temettü adıyla yeni bir vergi alınmaya başlanması tepkileri arttırmıştı. Bu vergiye dair şikayetler İl Meclisinde tartışılarak çözüme ulaştırılması amacıyla hükümete iletildi. Ancak sorun çözülmedi. Bunun üzerine Bursalı işçiler 1909 yılında Başbakanlığa müracaat etti. Fakat buradan da bir sonuç çıkmadı.

Bilecik, Küplü, Adapazarı’ndaki diğer fabrikalarda çoktan iş bırakma eylemleri başlamıştı. Bir yıl içinde bu eylemler Bursa’ya da sıçradı.

3 Ağustos 1910 tarihinde Bursalı işçiler “Koza fabrikalarının tüm işçileri adına” imzasıyla grev çağrısında bulundu. Talepler belliydi: çalışma saatlerinin azaltılması, ücretlerin 8-10 kuruşa çıkarılması, en az bir saatlik öğle yemeği molası, iş düzeninde değişiklik yapılması, işe alınmalarda kolaylık gösterilmesi, sertifika göstermeden çalışılabilmesi.

Grevci işçi sayısına dair kesin rakamlar bulunmasa da, Osmanischer Lloyd gazetesine göre, grevin başında tam 3.000 işçi kadın ve kız çocuğu greve katılmıştı. Ancak bu 3.000 kişiye, halen faaliyetini sürdüren fabrikalarda çalışan işçilerin de yakın zamanda katılmasının beklendiği ifade ediliyordu.

Patronlar, hasadın kötü olmasını ve hammadde yetersizliğini bahane ederek işçilerin taleplerini reddetti. Ancak işçilerin grevi devlet makamlarını huzursuz etmişti bir kere. Grev bittikten sonra dahi Bursa ipek işçilerinin talepleri devlet erkanını meşgul etmiştir. Kadın işçilerin bu eylemi sonucunda, çalışma hayatında görülen ağır koşullarda istenilen değişiklikler sağlanamadı belki. Ama 1910 grevi, ağır çalışma koşullarının bir araya getirdiği kadınların ve işçilerin toplumsal hareketini temsil eden bir tarihi miras bıraktı. Bursa ipek fabrikalarında çalışan işçi kadınlar, sonraki birçok direniş ve greve ilham oldular.

İŞÇİ SINIFI TARİHİNDE KADINLAR | Türkiye işçi sınıfının tarihinde dönüm noktası denilebilecek işçi direnişlerinde ve grevlerde kadınların oynadığı kritik rolleri hatırladığımız dosyamızını tamamını BURADAN okuyabilir, podcast olarak dinleyebilirsiniz...

İlgili haberler
İşçi Sınıfı Tarihinde Kadınlar...

Bu dizimizde Türkiye işçi sınıfının tarihinde dönüm noktası denilebilecek işçi direnişlerinde ve gre...

1880’lerden 1989 Baharına: Cibali Tütün işçisi kad...

Cibali Tütün Fabrikasında 1880’lerden 1994’e kadar onlarca grev yapıldı. Cibali işçilerinin bıraktığ...