1880’lerden 1989 Baharına: Cibali Tütün işçisi kadınların mücadelesi
Cibali Tütün Fabrikasında 1880’lerden 1994’e kadar onlarca grev yapıldı. Cibali işçilerinin bıraktığı mücadele mirası bugün hala kadınların seslerinde yankılanıyor.

Cibali dendi mi

aklıma siz gelirsiniz, kadınlar,

kiminizin beş çocuğu,

kiminizin nar gibi yanakları var,

kiminiz kocasız kalmış,

kiminiz ihtiyar,

kiminiz daha körpe henüz.

Bana umulmadık,

eskimiş türküler düşündürür

siyah başörtüsü altında yüzünüz.

Parmaklarda tütün kokusu.

Tütün kokusu pazen entarilerde.

Biriniz ekmek alır fırından,

biriniz durmuş öksürüyor ilerde,

geçiyor bizim mahalleden biriniz.

Cibali dendi mi

aklıma siz gelirsiniz, kadınlar.

Çarpık ayakkaplarınız gelir

ve kahraman elleriniz.

(A. Kadir)

1800’lü yılların sonlarına doğru yabancı sermaye Osmanlı topraklarına giriyordu. Reji Şirketi de bunlardan biriydi. Alman ve Avusturyalı ortakların sermayesiyle İstanbul’un Fatih ilçesinde 1884’te bir tütün fabrikası kuruldu. Cibali Tütün Fabrikası, kadınlara kapılarını açan ilk fabrikalardan biriydi. Fener, Fatih ve civar semtlerde yaşayan kadınlar bu fabrikanın işçisi haline geliyordu.

1913'te İstanbul civarı ve İzmir tütün fabrikalarında çalışan işçilerin 1186'sı erkek 923'ü kadın, 1915'te 1141'i erkek, 1086'sı kadındı. 10-12 yaşlarındaki yüzlerce kız çocuğu Cibali Tütün Fabrikasında işçilik yaparak büyüyordu.

Fabrikada üretim 5 işçi grubunun çalışmasıyla gerçekleşiyordu: Tütüncüler, kesimciler, sigaracılar, paketçiler ve denetçiler. Bu gruplar içinde sigaracılar ve paketçiler grubu kadınlardan oluşuyordu. Elleri erkeklerinkine göre daha ince yapılıydı, sigara sarma işini ustalıkla yapıyorlardı. Bu yüzden sigaracılık işi için kadınlar seçilmişti. Sigara olarak sarılmayan tütün, küçük karton paketlere doldurularak paket tütün olarak satılıyordu. Bu işi de paketçi kadınlar yapıyordu. Her pakette aynı miktarda tütün olmalıydı, bu da özen gerektiren bir işti. Günlük yaklaşık 500.000 sigaranın üretildiği bu fabrikada, bir kadın işçi başına günlük 3.000 adet sigara üretimi düşüyordu. Bu da oldukça yoğun bir tempo demekti.

Müslüman, Yahudi ve Hristiyan ailelerden kadın, erkek ve çocuk işçilerin çalıştığı Cibali Tütün Fabrikası, o yıllarda işçilerin karşılaştıkları sorunlar karşısında sık sık grev ve direnişlere başvurduğu bir fabrikaydı. Sadece 1883-1925 yılları arasında 7 grev yaşanmıştı. Grev sebepleri geniş bir yelpazedeydi; düşük ücretler, uzun çalışma saatleri, sosyal haklar, otomasyon, dini-kültürel gerekçeler. Grevlerde kadınlar ön plandaydı.

İlk grevde 52 kişi olan grevci işçi sayısı son grevde neredeyse fabrikanın tamamına erişti ve 1400 işçiyi buldu.

1904'te yaşanan ikinci grevde, 250 grevci işçinin 50’si kadındı. Grev sonrası işten atılan 12 öncü işçi arasında da 3 kadın işçi vardı.

1906 yılında gerçekleşen üçüncü greve 500 kız çocuğu katılmıştı.

O yıllarda Reji şirketinde ortalama işçi yevmiyesi en fazla 10 kuruştu. Ancak kadınların ücretleri erkeklerin ücretlerinin anca yarısını buluyordu. Üstelik yalnızca Osmanlı döneminde değil, Cumhuriyet döneminde de ücret eşitsizliği devam ediyordu.

1927 yılında Cibali tütün fabrikasında çalışan bir işçi, Fatma Nuriye ücret eşitsizliğini şöyle anlatıyor:

Her gün erkek işçilerle aynı safta ve aynı şartlar altında çalıştığımız halde yevmiyelerimizde bariz farklar var. Bir erkek işçinin yaptığı işi bilfiil biz de yaptığımız halde yevmiyelerimiz arasındaki pek büyük farklar neden ileri geliyor? Eğer hakikaten fark gözetliyorsa hükümet-i cumhuriyetimiz meseleye el koysun ve erkek işçinin almakta olduğu ücreti biz de alalım. Çünkü biz de aynı sınıfın birer ferdiyiz."


1925 yılında devlet idaresine devredilen fabrika Cumhuriyet döneminin en önemli sigara fabrikasıydı. İşçilerin hak mücadelesi bakımından başka fabrikalara örnek olacak kazanımlara sahne oluyordu. Fabrikada öğle yemeği verilmesi, sağlık sorunlarına çözüm bulunması, acil parasal ihtiyaçlara cevap vermek üzere “İşçi Taavvün Sandığı”nın kurulması gibi… O dönemde tüm bunlar işçiler için son derece önemli sosyal haklardı.


Ama belki de Cibali Tütün Fabrikası’nı en özel kılan şey içinde ilk kez bir çocuk kreşi kurulmuş olmasıdır. Cibali Kreşi, bir fabrikadaki ilk kreş olması bakımından örnektir. Fabrikada çalışan kadınların neredeyse hepsinin çocukları bu kreşte büyümüştür.

1967'de İstanbul sigara fabrikası resmi üretime başlayınca Cibali'de üretim yavaş yavaş azaldı. Ancak Cibali Tütün Fabrikasının kadın işçileri, sınıf mücadelesine en ileriden katılmaktan geri durmadı. Hatice Görgü; 1989 baharında ülkeyi kasıp kavuran işçi eylemlerini hatırlarken şunları söylüyor:

İlk vizite eylemlerimizden birini yaparken fabrikanın önünde toplanmışız. Vizite kağıtları elimizde, polis caddeye inmeyelim Cibali’nin arka sokaklarından gidelim diye bu rampaya polis otobüsünü park etmiş caddeye iniş yolunu kapatmıştı. Yavaş yavaş otobüse dayanıp caddeye kadar otobüsü sürüp yolu açmıştık.
Rampayı çıkıp boyanmış, restore edilip yenilenmiş fabrikamıza bakarak ön kapıya geldim. Kafamı kaldırıp yukarıdaki camlara baktım. Sanki fabrika müdürü camdaydı. Bir keresinde kapının önüne park etmiş olan fabrika müdürünün arabasının üzerine çıkarak toplanan işçilere konuşma yapmıştım. Söylediğimiz halde arabayı çekmemişti, mecburen müdür az daha camdan düşecekti. Kapıdan içeri girdim. Ana salon önümde uzanıyordu. Sol tarafta sigara imalat sağ tarafta pipo tütünü, enfiye. Pipo tütününe konan aromaların kokusu salonu doldururdu. ‘89 bahar eylemlerinde, eylemsiz günümüz olmazdı. Fabrika dışında bir eylem yapmamışsak çay molasında bütün işçi bu salonda toplanır slogan atar değerlendirme yapardık.
İki bin işçinin yarısından çoğu kadın olunca 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü bir başka kutlanırdı. Genç kadın işçilerden oluşmuş halk oyunları ekibimiz vardı. Yemek paydosunda çalışırlardı. Aynı şekilde bir de koro kurmuştuk. 8 Martta bu salonda tüm işçiler toplanır, gösteriler yapar, sonra mitinge giderdik.”



1994’te Turgut Özal’ın özelleştirme politikaları sonucu Cibali’deki tarihi makine sesleri tamamen sustu belki. Ama Cibali Tütün Fabrikası’ndaki işçilerinin bıraktığı mücadele mirası bugün hala kadınların seslerinde yankılanır.

Cibali’nin Fabrika Kızı’nı en iyi Sennur Sezer anlatır:

Kimlik Kartı

“Ben” dedim mi

On beşinde bir kız düşünün hemen

Sevmesi sevilmesi

Güneş gibi aydınlık

“Ben” dedim mi

On beşinde Cibali’de tütünde

Islak uçuk elleri

Tedirgin bir uykuyu akşamları örtünen inceden boyu posu

Hafiften öksürüğü

Komşulardan gizlenen

"İşçi Sınıfı Tarihinde Kadınlar" dosyasının diğer yazılarını okumak için TIKLAYIN

İlgili haberler
İşçi Sınıfı Tarihinde Kadınlar...

Bu dizimizde Türkiye işçi sınıfının tarihinde dönüm noktası denilebilecek işçi direnişlerinde ve gre...

1910: Bursalı ipek işçisi kadınların tarihi grevi

3 Ağustos 1910’da 3 bini aşkın kadın ve kız çocuğu grev çağrısına yanıt verdi. Talepler belliydi: ça...

GÜNÜN BELLEĞİ: Cibali Tütün Fabrikası'nda 3500 işç...

Neredeyse yarısını kadınların oluşturduğu Cibali Tütün Fabrikası’nda 3 bin 500 işçi bundan tam 57 yı...