Artan iş yükü karşısında imece usulü çalışarak birbirine destek olan kadınlar kışlık ekmeklerini yapıyor. Açılan yufkalar ile bir işin daha tamamlandığına sevinen kadınlar, geleceklerini ve hayatlarını konuşmadan edemiyor. İş için yan yana gelmek, vakit kaybı sayılmazken aynı zamanda da sosyalleşmenin bir aracı buralarda.
Yıl boyu üretilen buğdayların ellerinde ekmek olarak şekillenmesi, hiçbir değeri olmayan emekleri, peşi sıra gelen zamlar ve kadın olmaktan kaynaklı ikincil yaşam koşulları masada. Kimi zaman iç çekişleri kimi zaman kahkaları karışıyor oklava ve pişen ekmek kokusuna.
Akılları erdiği andan itibaren mücadele ederek yaşayan bu kadınlar çalışma hayatının da en ortasında. Tarlada, bahçede, evde... Sesleri de hep bu yüzden yüksek ve ileride. Günü kotarıyorlar, günü üretiyorlar. Bu yoğun çalışmaya rağmen emekli olamadıklarını, ezilmişliklerini ve kıyıda köşede kalmış yaşamlarının sorumlusunu da devlet yönetiminde arayan kadınlara kulak verelim.
Binlerce yıllık dayanışmanın binlerce yıllık haklılığı ile emeklerine de ekmeklerine de sahip çıkan köylü kadınların dillerinde hepimizin soruları.
İlgili haberler
Asgari yaşamlara mahkûm edilmek istemiyoruz!
25 Kasım’a kadar yapacağımız her iş, kadınlarla yaptığımız her buluşma, konuşacağımız her konu bu uz...
İyi ki kadınlar var! İyi ki dayanışma var!
Eskişehir Osmangazi Üniversitesinde bir akademisyenin tacizine uğrayan Hilal, yaşadıklarını ve kadın...
Kısırın da tadı kaçtı!
Nerede o eski kısır günleri? Şimdi hadi toplaşalım bir kısır yapalım desek, yediğimiz lokma boğazımı...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.