DERGİMİZDEN
Geleceği de ancak geçmişimizi bilerek değiştirebileceğimize göre, o zaman, neydi 8 Mart’ı bize önemli kılan?
Birbirimize sadece dertlerimizi anlatmıyoruz, çözüm önerileri de sunuyoruz. Anlattıkça çoğalıyor, çoğaldıkça da güçlenmeye devam ediyoruz.
Bu iktidar işçi ve emekçi kadınları temsil etmiyor. Kamu ve özel sektörde 7 gün 24 saat ücretsiz kreş talebimizin karşılanması mücadeleyi yükseltmekten geçiyor.
Türk Metal ise 8 Mart’ı bile kendi çıkarları uğruna değerlendiriyor, iktidarın siyasi çıkarlarına uygun hareket ediyor. Bizi 8 Mart’ta Ankara’ya götürmek istiyorlar.
Bu sohbette şunu gördüm ki çoğu kadının 8 Mart’tan haberi yok ya da ilgisini çekmiyor, bilmenin hayatında hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini düşünüyor. Oysa 8 Mart’ı tüm kadınların bilmes lazım.
Çimse-İş Sendikası işçiye değer vermeyen, işçilerin kendilerini sorgulamasından rahatsız olan patron yanlısı bir sendika. Sendikalı işçiyiz ama sendika hiçbir zaman yanımızda olmuyor.
Kadınlara bir dert sor bin ‘ah’ işit! Kadınlara “Nasıl bir dünyada yaşamak istersiniz?” sorusunu sorduk.
8 Mart’ın yaklaştığı şu günlerde bizler sesimizi daha da yükselterek, daha çok bir araya geleceğiz ve daha gür haykıracağız: Yaşasın kadın dayanışması!
Kartal Belediyesi’nde çalışan kadın işçiler, en çok işyerinde yaşadıkları ayrımcılıktan, kadınlarla erkekleri “fıtratı gereği” eşit görmeyen anlayışla karşılaşmaktan şikayetçi.
Bornova Ekmek ve Gül Grubundan kadınlar savaşsız, özgür ve eşit yarınlar için birlikte mücadele etmek gerektiğini söylüyor. Ülkedeki korkutucu tablonun içinde umut hep var. Ve umudu kadınlar büyütüyor
8 Mart’tan ne çok şey istiyoruz aslında. Ama bugünlerde en çok istediğimiz şey umut. Savaş, şiddet, baskı kaderimiz değil. Tek ihtiyacımız inanmaktan, umut etmekten geçiyor.
Ailemden, çocuklarımdan, eşimden az da olsa değer görmek isterdim. Evimde huzur, toplumda söz hakkım olsun isterdim. Kısacası hem kadın olarak hem işçi olarak hakkım neyse, onu isterdim.
Bu halıların her santiminde 1600 ilmek vardı ve günde ortalama birkaç milim yüksekliğinde dokunabiliyordu. Günlük 7,5 lira karşılığında iki büklüm bir halde binlerce ilmek!
Çocuğun üstün yararına sahip çıkmak, çocukların çocuk olarak kalması için mücadele etmek için, çocuk sussa da bizim asla susmamamız gerekir.
Bu yazı kadınların kadına verdiği cesaret ile yazılmıştır. Her çocuk gelin benim kadar şanslı olmayabilir.
Umudumuz o ki, sadece bir günlük, büyük olaylar yaşandıktan sonra yapılan bir buluşma olmayacak bu. Bundan sonra birlikte ve güçlü olmak için buluşacağız.
Çocuk istismarı meselesini konuştuğumuz kadınların elinden gelen sadece çocuklarını sıkı sıkıya tembih etmek oluyor. Çünkü her gün duydukları haberlerin öznesi olmak istemiyorlar.
Çocuk istismarı toplumun öfke patlamasına sebep olmuşken, meseleyi nasıl tartıştığımız önemli. Önemli olan bir şey de bu duruma alışmamak ve sessiz kalmamak.
Bir öğretmenin penceresinden, savaşın çocukları nasıl etkilediğine bakmak ister misiniz? İnanın bu hikaye başka birçok yaşamın parçası...
Kürsülerden şiddeti, cinsiyetçiliği ayyuka çıkaranlar susmadan, ne hadım ne idam çözüm olacak gibi görünmüyor
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.