Ürünlerimizin kullanılmadığı bir yıl olması dileğiyle
Patron onu dişlinin yarıçapını hesaplayan teknik ressam olarak değil, firma broşürlerinde boy gösteren amatör manken, kurumsal gözükebilmek için, erkek kabalığından arındırılmış bir ses olarak görüyor

OSTİM’in son iki senedir savunma sanayine göre yeniden dizaynı söz konusu. Özellikle 2018 yılında genişleyen askeri yatırımlar OSTİM’de TAİ, ASELSAN, HAVELSAN gibi firmaların taşeron ağını çok genişletti.
Selin de işte bu taşeron firmaların birinde çalışıyor. Önceden makine yedek parçası üreten, şimdi ise ASELSAN’a parça üretmeye başlayan bir firmada çalışan Selin’le mesleğini ve bu meslekte kadın olmanın ne gibi farklılıkları olduğunu konuşuyoruz.

MAKSAT GÖRÜNTÜYÜ KURTARMAK
Selin’in işe giriş hikâyesi şöyle: “İş makinası yedek parçası üretirken burada tüm teknik ressamlar erkekmiş. Bu firmaya iş veren, görece daha kurumsal olan savunma şirketi, ASELSAN’ın kurumsal görünüm açısından kadın çalışan istediğini söylüyor. Bizim firma üretim hattında kadın olmaz diye düşünüyor, sonra temizlikçi kadın alırsak bu zaten her yerde var, biz en iyisi erkek teknik ressamların yanına kadın çırak alalım, hem bazı toplantılarda yanımızda götürürüz, telefon görüşmelerini de kadına yaptırırsak daha kurumsal bir görüntümüz olur diye planlayıp İşkur üzerinden beni buluyorlar.”

Diğer firmalarla yaptığı telefon görüşmelerinin de genellikle zaten bağlanmış olan işlerin görüşmeleri olduğunu, kendisinin sadece işin kâğıt kısmını düzenlediğini belirtiyor. Teknik kararların genellikle mesai sonrası geç saatte, işyerinin dışında yapılan toplantılarda alındığını, kendisinin evdeki işlerinden dolayı katılamadığı için karar alma mekanizmasından otomatikman dışlanmış olduğunu anlatıyor.

Gündüz firmalarla toplantı yapıldığında da zaten çoğu şeyin karara bağlanmış olduğunu, toplantı girişlerinde kendisine yöneltilen “Aa sen firma kataloğundaki bayan değil misin” cümlesiyle ortamın resmiyetinin azaldığını, toplantılarda başka bir işlevi olmadığını sözlerine ekliyor.

‘İŞÇİLERİN DİKKATİ DAĞILIR’MIŞ
Selin’in, patronun “işçilerin dikkati dağılır” düşüncesi nedeniyle üretim hattında çok fazla dolaşamıyor. Öyle olunca da erkek ressamların aşağıda konuşup ölçüp biçerek çizdiği malzemeyi Selin anlatım üzerinden hayal ederek çizmek zorunda kalıyor. “Onlar aşağıda üretimin bütününü görüyor bana sadece çizilecek parçayı getiriyorlar. Ben malzeme bütün içinde ne işe yarar bilmeden, işçiler ne düşünür bilmeden çizim yapıyorum. Böyle olunca haliyle erkek arkadaşların işleri daha başarılı oluyor” diyerek, ayrımcılık nedeniyle işin bütününe hakim olamamaktan yakınıyor.

Selin’in atölyede yaşadığı ayrımcılık bununla sınırlı değil. Hataya tahammülün kendisine karşı “hiç” olmadığını söylüyor. Geçen hafta ustabaşına verdiği çizimin bir kısmının yanlış olduğu fark edilince, Selin çizim taslağını alıp tekrar bilgisayara giderken, arkadan ustabaşı sessizce “Karılarla iş yapacağız diye dükkân batacak” demiş. Oysa bu olaydan bir hafta önce yanındaki erkek ressam hatalı çizim yapınca aynı usta “Abi akşamdan mı kaldın, böyle çizim mi olur” diye takılmış ve gülüşmüşler. “Onlarda eğlence malzemesi olan şey bende aşağılanmaya dönüyor” diye tepki gösteriyor bu duruma.

ERKEKLERİN ÜCRETİNİN ÜÇTE İKİSİ
Selin’in aldığı ücret de aynı işi yapan erkeklerle eşit değil. İşkur üzerinden işe girdiğini hatırlatarak, ilk üç ay maaşını kurumun ödediğini, ama onun da bir kısmını elden patrona geri verdiğini söylüyor. Erkek teknik ressamların aldığı maaşın üçte ikisini alıyor Selin. Ama yukarıda anlattığı erkek dünyasından bağımsız olarak daha iyi iş çıkardıklarını düşündükleri ve Selin’i kendilerine yardımcı gördükleri için, bu durum diğerleri tarafından çok normal karşılanıyor.

Kısacası Selin teknik kadroda bulunan, ama işin teknik ve hesap politikalarını yönetmekten dışlanmış bir imaj çalışanı olarak istihdam ediliyor. Patron onu dişlinin yarıçapını hesaplayan teknik ressam olarak değil, firma broşürlerinde boy gösteren amatör manken, kesinleşen işlerde dışarıya daha kurumsal gözükebilmek için erkek kabalığından arındırılmış bir dış ses olarak görüyor.

Ayrılırken Selin’e yeni yıldan isteğini soruyoruz; çizip tasarladıkları, ürettikleri şeylerin kullanılmadığı bir yıl olmasını diliyor.


İlgili haberler
Sambası başımızın üstüne, fönü kapımızın dışına

Brezilya fönü deyip geçme, korkunç zararları var yapana. Büyük bir kuaför zincirinin kuaförü Sema, b...

Taciz, hiçe sayılma, mutsuzken mutlu görünme zorun...

‘Çağrı merkezinde ne gibi bir dert olabilir’ diye sorabilirsiniz. Ama say say bitmez dertleri var. K...

Konforlu plazaların ardındaki cehennem!

Işıl ışıl plazaların, şirketlerin, bankaların parlak camlarının ardındaki cehennem: Ayrımcılık, mobb...