Zülal Tütüncü, doğum gününde öldürülen gencecik, hayat dolu, hayalleri ve hedefleri olan bir insandı. Onu bir gün önce tanıyan da yıllardır arkadaş olan da farklı birçok güzel düşüncenin yanı sıra belki de tek bir ortak fikirde buluşuyordu; onun hayata olan tutkusu. Şimdi katilin, bir insanı nasıl hayattan ve sevenlerinden kopardığını düşünün. Bizi Zülal’in ölümüyle ilgili en çok üzen şeylerden biri medyada yer alan haberler oldu. Bu haberler, ölümü normalleştiren, bir sebep bulmaya çalışan, suçu hafifleştirmeye yönelik, adeta katili koruyan üsluptaydı. Hayallerini, gençliğini ve yapamadığı binlerce şeyi geride bırakıp hayattan koparılan bu gencecik kadının fazlasıyla hak ettiği anmasını yapmak bile bu haberler tarafından dolaylı bir şekilde engelleniyordu. Öyle ki onun acısını en derinden hisseden yakınları bile masum bir anmanın tereddüdünü yaşadı.

SOMUT ADIMLAR İSTİYORUZ

Bir hayat bu kadar basite indirgenirken biz, onun yakınları, o caninin hak ettiği cezayı alıp almayacağından endişeliyiz ve bu konuda somut adımlar atılmasını istiyoruz.
- İlk ve acil olarak katilin okulla ilişiği kesilerek henüz mahkeme sürecinde olan olayın cezasız kalmayacağı topluma ve yakınlarına hissettirilmeli. Bu şekilde ömür boyu dinmeyecek acılara en azından biraz su serpilebilir.
- Katilin ailesi bu durumun arkasında olmadığını topluma göstererek bunun özendiriciliğinden kaçınmalı.
- Zülal’in okul yolunda veya evinde cinayete kurban gitmeyişi karalayıcı haberleri haklı çıkarmaz. Özgürlüğü kısıtlayıcı, kadının eve kapatılmasını destekleyen bu zihniyet her şeyi bir kenara bırakıp ortada bir genç kadının öldürüldüğünü anımsamalı, toplumu doğru yönlendirecek haberler öyle hazırlamalı.
- Daha şimdiden medyanın yönlendirmesi ve katilin bundan aldığı cesaretle verdiği ifadeyi duyuyoruz. Dört duvar arasında işlenen bir cinayetin, tanıktan ve gözden uzak olmaktan faydalanarak “erkekliğime laf etti, sarhoştum, kendimde değildim, psikolojik sorunlarım vardı” gibi zavallıca çabalarla söylenmiş, genç kadını soğukkanlı bir şekilde öldüren katilin suçunu hafifletmeye çalıştığı bu ifadeleri dikkate alınmamalı. Çünkü zaten günden güne yaygınlaşan ve normalleşen bu cinayetlerin arkasında suçluların hak ettiği cezayı almayışı ve medyanın katilleri masum gösteren haberler var.
- Son olarak Zülal’in davasının yakın takipçisi olacağımızı ve bu süreçten çıkacak kararların tüm kadın cinayetlerine emsal bir karar olacağını umut ediyor ve adalete güvenimizin boşa çıkarılmamasını istiyoruz.