Yerel seçim, ülkede uzun zamandır hakim olan umutsuzluğu ve korku iklimini büyük oranda kırdı. Bunu en iyi şekilde gözlemlediğimiz alanlardan biri kadın emekçilerin çoğunlukta olduğu sağlık sektörü. Sürekli açılan dev şehir hastaneleri, mobbing ve iş tanımı dışında omuzlarına yüklenen sorumluluklar, ağırlaşan iş koşulları, tükenmişlik hissi, yoksulluk, deprem, işsiz kalma korkusu, sağlıkta şiddet, ücret yetiştirilemeyen kreşler, ortada kalan çocuklar ve çaresiz bırakılan sağlık emekçisi anneler... Tüm bunlar sağlık emekçilerini büyük bir sessizliğe mahkum etmişti. SES olarak çıktığımız saha çalışmalarında insanlar konuşmaktan kaçıyor, “Boş verin bir şey değiştiremezsiniz, onlar güçlü ve işimizden olmak istemiyoruz” şeklinde tepki vererek iletişim yollarını kapatıyordu.
EMEKÇİLERİ UYANDIRAN TOKAT
Yerel seçimlerden sonraki hafta saha çalışmasına çıktığımızda tablo büyük bir oranda değişmişti. İnsanlar kendini ifade ederken daha açık sözlü davranıyordu. Seçim sonucunun emeklinin başarısı olduğu, açlığa mahkum edilen bu kesimin iktidara büyük bir tokat attığından bahsediyorlardı. Aslında emeğinin gücüne inancını kaybeden ve adeta yıkıma uğrayan emekçiler de bu tokat sayesinde kendine gelmişti. Bir şeylerin değişebileceğine dair umutlar yeniden yeşermişti.
Mevcut yetkili sendikanın çalışmalarını sorduğumuzda ise “Bize faydaları yok. İstifa etmek isteyince araya arkadaş ilişkilerini sokuyorlar, hayır diyemiyoruz. Tüm yöneticiler onlardan, bizi en kötü birimde çalıştırmakla korkutuyorlar, mobbinge maruz kalıyoruz. Şartlarımız kötüye gidiyor emekli olamıyoruz. Çalışan bir sendika olduğunuzu görüyoruz ancak size gelmeye korkuyoruz, işimizden olmak istemiyoruz” şeklinde kendilerini ifade ediyorlardı, yetkili sendikada kalmak istemeyen de çok sayıda sağlık emekçisi oldu. Kadınlar fazla mesai, az sayıda çalışan, kreş fiyatları gibi çok ciddi sorunları olduğunu ve yetkili sendikanın bunlar için herhangi bir adım atmadığını söylüyorlardı.
Tabii ki mevcut şartlardan memnun sağlık emekçisi arkadaşlarımızda var ancak tam olarak hangi şartlardan memnunsunuz diye sorunca ya sessiz kalmayı tercih ediyorlar ya da “Şükür, ne diyelim” şeklinde kendilerini ifade ediyorlar.
DEĞİŞİM İSTEĞİ VE AYAK SESLERİ
Sağlık emekçileri Elazığ gibi iktidara yüksek oranda oy veren bir yerde, hastanede ötekileştirilmekten korktuklarını ancak buna rağmen bu gidişata son verilmesi, kendi cebini düşünen ve sadece bunun için çalışan sendikalardan kurtulmak gerektiğini ifade ettiler. Bunu diğer arkadaşlarının yanında ifade etmek istemeyenler ise bizimle servis kapısına kadar gelip fikirlerini burada beyan ettiler. Özellikle başörtülü arkadaşlarımız Gazze konusunda mevcut iktidarın tutumundan ve ticari ilişkilerinin devam etmesinden dolayı onlara inançlarının kalmadığını ve mevcut sendikanın da değişmesi gerektiğini söylediler. Tüm bunlar artık her kesimde olduğu gibi özellikle kadın sağlık emekçileri arasında da ses çıkarmanın başladığını, bazı korkuların bir kenara bırakıldığını gösteriyor. Değişim isteği ve bunun ayak sesleri yavaş yavaş yükseliyor.
Fotoğraf: Freepik
İlgili haberler
Sağlık çalışanı sağlık hizmetine erişemiyor
‘Biz çalışanlar sağlığa erişemezken hastaları siz düşünün. Hatta özellikle tetkiklerde randevular o...
Sağlık emekçisi kadınlar ücretsiz kreş hakkı, ücre...
Biz 24 saat hizmet verirken, hastane kreşi neden 24 saat hizmet vermiyor?.. Çalıştığımız hastaneler...
Sağlık emekçisi kadınlar işyerlerinden seslendi: Ş...
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Aksaray Şubesi çağrısıyla Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hast...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.