Yoksulluk, geçim derdi, eğitimdeki eşitsizlikler, paralı eğitim kadınları eğitim hayatından uzaklaştırıyor. Eğitim olanağına kavuşanlar ise okuyabilmek için çalışmak zorunda kaldığından ucuz iş gücü olarak sermayenin gözlerini kamaştırıyor. Resmi verilere göre üniversite mezunu genç kadın işsizliği artarken; üniversite öğrencileri ise faturalar, ulaşım ücretleri, barınma giderleri gibi yükler nedeniyle part time adı altında esnek, güvencesiz, düşük ücretlere çalışmak zorunda kalıyor.
‘BİR AYAKKABI İÇİN BİR AY ÇALIŞTIM’
Bu kadınlardan biri de Ege Üniversitesi Sosyoloji Bölümü 4. sınıf öğrencisi Ece Karauzun. Ece, 13 yaşından beri çalışıyor. İhtiyaçlarını karşılamak için kendi isteğiyle çalışsa da ekonomik olarak buna zorunlu. Ece “Bugün alt tarafı bir öğle yemeği yedik 30 liraydı, bunun akşamı da var. Çalışmama rağmen aylık yemek paramı karşılayamıyorum ve kredi kartına yükleniyorum. Çalışmamın tek sebebi borç ödemek aslında. 2 aydır ayakkabı alacağım daha dün cesaret edebildim almaya. Bir ayakkabı için bir ay çalıştım” diyor.
Şevval de sosyoloji öğrencisi, aynı zamanda bir ana okulunda öğretmenlik yapıyor: “Günümüzdeki şartlar öyle zorlu ki, kazandığım parayla ancak zorunlu ihtiyaçlarımı giderebiliyorum. Okula ve işe gidip gelirken ulaşıma para harcıyorum. Okula gittiğim günlerde dışarıda yemek yiyorum. İhtiyacım olan şeyleri de aldığım zaman kazandığım para bitmiş oluyor. Bazen ayın sonunu zor getiriyorum. Ailemle yaşadığım halde elime geçen para maalesef yetmiyor.”
HAYATI ISKALAYARAK YAŞAYANLAR…
Yoğun iş temposu yüzünden okuldan işe, işten eve koşturmaktan hayatı ıskalıyor genç kadınlar… Bu durumu şöyle anlatıyor Ece: “Günü sanki 15 saate sıkıştırılmış yaşıyoruz. Bir yerden bir yere sürekli koşturuyor gibiyim. Derslerin yoğunluğu da iş yükü de artacak, bu da derslere girme durumumu azaltacak. Kendime ayıracak vaktim yok. Aynı evde kalmamıza rağmen ailemi göremiyorum, onlar da çalışıyor. Çalıştığım ortam çok sosyal ama ben çalıştığım için asosyal bir insan oluyorum.”
Çalışırken okumanın ders takibini güçleştirdiğini ve okul başarısını olumsuz etkilediğini düşünüyor Şevval de. Kendinden örnek veriyor: “Aynı gün içerisinde hem okula hem işe gitmek çok yorucu. Bazı günler işyerimde aksilikler olabiliyor, mesai uzuyor bu da dersin takibini zorlaştırıyor. Okuldan yarı uzak oluyorum diyebilirim. Notları arkadaşlarımdan öğrensem bile derse katıldığım gibi konulara hakim olamıyorum. Derste olduğum zaman bile işimle ilgili gelen mesajları cevaplamam gereken durumlar oluyor, dersi dinlerken zorlanıyorum.”
TALEPLERİMİZLE 1 MAYIS’A
Çözümü soruyoruz genç kadınlara, ikisinin de verdiği cevap ortak: “Tüm öğrenciler için eğitim ücretsiz olmalı. Burs, ihtiyacı olan her öğrenciye verilmeli, yemek, ulaşım ücretsiz olmalı. Kadınlar çalışma hayatının içinde mutlaka yer almalı ama insani koşullar ve eşit ücretlerle… Ama ülkedeki ekonomik şartlar da düzen de değişmedikçe sorun çözülmez.” İtiraz etmenin, yan yana gelmenin, birlik olmanın önemine de vurgu yapıyor kadınlar. 8 Mart’tan aldığımız güç ve biriktirdiklerimizle yaklaşan 1 Mayıs’ı üniversite öğrencileri arasında bu temel talepler etrafında örgütlemek gerektiğine işaret ediyorlar.
Görsel: Pixabay
İlgili haberler
Ege Üniversitesi öğrencisi kadınlardan kadın mücad...
Ege Üniversitesi Kadın Çalışmaları Topluluğu üyesi üniversiteli kadınlar, açtıkları sergiyle şiddete...
Ege Üniversitesi öğrencileri tacize sessiz kalınma...
Ege Üniversitesi öğrencileri, hakkında taciz gerekçesiyle soruşturma açılan Prof. Dr. Zeki Eralp Bud...
Ege Üniversitesi’nde yurda giden kadın öğrenci cin...
Ege Üniversitesi’nde bir kadın öğrenci yurda giderken tacize uğradı. Genç kadının şikayeti üzerine t...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.