Türkiye’nin ilk imzacı olmakla övündüğü, 2011 yılında İstanbul’da imzalanan ve 2014 yılında yürürlüğe giren İstanbul Sözleşmesi bugün iktidarın hedefinde. İktidarın bu hamlesine karşı kadınlarsa her yerden aynı kararlılıkla ses veriyor; “Haklarımızdan ve hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz, İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın.” Edremitli kadınlar da Ekmek ve Gül aracılığıyla bu sese ses kattı, şimdi söz onların...
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ UYGULANSIN
Hülya BAL - Emekli
Kadının okumasını engellemek isteyen, çalışmasını aşağılayan, çocuk yaşta evlilik yolunu açan, erkek şiddetini teşvik eden, kadını erkeğin himayesine alan ideolojinin acı meyvelerini topluyoruz. Bu durum karşısında kendimizi ve bizi temsil eden siyasilerimizi tebrik etmeli miyiz?
Kadın meta değildir. Kadın da erkek gibi toplumun bir bireyidir. Evlilik kurumunda eşlerden biri oluyor; fakat her nedense eril zihniyette eşit olamıyor. Geleneksel yapının hakim olduğu ülkemizde ne kadar “yenilikçiyiz” denilse de baskın olan erkek egemen zihniyettir.
Toplumda kadının da bir birey olduğu, her türlü cinsiyet ayırımına karşı kadınları güçlendirecek ve eşitlik ilkesini hakim kılacak olan İstanbul Sözleşmesi neden bu kadar rahatsız etti de iptali isteniyor?
2014 yılında iftihar edilerek imzalanan ve Türkiye’nin öncülüğünde yürürlüğe giren; geçen 6 yılda yükümlülükleri dahi tam yerine getirilmeyen, şimdilerde iptal edilmek istenen İstanbul Sözleşmesi ve paralelindeki 6284 sayılı Yasa kadınların güvencesi. Türkiye İstanbul Sözleşmesi’nden çekilirse ve bizler direnmezsek; “kadın erkek eşit değildir” söylemleri ve şiddet artacaktır.
İstanbul Sözleşmesi uygulanmış olsaydı; bu kadar suça teşvik olmayacak, kriz masaları oluşturulacak, önlem alınması yönünde çalışma grupları oluşturularak kadına yönelik şiddet azalmış bile olacaktı belki de. Biz Ekmek ve Gül aracılığıyla Edremitli kadınlar, İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesini değil, uygulanmasını istiyoruz. 6284 sayılı Yasa’nın da kadının korunması adına uygulanmasını talep ediyoruz.
EŞİT, ÖZGÜR BİR YAŞAM İÇİN DİRENMEYE DEVAM EDECEĞİZ
Fikriye YADIRGI - Eğitim Sen Edremit Temsilcisi
İstanbul Sözleşmesi 2014’ten beri yürürlükte. Cinsiyet, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli tüm ayrımcılık biçimlerine karşı mücadele edilmesi, erkek şiddetinin önlenmesi, şiddete karşı tedbir alınması şiddete maruz kalan kadınların zararlarının karşılanması ve şiddet uygulayan kişilerin cezalandırılması konusunda bu sözleşme imzalayan devletlere pek çok yükümlülük getiriyor.
İstanbul Sözleşmesi’nin kapsamı bu kadar genişken Türkiye’de bu sözleşmenin imzacısıyken sözleşmenin ülkemizde uygulandığı söylenebilir mi peki? Neden kadınlar her gün tacize, tecavüze, şiddete uğruyor? Neden kadınlar ve kadın örgütleri sokaklarda “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Sözleşmeyi uygula”, “Erkek adalet değil gerçek adalet” diye bağırıyor? Neden yetkili kurumlar kadın cinayetleri davasında gerekeni yapmıyor da, kadın örgütlerinin takip ettiği davalarda adalete yaklaşılabiliyor?
Bu haliyle bile sözleşmeyi, yasaları uygulamayanlara, yürürlükten kaldırmaya çalışanlara itirazımız var. Bu sözleşme ve yasaların uygulanması için mücadeleyi büyütmeye ihtiyacımız var. Eğitim Sen üyesi kadınlar olarak İstanbul Sözleşmesinden çıkarak sömürüyü, şiddeti aklama artırma, kadınları kamusal alanlardan dışlayarak eve kapatma, kadınların isyanını direnişini bitirme hayalleri kuranlara karşı eşit, özgür bir yaşam için direnmeye, kadınların mücadele ile kazanılmış haklarını savunmaya devam edeceğiz. Eşit, özgür, laik, barış içinde bir ülke isteyen herkesi İstanbul Sözleşmesi başta olmak üzere haklarımıza sahip çıkmaya ve mücadeleye çağırıyoruz.
BU YASALARI, BIRAKACAĞIMIZ BİR MİRAS GİBİ DÜŞÜNELİM
Gülsüm DOĞAN - İşçi
İstanbul Sözleşmesi uluslararası bir sözleşmesidir. Devletin kadına yönelik şiddet karşısında yükümlülüklerini hatırlatır. Fakat uygulamamak ve yok saymakla devlet bu konuda da maalesef çok büyük bir yanlışa sebebiyet veriyor.
Yasadan başka kadınların bir dayanağı yok, kimsenin iki dudağı arasındaki adalete güvenimiz yok. Aile içi şiddet ve cinsel istismara karşı yasalar bizim kalkanımız ve kırmızı çizgimizdir. Ülkede avukatların, baroların bile adalet mücadelesi verdiği bir durum söz konusu, düşünün ki barolar “Adalet” diye haykırıyor. Kanunların bile önünde duran tek adam rejimi biz kadınları tamamen yok sayıp haklarımızdan vazgeçip eve kapatmak istemektedir. Bu yüzdendir ki İstanbul Sözleşmesi için her alanda her platformda mücadele etmeliyiz. İleride kızlarımıza bırakabileceğimiz bir miras gibi düşünelim ve korkmayalım, susmayalım, itaat etmeyelim. İstanbul sözleşmesi yaşatır...
İZİN VERMEYECEĞİZ
Necmiye TÜKENGÜN - Emekli öğretmen
Bu sözleşme ve ona bağlı olarak çıkan yasalar şiddete uğrayan veya şiddet tehlikesi taşıyan kadın ve çocukların korunması ve şiddetin önlenmesi amacı taşımakta. Fakat her gün kadınların şiddete maruz kaldığı, çocukların istismara uğradığı, kadınların ve çocukların öldürüldüğü haberlerini alıyoruz. Demek ki uygulanmıyor. AKP’nin tek adam rejimi “makbul kadın” politikalarını hayata geçirmek isterken İstanbul Sözleşmesi’ni engel olarak gördükleri için kaldırmak istiyor. Kadınların gelecek kaygısı taşıdığı, güvencesiz bir yaşam sürdüğü bu ülkede erkek egemen bakış açısıyla kadınların nafaka hakkını da gasbetmeye çalışıyor, kadın cinayetlerini önlemek yerine elimizde bulunan kısıtlı haklarımızdan vazgeçmemizi istiyorlar. Biz buna asla izin vermeyeceğiz.
PES ETMEK YOK!
Songül Kırca - Ev kadını
Mevcut sistem kendi önündeki tüm engelleri açmak için her dönem bir dizi tedbir alıyor. İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Yasa’yı kendi çıkarları doğrultusunda yeniden şekillendirmeye ve AKP’nin tek adam yönetiminin kadınlar üzerinde baskısını daha da artırmaya çalışıyorlar. Bunun karşısında birleşik bir mücadelenin örgütlenmesi bizlere düşüyor. Asla susmayacağız, korkmayacağız ve pes etmeyeceğiz.
İlgili haberler
‘Mücadelemizi büyütelim, İstanbul Sözleşmesi’ne sa...
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmak istenmesine karşı Türkiye’nin dört bir yanından yükselen ‘Haklar...
İstanbul Sözleşmesi, YÖK tutum belgesi ve üniversi...
İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için mücadele ederken birliktelikler oluşturmayı, Cinsel Taciz Ö...
Hayatımızdan da haklarımızdan da vazgeçmiyoruz!
Bu zamana kadar mücadeleyle kazandığımız tüm haklarımız saldırı altında. Bu saldırılar, hayatımızın...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.