Küçükçekmece’de Atatürk Mahallesi’nde oturuyoruz. Bulunduğumuz bölgeye kentsel dönüşümün girmesi zor. Şu anda yıkılıp yerine yapılamayan çok bina var. Küçükçekmece’nin yüzde 60’ı yerle bir olacak durumda. İnsanlar belediyeye gidip evlerinin durumunu öğrenmeye korkuyorlar çünkü bina çürük çıkarsa ne olacağını bilmiyorlar.
25-30 yıldır bu çevrede yaşıyorum. Oturduğumuz bina sağlam değil fakat kiralar çok yüksek. İnsanlar asgari ücretle geçinmeye çalışıp aldığı paranın yüzde 80’ini kiraya veriyor. Ablam 10 yıl önce kendine bir ev aldı ve evi de gayet güzel. Şu an ev almaya kalksa alamaz.
1999 depremi yaşandığında durum çok kötüydü. O günden bugüne çok bir şey yapılmadı deprem bölgelerinde. Binaların dışı yapıldı ama içi aynı kaldı. Sadece görünen yüzeyini kapattılar ve yeni gibi görünmesini sağladılar. Yeni yapılan binaların bile ne kadar sağlam olduğunu bilmiyoruz. Ama yeni bina diyerek oturuyoruz. Aslında 6 Şubat depreminde gördük yeni binaların da sağlam olmadığını. Denetim yok. Gittiğimiz AVM’lere, kuaförlere, çalıştığımız iş yerlerine, okullara ve daha birçok yere ne kadar güvenebiliriz?
Deprem için vergiler toplandı ama bir yatırım yapılmadı. Daha doğrusu herkes kendi cebine yatırım yapıyor. İnsanlara yatırım yapılmıyor. İnsanlar da doğal olarak kaçıp gitmenin derdine düşüyor.
Bulunduğumuz bölgenin belediyesi başka bir partiye ait olduğu için AKP destek vermiyor. İktidarın yerel yönetimi desteklemesi lazım. 4 yıl içinde bir deprem yaşarsak sağ çıkabilir miyiz, bilmiyorum. Her tarafımız bina yığını. Japonya’da olan depremlerde kimse ölmüyor. Çünkü sistemleri var, kontrolleri yapılıyor ama bizim ülkemizde yok. Bu bir rant meselesi. Amaç insana değil ranta yatırım yapmak. Bu şekilde yaşamaya devam etmemeliyiz.
Fotoğraf: Evrensel
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.