Kız çocuklarına ev işi, erkek çocuklarına medrese yolu
Erkek çocukları için 8 yıllık eğitimden sonra açılan kapılar kız çocuklarınınkinden bir fazla olan medrese kapısı…

Diyarbakır kırsalının orta derecede bir güzelliği vardır. Çukurova gibi sizi yeşile boğmaz ama serhat illeri gibi manzarası kahverenginin tonları da değildir. Kulp’un ya da Silvan’ın köylerinde ilkbaharda her renk tam tadını verir. Eskiden mavisi de tam tadındayken şimdilerde ardı ardına yapılan barajlarla ve kesime giden çok yıllık ağaçlarla, renklerin de tadı kaçmaya başladı. İlkbaharda uçsuzmuş hissi veren mavilik yazın kavurucu sıcağında manzarasını çirkin bir sarıya bırakıyor. Köylüler ekinlerinin verimleri yıldan yıla değişiklik gösterse de her şey olağan seyrindeymiş gibi yaşamaya devam ediyor. Sabahın ilk ışıklarıyla inekler sağılıp meraya gönderiliyor ve ardından günlük işler yapılıyor. Ta ki kavurucu sıcak kendini tam anlamıyla hissettirene kadar...

Maddi durumu ezelden ya da sonradan iyi olanlar sıcağın bastırmasıyla betonarme evlerinin içindeki klimaların altına, yoksulluk yakasını bir türlü bırakmamış olanlarsa loğladıkları toprak damlı evlerine sığınıyorlar. Yazın okula gitmeyen çocuklarsa köy işlerinin en büyük yardımcısı. İneklerin günlük olarak ve sırayla dağa götürülmesini erkek çocukları üstlenirken ev işlerinden kız çocukları sorumlu tutuluyor. HÜDA PAR’ın uğramadığı köylerde kız çocuklarının okullaşma oranı yüksekken uğradığı köylerde küçük yaşlarda evlilik oranı yüksek. Erkek çocuklarının eğitim hayatındaki akıbeti belirlenirken ise hangi köyde hangi siyasi partinin veya fikrin etkin olduğunun bir önemi yok.

Buralarda ilkokulu olmayan ya da taşımalı eğitim sağlanmayan köy yok, bu yüzden hem erkek hem de kız çocukları 8 yıllık eğitimlerini bir şekilde tamamlıyorlar. Kız çocukları başarı durumlarına göre ilçede, kent merkezinde ya da açık öğretim üzerinden liseye devam ediyor. Yüksek öğretime devam etmelerini de yine başarı durumları belirliyor. Neden başarılı ya da başarısız oldukları ise daha başka ve derin bir tartışma konusu. Ancak erkek çocuklarının eğitim rotası kız çocuklarınınkinden farklı şekilde ilerliyor. Çünkü erkek çocukları için 8 yıllık eğitimden sonra açılan kapılar kız çocuklarınınkinden bir fazla olan medrese kapısı.

ABDULLAH’A NE OLACAK?

İlköğretim eğitimini tamamladıktan sonra LGS’ye giren bir erkek çocuğu kent merkezinde, eğitimi diğerlerine göre görece daha iyi bir lisede okumak için yeterli puanı alırsa eğitim hayatı ülkedeki çoğu çocuktan farklı şekilde ilerlemiyor. Ancak liseye giriş sınavında başarısız olmuşsa üstüne bir de haylaz ve “söz dinlemez” bir çocuksa “terbiye edilmesi gerekiyor.” Aileler için Diyarbakır’ın merkezindeki medreseler ise bu terbiye işinin en etkili çıkış yolu.

Abdullah 15 yaşında ve Kulp’un köylerinden birinde yaşıyor. Yerinde durmayı bilmeyen, çabuk sinirlenen, evin en küçük çocuğu olduğu için şımartılmış ve söz dinlemeyen bir çocuk. Kıvrak bir zekâsı var ve tiyatro yapmayı çok seviyor, ancak geçtiğimiz haziran ayında yapılan LGS sınavında başarılı olamadı. Ev ahalisi aralarında münakaşa edip Abdullah’ın eğitimi için en uygun olanına karar verdiler. Kulp’taki bir liseye gidemez çünkü ailesi yaramazlığının ve öfkesinin başına iş açacağını düşünüyor. Diyarbakır’ın merkezinde yerleşeceği herhangi bir lisenin de ilçedekilerden farkı olmayacak. O yüzden Abdullah için en iyisi açık öğretim üzerinden lise eğitimine devam edip kent merkezinde disiplinli bir medreseye yerleştirilmesi. Bu ailesi için masrafsız bir yol, çünkü medrese öğrencilerinin tüm masrafları medrese idarecilerince karşılanıyor hatta medreseleri ziyaret eden “dini bütün” varlıklılar öğrencilere ara ara harçlık bile veriyor. Üstelik medresede başarılı olursa 18 yaşını doldurduktan ve yeterlilik sınavlarında da başarılı olduktan sonra cami imamı olma garantisi olan bir yol.

ASIL İHTİYACIMIZ OLAN…

Eğitimin parasız, bilimsel, cinsiyet eşitliğine dayalı bir biçimde olması gerekirken, hatta kadınlar ülkenin dört bir yanında okullarda bir öğün ücretsiz ve nitelikli yemek talebiyle sokaklara çıkarken eğitimden sorumlu bakan sanki böylesine önemli sorunlar yokmuşçasına hiç gündem edilmemesi gereken bir konuyu, karma eğitimin isteğe bağlı olması tartışmalarını önümüze koyuyor. Kız çocukları örgün eğitimden koparılmak istenirken madalyonun diğer yüzünde aynı çirkin politika erkek çocukları için de uygulanıyor. Oysa olması gereken kız çocukları için ayrı okulların açılması, erkek çocuklarının medreselere yönlendirilmesi değildir. Eğitim Anayasa’yla güvence altına alınan temel anayasal ve insani bir haktır. Bilimsel, demokratik ve laik bir eğitim bu ülkede yaşayan her çocuğun elinden alınamaz hakkıdır. Başarısız denilerek medrese kapısı işaret edilen çocukların önce neden başarısız olduğu, nitelikli eğitim alıp alamadığı, uygun ders çalışma ortamının, eğitimci ve kaynak sayısının yeterli olup olmadığı tartışılmalıdır.

MEDRESELER VAKIF VE DERNEKLERCE EĞİTİM VERİYORLAR
Diyarbakır’da bulunan medreselerin sayısı hem il merkezinde hem de ilçelerde oldukça fazla ve çoğu resmiyette Kuran kursu olarak faaliyet gösteriyor. Medreselerin bazıları ise İslami vakıf veya derneklerin bünyesinde eğitim verirken, bu yerlerin alt yapı ve üst yapı çalışmalarını da valilik ve belediyeler üstleniyor. Hatta önceki yıllarda öğrencilerine belge töreni düzenleyen bir Kuran kursunun davetlisi olarak HÜDA PAR eski genel başkanı İshak Sağlam’ın reklamı yapılmıştı. 2015 yılında Kulp’ta çıkan yangın sonucu 6 çocuğa mezar olan da yine bu kurslardan bir tanesiydi.

Fotoğraf: Pixabay

İlgili haberler
9-10 yaşlarında, haftada 72 saat çalışma: Ünaldı M...

Sevda Karaca: "Bugün Ünaldı'dayız. Hamaset yapanların düzeninde, patronların küçücük bedenleri sömür...

Çocuk işçi Harun’un hayali: ‘Para biriktirip okuya...

Harun okula gidemeyen 1 milyon 495 bin çocuktan biri. Çalışıyor ve hayali okumak...

ÇEDES’ten tarikatlara çocuklar karanlığa teslim ed...

ÇEDES ismi din görevlilerinin toplu ataması ile yeniden gündeme girse de aslında eğitimde ‘manevi da...