Daha çok biriktirmek, tarihe daha çok mücadelemizi yazmak için…
Önümüze konan, karşımıza çıkan tüm bu engelleri aşmak için atalım adımlarımızı, 1 Mayıs’a giderken engelleri bilerek, bunlar karşısında durma cüretini kız kardeşlerimizin ellerinden tutarak gösterelim

Bu yıl bahar bir türlü gelmek bilmedi sanki. Gün geceden gündüze dönemedi, mevsim kıştan bahara geçemedi. Boğaz daha daraldı, bıçak kemiğe dayandı. Hayal ettiğimizi yaşamak isterken sadece nefes alarak yaşamaya mahkum edildik.

Kapılar üzerimize kapatıldı, yüzümüze çarpıldı, dönüp dolaşıp aynı dertleri konuşur, aynı öfkeyi taşır olduk. Susturulduk, bastırıldık, korkutulduk, sabretmeye zorlandık, açlıkla sınandık. Baş etmeyi bildik de bu zorluklardan, imkansızlıklardan imkan çıkarttık, olmayanı oldurduk yine “yok” demedik. Hayat biz kadınların için her koşulda mücadele değil miydi?

Biz de en iyi bildiğimiz şeyi yapmaya koyulduk fabrikada, sokakta. Kölece çalışma koşullarına karşı ses çıkarttık, susturmak istediler birliğimizle cevap verdik, işten attılar en önce direnişe geçtik. Evde, sokakta, adliye koridorlarında hakkımız olanı almak için dişe diş mücadele ettik. “Bu hayat da bu haklar da bizim, vazgeçmiyoruz” dedik. Yoksulluğa da eşitsizliğe de şiddete de tahammülümüz yoktu artık. Birliğimizle mümkün, bizimle mümkün diyerek hayatlarımızı baştan yazmaya koyulduk.

Ekmek ve Gül’ün bu sayısı da 8 Mart’tan 1 Mayıs’a kadınların ufkunu açan, birliklerini kuran, kapitalist sömürüye de erkek egemenliğine de karşı bilincini yükselten, dayanışmanın nasıl da güç verici olduğunu anlatan ve yeniden yeniden kız kardeşliği hatırlatan hikayelerle dolu.

İşimiz çok… Hep çok olacak… Ama bugün, dünden farklı… Direnişler dağıtıyor umutsuzluk iklimini, umutsuzluğa karşı tek çarenin mücadele olduğunu gösteriyor işçi sınıfı. Ama işçi sınıfının kalıcı birliklerini kurmasının, yan yana gelmesinin önündeki engel de çok; en çok da işçi dostu gibi görünüp masa altından işverenle el sıkışanlar.

***

Bu sayımızın ana gündemine işçilerin kendi inisiyatiflerini bıraktıkları anda devreye girip patronla uzlaşmaya giden, bazen işçileri işinden eden sendikal bürokrasi var. Bu sayımızın sayfalarında kadın işçilerin, emekçilerin örgütlenmesinin önündeki engelleri, bu engelleri aşma deneyimlerini, karşısına çıkan engelleri fark ettiği tartışmaları bulacaksınız.

Anayazımızda Fulya Alikoç, kadın işçilerin sadece patronlara karşı değil, kapitalizmin bir uzantısı haline gelen sendikal bürokrasiye de karşı mücadele etmesinin gerekliliğini hatırlatıyor. Ve şu sözlerle sesleniyor kadın işçilere: “8 Mart’tan 1 Mayıs’a, haydi bahar temizliğine! Kadınlar daha güçlü, daha örgütlü sınıf mücadelesine!”

Ankara’da farklı sendikalarda örgütlü kadın işçiler, sendikaların aktif bir parçası olmak konusunda önlerine konan engellerden bahsediyor.

Türkiye’nin en zengin ilk 500 kurumu arasında bulunan bir özel okuldan eğitim emekçileri, ücretlerine “lütuf” şeklinde yapılan ek zamma karşı çıktıkları ilk grevi ve sendikalaşma süreçlerini anlatıyor.

100 gün grev yapan Bakırköy Belediyesi işçisi, sendikal bürokrasinin işçi arkadaşları üzerinde yarattığı buhran, güvencesizlik ve kaygıya karşı “Nasıl sendikalara ihtiyacımız var?” sorusuna yanıt veriyor. Seyhan Belediyesi işçileri de “belediye yönetimi ile ahbap çavuş ilişkisi kuran sendika neyimize yarar?” diye soruyor.

Savaşın kadınlar üzerindeki etkisini, göç dalgasını, göçmen kadınları ise Ebru Yiğit anlatıyor.

Eşitsizlik, iktidarın politikalarıyla derinleştirilirken kadına yönelik şiddet de artıyor. Esenyalı’dan, Adana’dan, Eskişehir’den kadınlar maruz kaldıkları şiddeti ve şiddetten kurtulma çabalarını Ekmek ve Gül’e yazdılar.

**

Eşitlik, özgürlük, adalet, demokrasi, refah için... Alın terimizin değersizleştirilmediği, emeğimizin sömürülmediği, sağlığımızın hiçe sayılmadığı insanca çalışma koşulları için... Şiddetsiz, güvenli bir yaşam, umutlarımızın yeşerdiği bir gelecek için... Haklarımız için... Yoksulluğun, açlığın, tarihe karışması için... Önümüze konan, karşımıza çıkan tüm bu engelleri aşmak için atalım adımlarımızı, 1 Mayıs’a giderken engelleri bilerek, bunlar karşısında durma cüretini kız kardeşlerimizin ellerinden tutarak gösterelim.

Görsel: Canva

İlgili haberler
8 Mart’tan 1 Mayıs’a Mücadelemizde Bahar Temizliği

Mücadele sadece patronlara karşı değil, kapitalist sınıfın bir uzantısı haline gelen sendikal bürokr...

1 MAYIS SENİN GÜNÜN: Boynundan esaret bağını parça...

1 Mayıs’ı 1 Mayıs yapan tarihi ve bu tarihteki kadın örgütçülerin yaşamlarını hatırlayalım… Çünkü iş...

Okurken de mezunken de ucuz işçi: Genç kadınlar ge...

Genç kadın işsizliği artarken; üniversite öğrencileri ise faturalar, ulaşım ücretleri, barınma gider...