TBMM'de kadına yönelik şiddetle mücadele komisyonu kurulacak: Yıllardır aynı terane!
TBMM'de kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin araştırma komisyonu kurulması için ortak önerge verilecek. Uzun yıllardır komisyonlar kurulup duruyor ancak kadınlar açısından işlevleri tartışılır.

TBMM Genel Kurulu'nda bugün AK Parti, CHP, DEM Parti, MHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi grupları tarafından kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin araştırma komisyonu kurulması için ortak önerge verilecek.

TBMM'de siyasi partilerin ortak önergesiyle kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin araştırma komisyonu kurulacak. Komisyon artan şiddet, kadına şiddetin önlenmesine yönelik tedbirle ilgili çalışma yapacak.

TBMM'de grubu bulunan tüm siyasi partilerin ortak önergesiyle kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin Meclis Araştırma Komisyonu kurulacak.

TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu Başkanı Çiğdem Erdoğan, önergenin görüşmelerinde kadına yönelik şiddetle ilgili yaptıkları çalışmalar hakkında değerlendirmelerde bulunacak. Gruplar adına yapılacak konuşmalarda da kadına yönelik şiddetin önlenmesine dair siyasi partilerin görüşleri aktarılacak.

Genel Kurulda alınacak kararla kurulması planlanan araştırma komisyonu, son dönemde artan şiddet olayları ve toplumsal etkileri, kadına şiddetin önlenmesine yönelik alınması gereken acil tedbirler, iş hayatında kadınlara yönelik mobbingin önlenmesi, kadın haklarının güçlü şekilde korunması gibi konularda çalışmalar yapacak. Araştırma komisyonu, çalışmalarının sonunda rapor hazırlayarak Meclis Genel Kuruluna sunacak. 

2021'DE DE İYİ HAL İNDİRİMİNİ TARTIŞIYORDUK 

Meclis gündemine yıllar boyunca belirli komisyonlar ve tartışmalar gelmiştir. 2015 yılında “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” kurulmuştu. Bu komisyon yine 2021’in 8 Mart haftası TBMM Genel Kurulu’nda, AKP, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti'nin, kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin önergeleri, birleştirilerek görüşüldü. Ve nihayetinde 9 Mart 2021 tarihinde üç ay süreyle görev yapmak üzere “Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla Kurulan Meclis Araştırması Komisyonu” kuruldu. Komisyon, üç aylık görev süresince elde edeceği veriler ve değerlendirmeler doğrultusunda bir rapor hazırladı.

Raporda yargı paketinde de yer alması beklenen ve kamuoyunda “kravat indirimi” olarak bilinen “iyi hal indirimi”, “ısrarlı takip” gibi kadına şiddete verilen cezalarda önemli bir rol oynadığı görülen başlıklarla ilgili yeni düzenlemelere işaret edilmişti.  Raporda, evlilik bağı olmayan kişiler arasında gerçekleşen kadına yönelik şiddet eylemleri için de ceza artırımı önerisi de dikkat çekilmişti. 

NEDİR MECLİS KOMİSYONLARI?

Komisyonlar; uzmanlıkları dikkate alınarak seçilen, belirli sayıda milletvekilinden oluşan ve Genel Kurul’da görüşülecek metinleri olgunlaştıran kurullardır. Yani komisyonlar kanun yapım süreçlerinin merkezindedirler; kanun tekliflerine dair incelemenin ve araştırmanın yapıldığı, tekliflerin Genel Kurul’da görüşülmeye hazır hale getirildiği küçük çalışma gruplarıdır.

Komisyonlar yasama ve denetim komisyonları; Anayasa, İçtüzük veya kanunla kurulan komisyonlar yahut daimî ve geçici komisyonlar olmak üzere çeşitli şekillerde sınıflandırılabilirler. Daimî komisyonlar “ihtisas komisyonu” olarak da bilinirler. Geçici komisyonlar ise bilgi edinme ve denetim amacıyla belirli bir süre için kurulan komisyonlardır. Mecliste 18 daimî komisyon bulunmaktadır. İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, Anayasa Komisyonu, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) bu 18 komisyon arasında insan hakları alanı ile alakalı olarak belki de en sık duyduklarımızdır. Bunlardan ise İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) bir diğer özgül özelliği ise bu komisyonlara bireysel başvuru yolunun açık olmasıdır.

KEFEK VE İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN ETKİN UYGULANMASI VE İZLENMESİ ALT KOMİSYONU

KEFEK 25 Şubat 2009 tarihli 5840 sayılı Kanunla kurulmuştur. Komisyonun amacı, “kadın haklarının korunması ve geliştirilmesine, kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik çalışmalar yürütmek, ülkemizdeki ve uluslararası alandaki gelişmeleri izlemek, kanun tekliflerini incelemek ve istenildiğinde komisyonlara görüş sunmak"

Kadına yönelik şiddet temasıyla doğrudan ilişkili olarak bu komisyonun 2018 yılında kurulan bir başka alt komisyonu bulunmaktadır: İstanbul Sözleşmesinin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonuydu.

Son 8 yıllık dönemde her iç tüzük tartışmasında gündeme gelen şeylerden biri de “KEFEK kaldırılıyor” üzerineydi.

 Meclis bünyesinde kadın-erkek eşitliği için çalışacak bir komisyon kurulması için tartışmalar 1998’de başlamıştı. İki kadın vekil Kadın Erkek Eşitliğini Araştırma Komisyonu kurulması için teklif vermiş, 3 ay çalışan bu komisyon Türkiye’deki durumu ortaya koymuş, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) tarafından da basılan bir rapor hazırlanmıştı. Rapor; kadın-erkek eşitsizliğini ortadan kaldırmak için Mecliste daimi ve iç tüzük ile kurulmuş bir Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu oluşturulması önerisini içermişti.

◼ Komisyon için meclis görüşmeleri ise 11 yıl sonra ancak gerçekleşebilmişti. Kadın hareketi komisyonun adının “Kadın Erkek Eşitliği Komisyonu” olmasında ısrarcı olmuştu. Ama partiler arası uzlaşmaya rağmen komisyonun adı AKP emrivakisiyle “Fırsat Eşitliği” komisyonu oldu. Yani kadınla erkeğin eşit olduğu fikri bile meclisten kapı dışarı edildi.

◼ 8 Haziran 2011’de Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığının yerine Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı kuruldu. Beraberinde “kadınların sorunu yok” dercesine, Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlüğünün adı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü olarak değiştirildi. Kadın erkek eşitliğini güçlendirmek konusunda politikalar üretmekle görevli tek resmi mekanizma olan KSGM de bakanlık altında etkisiz ve yetkisiz bir birim haline getirildi. Devletin kadınların en temel insan hakkı olan yaşam hakkını bile koru(ya)madığı Türkiye’de, zaten işlemeyen eşitlik ve sosyal destek mekanizmaları tam anlamıyla etkisiz ve işlevsiz hale geldi. Erdoğan, yeni bakanlığı “Biz muhafazakâr demokrat bir partiyiz. Bizim için aile önemli” sözleriyle açıkladı. Kadını aile dışında yok sayan; kadını ve kadının insan haklarını ailenin bekasına kurban eden bu yaklaşım tescillendi. Kadın Bakanlığı’nın kapatılması üzerine KSGM’nin geleceğini soranlara Başbakanın yanıtı “Teferruat” oldu.

Yine 8 Mart hediyesi diye sunulan, kadınların taleplerini dinliyor ve yerine getiriyor gibi görünerek hazırlığını yaptıkları Şiddet Yasası da “Ailenin Korunması Yasası”na dönüştürülüvermişti hatırlarsanız.

◼ Bütün bunları yaparken, 11 Mayıs 2012’de imzalanan İstanbul Sözleşmesi’nin ilk imzacısı olmakla övünmekte hiçbir beis görmüyordu hükümet. Oysa kadının adı devletin her mekanizmasından adım adım silinirken, sözleşme açıkça şunu şart koşuyordu: “Bir ülkede şiddet varsa bu durum, ülkedeki kadın erkek eşitsizliğinin sonucudur ve devlet bu şiddeti önlemekle yükümlüdür.” Devletin yükümlülüğüyle bağdaşmayan bu yeni bakanlık düzenlemesi, Türkiye’nin imzaladığı bütün uluslararası sözleşmelere de açıkça aykırıydı.

◼ 2013 yılında TBMM İç Tüzüğü’nde Değişiklik Yapılmasına Dair İç Tüzük Teklifi hazırlandı. O dönemdeki iç tüzük tartışmalarında da TBMM’deki kadın-erkek fırsat eşitliği komisyonunun ve ardından belediyeler bünyesinde kurulmuş olan KEFEK’lerin kapanması gündeme geldi. Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü’nün de lağvedileceği ve sorumluluklarının Aile Genel Müdürlüğü’ne devredileceğine dair iddialar da konuşuldu. Bu iddiaların dayanağı devletin resmi ajansı olan Anadolu Ajansı idi.

Kadın örgütleri Türkiye kadın hareketinin yıllar süren mücadeleleri ile devlet mekanizması içindeki kurulan üç kadın kurumunun da sırasıyla yok edildiğini ve bunun kabul edilemez olduğunu söyleyerek bu “lağvetme” tartışmalarına ilişkin ortak görüşünü ortaya koydu: Kabul edilemez!

◼ 2017’de yeni bir anayasa değişikliğinin ardından yine bir iç tüzük değişikliği ve yeniden KEFEK’in kapatılması, yerine Aile ve Sosyal Politikalar Komisyonu kurulacağı konuşuluyordu.

Peş peşe kurulan komisyonların elbet bugüne kadar kadınların mücadelesi ve öfkesinin bir görüngüsü olarak çıkmıştır. Ama komisyon raporlarına baktığımızda bugün açısından benzeri şeyleri tartıştığımız açıktır.

Fotoğraf: TBMM