Kadın eğitim emekçileri toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ilerlemelerini engellediğini düşünüyor
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi Yaşamsaldır’ kampanyası kapsamında anket çalışması yapan Eğitim Sen Adana Kadın Meclisi anket sonuçlarını paylaştı.

Eğitim Sen Adana Kadın Meclisi toplumsal cinsiyet eşitsizliklerinin eğitim politikaları aracılığıyla yeniden üretilmesine karşı ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi Yaşamsaldır’ kampanyası kapsamında konu ile ilgili sendika merkezinin yaptığı anketi paylaştı.

Eğitim Sen Adana Şubesi’nde yapılan açıklamada anket sonuçlarını Eğitim Sen Adana Şube Kadın Sekreteri Nilgün Doğan paylaştı. Türkiye’de kadına ve çocuğa karşı şiddet, istismar ile cinayet suçlarının her gün katlanarak arttığını ifade eden Doğan, bu eşitsizliklerin sürdürülmesinde eğitim şiddetinin oynadığı role dikkat çekerek “Türkiye’deki eğitim sisteminin özellikle kadınların ve kız çocuklarının geleneksel cinsiyet rollerini meşrulaştıran yapısı, mevcut iktidarın muhafazakâr ve gerici cinsiyet anlayışı ile birlikte derinleşmektedir” dedi.

‘TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTLİĞİ OKULLARDA DERS OLMALI’

Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin okullarda zorunlu ders olmasını isteyen Doğan, “Geçmişten bugüne mücadele ettiğimiz talepleri bir kez daha ifade ediyor, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu’nu taleplerimizin karşılanması için etkin politika üretmeye çağırıyoruz” dedi.

‘KADIN EĞİTİMCİLERİN YÜZDE 991’İ MAAŞLARI YETERSİZ BULUYOR’

Doğan, anket sonuçlarını paylaştı. Eğitim Sen’in anket sonuçlarına göre;

Katılımcıların yüzde 22.6 işinden memnun olmadığını, yüzde 99.1 aldığı maaşın yeterli olmadığını belirtti. Kadın eğitim emekçilerinin yüzde 34.9 ‘u çalışma hayatlarında ilerleyebilmede örneğin eğitim yöneticisi olmada cinsiyetlerinin engel teşkil ettiğini düşünüyor. Yüzde 42 ‘si cinsiyetinden dolayı çalışma yaşamı içinde idari ya da hukuki zorluklarla karşılaşmış. Çalışma süreleri boyunca en az bir kez olmak üzere psikolojik tacize uğrayanların oranı ise 77.8, sözlü tacize uğrayanlar yüzde 25, cinsiyet ayrımcı davranışlara maruz kalanlar yüzde 33 ve fiziki tacize uğrayanların oranı yüzde 5.6. Ayrıca pandemide ve yüz yüze eğitime geçilen 3 aylık süreçte mobbinge maruz kalanların oranı yüzde 16.2. Çalışırken kendini güvende hissetmeyenlerin oranı ise yüzde 39.3. Yüzde 53.7 si ev içi işlerde eşlerinin yeterince sorumluluk almadığını belirtti.

Okulların açılması ve yüz yüze eğitime geçişte kadın eğitim emekçisi kadınların yüzde 43.7 Öğrencilerin okula uyum sorunu yaşaması, sınıf ve okul kurallarına uymamaları, yüzde 25’i sınıfların çok kalabalık olması konusunda zorlandıklarını yüzde 15.5’i ise iş yerinin yeterince temiz olmadığını ve hijyen maddelerinin yeterli olmadığını söyledi.

‘CİNSİYET EŞİTLİĞİNİN ESAS ALINDIĞI BİR ÇALIŞMA YAŞAMI VE ORTAMI SAĞLANMALI’

Bu sorunlara kalıcı çözümler üretebilmek için en etkili yol ya da yöntemin ne olduğu sorusuna kadın emekçiler,

“Kararlar alınırken asıl muhatabı olan öğretmenlerin düşünceleri alınmalıdır. İdareciler liyakat sahibi olmalıdır. Okullarda idareciler öğretmen ve diğer çalışanlarla sağlıklı iletişim kurabilmelidir. İdareciler adaletli olmalı. Çözüm eğitim çalışanlarının örgütlenmesi ve birlikte hareket edebilmesidir. Sorun çözme becerilerini geliştirmek. Keyfi ve kişisel davranışlar yerine kurumsal işleyişi getirmek, Eğitim çalışanlarının hukuki ve idari yönden haklarını bilmesi ve haklarını savunma yollarını öğrenmesi. Bakıcı ve kreş sorununun devlet tarafından çözülmeli. Kamu kuruluşlarına ücretsiz kreşler bir an önce açılmalı. Kadınlara pozitif ayrımcılık uygulanmalı” cevapları öne çıktı.

Konu ile ilgili taleplerini sıralayan Doğan, şunları söyledi,

• Siyasi iktidar, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu aracılığıyla uluslararası sözleşmelere atılan imzaların gereğini yapmalı, toplumsal cinsiyet eşitliği eğitimi tüm kademelerde ve üniversitelerin tüm bölümlerinde ders olarak okutulmalıdır.

• Eğitim öğretim müfredatı, cinsiyet eşitliği perspektifi esas alınarak yeniden düzenlenmelidir.

• Eğitimde toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini ortadan kaldırmak ve kadınların yönetim düzeylerinde yer almalarını sağlamak için cinsiyet eşitliği sağlayan mekanizmalar uygulanmalı, cinsiyet eşitliğinin esas alındığı bir çalışma yaşamı ve ortamı sağlanmalıdır.

• ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, Ayrımcılık ve Mobbing’ başlıkları hizmet içi eğitim konuları haline getirilerek tüm eğitim emekçilerinin bu eğitimleri alması sağlanmalıdır.

• İstanbul Sözleşmesi’nin feshi iptal edilerek, sözleşme etkin bir biçimde uygulanmalıdır. Her biri yaşamsal değerde olan taleplerimiz için, Eğitim Sen olarak iş yerlerimizde, sokaklarda, yaşamın her alanında mücadele ettik, mücadele etmeye devam edeceğiz. Taleplerimiz karşılana dek yaşamın her alanında eşitlik ve özgürlük mücadelemizi büyüterek sürdüreceğiz.

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Eğitim Sen Ankara Şubeleri: Eğitim müfredatında ci...

Eğitim Sen Ankara Şubeleri, ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Eğitimi Yaşamsaldır’ diyerek kampanya başla...

KÖVED, Adana’da toplumsal cinsiyet eşitliği semine...

Kadına Özgürlük ve Eşitlik Derneği, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda hazırladıkları projelerini...

CHP’li Girgin: Toplumsal cinsiyet eşitliğine dayal...

CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin verdiği araştırma önergesiyle, Türkiye’de işsizliğin kadınlar...