Mevsimlik tarım işçisi kadınların çilesi: Kayısıdan fındığa bir acı çalışma
Mevsimlik tarım işçisi olarak çalışan kadınlar çalışma ve yaşama koşullarının zorluğunu anlatırken, gelecek hayali kurmaktan da çok uzak.

Temmuz ayı Malatya için kayısı ayı demek. İlkbaharda kayısı çiçekleriyle bezenen dallar bu mevsimde meyvesini veriyor, meyvelerin toplanması için hazır şekilde bekliyor. Bu yıl pıtraklanan kayısıları toplamak ve patik işlemini uygulamak yine mevsimlik işçilere düşüyor. Peki işçiler temmuz sıcağında ve zor şartlarda çalışırken döktükleri terin karşılığını alabiliyor mu, beslenme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını karşılayabiliyor mu, karşılayabiliyorsa yeterli mi? Özellikle kadın işçiler ne zorluklar yaşıyor? Şırnak’ın Cizre ilçesinden Malatya’nın Akçadağ ilçesi Ören Mahallesi’ne çalışmaya gelen mevsimlik tarım işçisi kadınlar anlatıyor.

HÜLYA: KOŞULLAR ZOR, İŞ ZOR, GEÇİM ZOR

19 yaşındaki mevsimlik tarım işçisi Hülya Nayır lise mezunu. Liseden sonra okumaya devam etmeyi düşünmemiş. Okula erken başladığından okulu sevmemiş ve okumak istememiş. Hülya, “Kayısı işi zor, zahmetli bir iş. Sabah erkenden kalkıyoruz akşama kadar çalışıyoruz. Çadırda yatıp kalkıyoruz. Çadırda kalma koşulları epey zor. Lavabomuz var ama o da pek kullanışlı değil. Çok fazla sivrisinek var akşamları. Özellikle fırtına gelmediği zamanlar sivrisinekler hep bizim çevremizde dolanıyor. Çok ısırıyorlar. Kolonya kullanıyoruz ama hiçbir şekilde etki etmiyor” diyor. Sık sık elektrik kesintisi yaşadıklarından yakınıyor, “Buzdolabımız çalışmıyor. Bir komşuya götürecektik elektrik kesintisi olduğu için. Orada elektrik sorunu yokmuş. Ama götüremedik, çünkü işimiz yoğun” diye anlatıyor. Hülya kayısı ile çekirdeğinin birbirinden ayrıldığı “patik” işinin zor ve zahmetli olduğunu dile getiriyor. “Patik yerine tarlada silkeleme işinde çalışmak daha güzel. Ama tarladan gelene kadar banyo, duş sırası çok fazla oluyor. Özellikle erkeklere sıra veriyoruz. Kadınlara gelene kadar akşam oluyor” diyor. Hülya son olarak “Ekonomik kriz özellikle bizi çok etkiliyor. Şu anki ekonomik koşullar yoksullar için çok zor” diyor.

ÇİÇEK: PARMAKLARIMIZ ACIYOR

Sohbetimize 18 yaşındaki Çiçek Nayır ile devam ediyoruz. Çiçek, “2 haftadır kayısı işinde çalışıyoruz. Okula gitmiyorum, lisede bıraktım. Öyle gerekti, okulu sevemedim” diyor. Yaptıkları işin zorluğundan bahseden Çiçek “Patik işi zor, tarlada silkeleme işi daha güzel, keyif alarak çalışıyoruz. İş yapmaktan parmaklarımız acıyor. Bazen kayısılar çok kuru ve sert oluyor” diye konuşuyor.

Çiçek gelecekten beklentisini anlatıyor: “Çok da umutlu değilim. Şu anki durum hiç iç açıcı değil. Zamlar çok etkiledi bizi. Zaten bu yüzden geldik işe yoksa memleketimizi bırakıp gelmeyi hiç istemezdik. Memlekette markette çalışıyordum ancak ailemin iş bulma olanağı olmadı. Kayısı işi bittikten sonra 2 aylığına fındık işine gideceğiz. Sonra da memleketimize döneceğiz.”

Uzun saatler çalışarak, zahmetli bir iş yaptıklarını ancak kazançlarının yeterli olmadığını ifade eden Çiçek, “Kadınlar için bu işi yapmak daha zor oluyor. Kadınlar haklarını arasın” diyerek sözlerini sonlandırıyor.

MAKBULE: GEÇİNEMEDİĞİMİZ İÇİN BURAYA GELMEYE MECBURUM
Mevsimlik işçilerin günlük temizlik ve yemek ihtiyacını karşılayan Makbule Aytış ile konuşuyoruz bu sefer. Bize ana dili olan Kürtçe’de yanıt verirken oğlu da onun söylediklerini Türkçeye çeviriyor.
4 yıldır bu işi yapan Makbule işinin zor olduğunu ancak geçinemediği için bu zorluğa katlanmak zorunda olduğunu anlatıyor. Makbule, “8 tane çocuğum var. Eşimin böbreğinin yarısı çalışıyor yarısı çalışmıyor. Fazla bir iş yapamıyor, şu an evde oturuyor. Geçim derdi çok zor, çocuklarıma bakmak ve onları okutabilmek için bu işe katlanıyorum. Kayısı işi bittikten sonra yine ailecek fındık işine gideceğiz. Geçim zorluğu böyle olmaya devam ederse sürekli geleceğiz gibi görünüyor” diyor.
Makbule son olarak “Geleceğimi hiçbir şekilde göremiyorum. Böyle her yıl kayısıya, fındığa gidebileceğimi göremiyorum. Geçinmek zor olduğu için, memlekette iş olmadığı için, eşim de çalışamadığı için, memlekette fabrika gibi yerler olmadığı için çocuklarım da çalışamıyor. Mecburen her yıl bu işlere gelmek zorundayım” şeklinde konuşuyor.


AMİNE İÇ MİMAR, HATİCE HEMŞİRE OLMAK İSTİYOR

Liseye henüz geçiş yapan 14 yaşındaki Amine Aytış ise “Kayısı işine ilk defa geliyorum. Bence çok zor bir iş hele de benim için. Çünkü belim çok fazla ağrıyor” diyor. Çadırda yaşama koşullarından bahseden Amine, “Banyo var ama tuvalet portatif yapıldığı için biraz sıkıntılı. Daha düzgün bir şekilde olmasını isterdim. Mesela çelikten olsaydı daha güvenli olurdu. Bir de akşamları çok fazla rüzgâr esiyor, çadır uçacakmış gibi geliyor bazen” diyen Amine, okulu çok özlediğini belirtiyor.

Gelecekten umutlu olduğunu söyleyen Amine, “İç mimar olmayı düşünüyorum. Mesleğe girip annemlere bakmak istiyorum. Her ne kadar zor koşullarda okusam da buraya gelip zor koşullarda çalışsam da geleceğe dair umudum var hâlâ” diyor.

Son olarak konuştuğumuz 16 yaşındaki Hatice Aytış ise “4 senedir kayısıda çalışıyorum. Aileden 5 kişi çalışıyoruz. Kazandığımız yevmiye ihtiyaçlarımızı karşılamak için yeterli değil. Burada kazandığımız yevmiyeleri okul masraflarımıza harcıyoruz, evin ihtiyaçlarını gideriyoruz. Aldığımız ücret yeterli değil, kişisel ihtiyaçlarımızı karşılayamıyor” diyen Hatice ise hemşire olmak istiyor.

Fotoğraflar: Ekmek ve Gül