Sağlıklı gebeler ve bebekler için kamusal sağlık şart!
‘Denetlenebilir, ücretsiz, sağlık çalışanlarının haklarının verildiği, her hastanın aynı muameleyi göreceğinin garantisinin verildiği, devlet tarafından sağlanacak bir sağlık hizmeti çözüm olabilir.’

Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığının “Doğal Olan Normal Doğum” şiarıyla yeni bir skandala imza attığı Normal Doğum Eylem Planı’nın tanıtımına hepimiz tanık olduk. “Doğal olanı savunmak” adı altında düzenlenen eylem planı kapsamında artan sezaryen oranlarına dikkat çekerek sezaryen yoluyla doğum yapan tüm kadınlara kendilerini eksik hissettirmekten, çocuklarının gelecekteki sağlıklarını tehlikeye attıklarını iddia ederek suçluluk bindirmekten geri kalmadılar. Baktığımızda Dünya Sağlık Örgütü’nün “Hiçbir bölgede, sezaryen oranının yüzde 10- 15’lerin üzerinde olmasını haklı çıkaracak bir gerekçe bulunmamaktadır” uyarısına karşın sezaryen doğum oranları 2022 Sağlık İstatistikleri Yıllığı’na göre yüzde 62,8’e kadar yükselmiştir. Daha enteresanı bu oran içinde sezaryen doğumların yüzde 78,1’i özel hastanelerde gerçekleşiyor.

Devlet hastanelerinde kadının ısrarlı isteğine rağmen doğum şeklinin tercihe bırakılmadığını ve hekimin doğum şeklini belirlemede neredeyse tek otorite olduğunu biliyoruz. Bu noktada devlet hastanelerinde anne-bebek sağlığı göz önünde bulundurularak, belki de denetimler ve maliyet odaklı düşünülerek (hem personel açısından hem de kullanılan malzemeler açısından vajinal doğumun mali yükü sezaryen doğumlara göre daha düşüktür) şartlar ne olursa olsun vajinal doğumun ısrarla desteklendiği ve uygulandığı bir politika güdülmekte.

VAJİNAL DOĞUM DAHA AZ TERCİH EDİLİYOR

Bildiğiniz üzere iki yolla doğum yapabiliyoruz. Bunlardan biri vajinal yol, herkesçe “normal” kabul edilen. Diğeri ise cerrahi bir işlem olan sezaryen. Evet literatürde de vajinal doğum ve sezaryen doğumu karşılaştırdığımızda vajinal yolun birçok faydası var; bağlanmayı güçlendirmek, doğum sonrası iyileşmenin daha hızlı olması, doğum sonrası emzirmenin daha hızlı başlatılması, bebeklerin daha az yoğun bakım ünitelerine yatması ve daha nicesi. E peki, sezaryen yoluyla doğan bebeklerde bağlanma olmayacak mı? Onlar emzirilmeyecek mi? Onlar daha geç beslendikleri için bunun sonuçlarını ölene dek üzerilerinde mi taşıyacaklar? Hayır. Ama tüm bu sağlık parametrelerini iyileştirmesi, doğum ve doğum sonrası sürecin daha kolay yönetilmesi açısından vajinal doğum ilk düşünülen doğum şekli oluyor.

Peki, madem vajinal doğum bu kadar faydalı, kadınlar neden sezaryenle doğurmayı tercih ediyor? Kadınlar gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemde kendi bedenlerinde olan tüm bu değişiklik süreçlerine ne kadar hakimler? Sağlık personelleri bu süreçte ne kadar destek oluyor kadınlara? Bu doğrultuda Sağlık Bakanlığı 2018 yılında bir “Gebe Okulu” projesi başlattı. Proje kapsamında devlet hastanelerinde kadınlara gebelik ve doğum süreçlerine dair eğitimler verilmekte. Görünen o ki gebe okulları da sezaryen oranlarını düşürmeye yetmiyor. Bu devlet hastanelerinde ne oluyor da kadınlar doğurmak gibi en temel hizmeti bile özel hastaneden almayı tercih ediyorlar? İlk başta tabii randevu bulamıyorlar. Buldukları randevularda, doktorlarıyla görüşebildikleri “5 dakikada” dertlerini anlatamıyorlar. Doktorların kadınların sorunlarını saptayabilmesi ise bu süre zarfında adeta bir mucize.

SAĞLIKTA TÜCCAR KAFASI

Sadece doktorlar mı? Ebelerden ve hemşirelerden alması gerektikleri bakıma ne oldu? Birinci basamakta ev ziyaretlerinin önü kapatıldı. Aile Sağlığı Merkezi adı altında ebe ve hemşireler “aile sağlık elemanı” oldular. Performans esaslı bu sistemde bakım ikinci plana atıldı. Her şey bir rakam haline geldi ve yüzeyselleşti. Olan yine hastalara, kadınlara, bebeklere oldu. Bakım arayışında olan bu insanlar da soluğu evlerine yakın, devlet hastanelerine göre nispeten daha ulaşılabilir buldukları, ekonomik durumlarına göre istedikleri bakımı satın alabildikleri özel hastanelerde aldılar. Sonuç olarak sağlık hizmeti, odağı “sağlık “olmaktan çıkan, kurumların rahat para kazanabildikleri ve hastaları kolaylıkla sömürebildikleri bir sektör haline geldi.

Hangi yolla daha çok para kazanılabilirdi? Daha çok cerrahi girişim yaparak. Tabii ki bunu tüm sezaryen tercihlerine atfetmek doğru değil. Kadını dinlemeyen; korkularına, ihtiyaçlarına cevap veremeyen sistemde kadınlar ilk tercihlerini özel hastaneden yana kullanacaktır elbette. Özel kurumlarda da bu denetimsizlik içinde her bölümde olduğu gibi kadın doğumda da “çeteleşme”, beklenilebilir bir sonuç.

“Doğal” doğum konusunu henüz sindirememişken bir özelleştirme faciası karşıladı bizleri: Yenidoğan Çetesi. Sağlık Bakanlığının devlet hastanelerinde her bir malzemenin hesabını sorduğu bu sistemde yenidoğanlara yönelik bu kıyımın kolayca gerçekleşebilmesi ve bu kadar uzun süre devam edebilmesi akıl alır gibi değil. TÜİK'in 2024’te yayınladığı Ölüm ve Ölüm Nedeni İstatistikleri verilerine göre 2022 yılında binde 9,2 olan bebek ölüm hızı 2023 yılında binde 10,0 oldu. Bebek ölümlerindeki artışın nedenlerinden biri de sağlık hizmetlerinin özelleştirilmesidir.

BÜTÜNCÜL SAĞLIK POLİTİKASI ŞART

Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikler, bebek ölüm oranlarının bölgelere göre değişiklik göstermesine neden olmaktadır. Özellikle doğu bölgelerinde yetersiz altyapı, sağlık hizmetlerinin ulaşılabilir olmaması ve bölgesel sosyoekonomik farklar, bebek ölümlerinde önemli rol oynamaktadır. Ancak bu durum yalnızca bölgesel eşitsizliğin değil, aynı zamanda devletin sağlık politikalarının da bir yansımasıdır. Sağlık sisteminin özelleştirilmesiyle, özellikle dezavantajlı bölgelerde yaşayan aileler nitelikli sağlık hizmetine ulaşmakta zorlanmakta, böylece bebek ölümleri artmaktadır. Bu yüzden sağlık hizmetinin temel bir hak olduğu göz önünde bulundurulmalı ve bu hizmetlerin sermaye odaklı değil, eşit ve ücretsiz olarak tüm topluma sağlanması için politika değişiklikleri yapılmalıdır. Denetlenebilir, ücretsiz, sağlık çalışanlarının haklarının verildiği, çalışma saatlerinin iyileştirildiği, her hastanın aynı muameleyi göreceğinin garantisinin verildiği, devlet tarafından sağlanacak bir sağlık hizmeti ancak bu tablonun çözümü olabilir.

Fotoğraf: DHA

İlgili haberler
Aradığınız sağlığa ulaşılamadı

Var olan aşılara ulaşmak da sağlıklı doğan bebeklerimizi toplumun bir parçası olarak sağlıklı büyütm...

Gebelikte ya 5 dakika muayene ya da 50 bin lira

‘Devlet bir çocuğun dünyaya gelmesinden itibaren yaşam hakkını nasıl garantiye alacak? Para hırsıyla...

Çürüyen sağlık sistemi sağlığı tehdit ediyor

Sağlıkta dönüşüm programı ile piyasalaşan sağlık sisteminin sonuçlarını bugün en acı şekilde, yenido...