İştip şehrinin merkezinde ve girişinde yer alan duvar resimleri yoldan geçenlerin dikkatini çekiyor. İplikler, iğneler ve hepsinden önemlisi eller, alışılagelmiş futbol sloganları ve etiketlerinin arasında göze çarpıyor. Bu usta eller, Kuzey Makedonya’nın doğusundaki kadın tekstil işçilerine ait. Sanatsal temsiller İştip’in gri duvarlarına renk katmakla kalmıyor. Bu duvar resimlerinin arkasındaki kuruluş olan Glasen Tekstilec’in Kurucusu Kristina Ampeva, “Tekstil fabrikalarında çalışan kadınlar bölgenin kimliğini oluşturuyor” diyor: “Onlara saygılarımızı sunmalıydık.”
İştip, 70 yıldır Kuzey Makedonya’da tekstil endüstrisinin kalesiydi. Sektör düşüşte olsa da hâlâ yaklaşık 30 bin kişi bu iş kolunda çalışıyor. Bu sayı 2 milyon nüfuslu bu ülkede hatırı sayılır bir rakam.
"HAKLARIMIZI AÇIKLAYAN KİMSE YOKTU"
Her sabah binlerce kadın işçi otobüslerle Kuzey Makedonya’nın kasaba ve şehirlerinin eteklerindeki çok sayıdaki fabrikaya taşınıyor. Ampeva da dokuz yıl boyunca bu fabrikalardan birinde çalışmış. 30’lu yaşlardaki bu kadının bu deneyimle ilgili acı anıları var ama bu onun azmini artırmış: “Haklarınızı ya da çalışma koşullarınızı, ne kadar ücret almanız gerektiğini, kaç saat çalışmanız gerektiğini ve ne kadar fazla mesai ücreti ödendiğini ya da haklarınız ihlal edildiğinde size kimin yardım etmesi gerektiğini açıklayan kimse yoktu. Bize hiçbir şey açıklanmadı. Bu nedenle kadın tekstil işçilerinin hakları için mücadele etmek üzere Glasen Tekstilec’i kurduk.”
Kuzey Makedonya’da yüzlerce fabrika Avrupa’nın büyük markaları için giysi ve ayakkabı üretiyor. Bu fabrikalardaki çalışma koşullarının ne kadar ağır olduğu bir sır değil, ancak iş yasasının yaygın bir şekilde ihlal edilmesi uzun süredir tartışılmıyor.
İştip’teki ana üretim birimlerinden birinde 20 yıldan fazla bir süre çalışan 60 yaşındaki Dimitrinka, “Fabrikadaki koşullar felaketti” diyor. 2021 yılında Dimitrinka ve arkadaşları üç aydan fazla bir süre ücret alamamışlar: “Bu yüzden Kristina’ya başvurduk. Ondan bizimle patron arasında arabuluculuk yapmasını istedik.”
Kristina tekstil sektöründeki kadınların mücadelesinin simgesi ve şikayetlerinin sözcüsü haline geldi. Glasen Tekstilec’in, tekstil işçilerini iğne ve iplikle donanmış süper kahramanlar olarak tasvir eden dev posterlerle süslü binasında her gün işçileri ağırlıyor. Çalışma saatlerine uyulmaması, ücretlerin aylarca gecikmeli ödenmesi, fazla mesai ücretlerinin ödenmemesi, doğum izninin verilmemesi gibi sorunlar karşısında şikayetlerin yazılması ve iş müfettişliği gibi ilgili kurumlara iletilmesiyle ilgileniyor.
BÖLGE PATRONLAR İÇİN AVANTAJLI
Tekstil sektörü uzun yıllardır istikrarlı bir düşüş içinde olsa da hâlâ Kuzey Makedonya’nın gayrisafi yurt içi milli hasılasının yüzde 10’undan fazlasını oluşturuyor. Üretimin neredeyse tamamının ihracata yönelik olduğu İştip bölgesindeki fabrikalar, çoğunlukla Alman, Belçika ve İtalyan markaları için çalışıyor.
Bu bölgede bir patron olmanın çeşitli avantajları var, özellikle de büyük şirketler için. Ampeva, “Bangladeş ya da Çin’deki gibi ucuz iş gücüne sahipsiniz ama Batı Balkanlar’dasınız” diye açıklıyor: “Sadece bir gün içinde üretiminizi örneğin Almanya’nın herhangi bir yerine gönderebilirsiniz. Arnavutluk, Sırbistan, Karadağ ve Kuzey Makedonya’da fabrikaları olan bu şirketleri cezbeden de bu.”
2005’ten bu yana Avrupa Birliğine aday olan Kuzey Makedonya’nın kağıt üzerinde oldukça koruyucu bir çalışma mevzuatı var, ancak bu mevzuat atölyelerde nadiren uygulanıyor.
Kuzey Makedonya’nın tekstil, deri ve ayakkabı sanayi sendikası STKC, harekete geçmeye çalıştığını söylüyor. STKC Başkanı Ljupco Radovski Equal Times’a verdiği demeçte, “Her bir işçi hakları ihlaline tepki gösteriyoruz ancak bu her zaman etkili olmuyor” diyor.
Üsküp Sosyal ve Beşeri Bilimler Enstitüsünde (ISSHS) sosyolog olan Zdravko Saveski, “Kuzey Makedonya coğrafi olarak Avrupa’da yer alıyor, ancak özellikle çalışma standartları söz konusu olduğunda tipik bir ülke” diyor: “Örneğin Batılı bir şirket daha esnek çalışma koşullarına ihtiyaç duyuyorsa, ki bu genellikle mevcut iş kanununu ihlal etmek anlamına gelir, hükümet bunun için yardımcı olur. Bu mevzuatı değiştirmek anlamına gelse bile...”
Ayrıca 2023 baharında, bir Türk-Amerikan konsorsiyumu hükümetten çalışma sürelerini haftalık 60 saate çıkarması istedi. Glasen Tekstilec, STKC ve Makedonya İşçi Sendikaları Federasyonu (SSM) ise birlikte hareket ederek tasarıyı geçici olarak engellemeyi başardı.
YÜZDE 1’LİK KESİM MİLLİ GELİRİN YÜZDE 14’ÜNÜ ALIYOR
Glasen Tekstilec, kadın tekstil işçileri arasındaki çalışmasıyla bir muhatap olarak kendini kabul ettirdi. Örneğin kuruluş, 10 yıl önce 130 avro olan asgari ücretin bugün 320 avroya yükselmesi için etkili oldu.
Uluslararası gerilimlere de bağlı olarak hızla artan enflasyonun eşitsizlikleri arttırdığı ve özel sektör çalışanları için güvencesizliğin daha da arttığı bir dönemde, ücret konusu işçilerin taleplerinin merkezinde yer alıyor. Birçok uzmana göre tekstil sektörü mevcut kargaşadan sağ çıkamayabilir. Ekonomist Jovanovic, “Kuzey Makedonya’daki işçilerin yaklaşık yüzde 10’u yoksulluk içinde yaşıyor ve bu oran Avrupa’daki en yüksek oranlardan biri” diyor: “Aynı zamanda ülkedeki en zengin yüzde 1’lik kesim toplam milli gelirin yüzde 14’ünü kazanıyor ve bu ekonomik eşitsizlikler en çok tekstil fabrikalarında kendini gösteriyor. Ücretlerin bu kadar düşük, işin zor, koşulların kötü olduğu ve işçilerin, patronların tüm kârı cebe indirdiğini bildiği bu sektörde kimse çalışmak istemiyor. Eğer işler yakında değişmezse, tekstil endüstrisi yavaş yavaş yok olacak.”
Sektördeki çalışma koşulları, gençleri bu iş kolunda çalışmaktan uzaklaştırıyor. Ayrıca Almanya’ya göç de gençlerin son dönemki tercihleri arasında. Öte yandan iş gücü sıkıntısı nedeniyle üretimini Kuzey Afrika’ya taşıyan şirketlerin sayısı da artıyor. Ampeva, “Sektör çöküyor, çünkü kimse işçilerin ücretlerini ödemeyen bu şirketlerin sorumluluğunu üstlenmiyor. Ne yazık ki bu suç teşkil eden bir ekonomik sektör ve politikacılar da bu suç teşkil eden uygulamaları destekliyor. Bu sistem yüzünden gençlerimiz ve işçilerimiz ülkeyi terk ediyor” diyor.
Haber: equaltimes.org, çeviri: Evrensel
Fotoğraf: Canva Pro
İlgili haberler
Tekstil işçisiyken de depremzedeyken de mücadeleni...
'Ben iş yerimden de şehrimden de keyfimden ayrılmamıştım. Onca baskıya, zor çalışma koşullarına rağm...
Lezita’nın kadın işçileri: 'Bayramı direnişte daha...
Grevlerinin birinci ayını dolduran Lezita işçisi kadınlar, bayramı da grev çadırında geçirecek. Kadı...
Yabancısı olmadığımız bir hikâye: Made in Banglade...
‘Shimu’nun ılık bir zamanda dalgalanan saçları uzanıp Urfa’nın yağmurunda ıslanan, çamuruna belenen...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.