Ben Laleh, Türkiye’de yaşayan İranlı bir kukla sanatçısı ve illüstratörüm. Uzun zamandır çocuk ve gençlerle ilgili çalışmalar yürüten biri olarak 2022 yılının sonbaharında İran’da yaşananların, İranlılar için, özellikle İranlı çocuklar ve gençler için ne demek olduğunu biraz anlatmak istiyorum.
Bugün Mahsa Amini’nin İslam Cumhuriyeti tarafından öldürülmesinin 40. günü. Yani İran halkının ayaklanmasının 40. günü. Bu 40 günde, 35’i 18 yaş altı 252 kişi İslam Cumhuriyeti tarafından öldürüldü. Protestocuların, öğrencilerin, siyasi aktivistlerin, yazarların, sanatçıların, işçilerin, öğretmenlerin ve çocukların toplu tutuklamaları en vahşi ve insanlık dışı şekillerde devam ediyor.
Tüm bu suçlar arasında çocuklara yönelik kitlesel saldırılar en dehşet verici olanıdır.
LİSELERE SALDIRI GÜNLÜK RUTİNE DÖNÜŞTÜ
Ayaklanmanın başlangıcından bu yana 35 çocuk öldürüldü. Ve çok sayıda çocuk gözaltında, hapishanede ve belirsiz yerlerde tutuluyor. Milli Eğitim Bakanı, gözaltına alınan çocukların psikiyatri ve rehabilitasyon merkezlerine gönderileceğini resmen açıkladı. Psikiyatrinin çocukları cezalandırma ve korkutma aracı olarak kullanılması, psikologlar tarafından kınanmış ve bu tür psikoloji kullanımının yıkıcı etkileri konusunda uyarılmıştır.
Bu çocukların ailelerinin çoğu nerede tutulduklarını bilmiyor ve çocuklarının vaziyetinden günlerdir habersiz. Besic’in (Ayetullah Humeyni tarafından Kasım 1979’da İran’da kurulan, gönüllü milis teşkilatı) okullara yönelik kitlesel saldırıları ve tutuklamaları, öğrencilerin darbedilmesi dolayısıyla aileler çocuklarını okula göndermeye korkuyor. Yaklaşık 10 gün önce Erdebil’deki Şohada Kız Lisesine düzenlenen saldırıda 15 yaşındaki öğrenci Esra Panahi’nin öldürülmesi ve başka bir öğrencinin komaya girmesi ise durumun vahimliğini gösteriyor.
24 Ekim’de Tahran’da Sadr Güzel Sanatlar Kız Lisesine yapılan bir başka saldırıda kız öğrenciler zorla sorguya alınmış ve itiraz eden çocuklar dövülmüş, iki öğrenci korkudan fenalaşarak hastaneye kaldırılmıştı. Polis ise okul çevresinde toplanan velilerin okul binasına girip çocuklarını görmelerine izin vermiyordu.
Evet! Ne yazık ki, İran’daki okullara saldırılar günlük bir olay haline geldi.
İslam Cumhuriyeti’nin, protestocuları bastırmak için çocuk askerleri (15 yaşındaki çocuklar) kullanması, bugünlerde yaşanan diğer acı olaylardan biri. Bu sırada mağdur olan çocukların ailelerine yönelik kitlesel saldırılar devam ediyor. Tehditlerle onları sessiz kalmaya veya zorunlu “yalan itiraf” videoları çekmeye zorluyorlar.
600’den fazla çocuk ve gençlik çalışmaları yapan edebiyatçı ve sanatçı, İran’da yaşanan olaylara ilişkin iki açıklamada bulundu. Ne yazık ki bu açıklamalar bir grup yazar ve sanatçının tutuklanmasına yol açtı.
İRAN’DA YAŞANANLAR SINIRLARIN ÖTESİNDE
Bu 40 günde öğretmenler, tüm güçleriyle öğrencileri korumaya devam etti.
Besic ve polisin okullara girmesini, öğrencileri tutuklayıp dövmesini engellemeye çalıştı. İranlı öğretmenler, öğrencilere destek amacıyla 22 ve 23 Ekim’de okullarda bir kez daha genel grev ve oturma eylemi başlattı. Bu öğretmenlerin cesareti takdire şayan. Sayısız öğretmenin tutuklandığı ve işten atılmakla tehdit edildiği bir zamanda bu öğretmenler çocuklara özgürlüğü öğretiyor.
Çocuk hakları aktivistleri ve hatta tutuklu olan çocukların avukatları bile güvende değil ve her geçen gün tutuklamalar artıyor.
İran’da yaşananlar sınırların ötesinde. Etnik ve dini azınlıklardan, farklı toplumsal cinsiyet ve cinsel yönelimlerden olan çocukların haklarına ilişkin hiçbir uluslararası yasaya uymayan İran rejimi tek kelimeyle insanlığa karşı suç işliyor. İnsanları bastırmak için çocuk askerler kullanmak ve tutukluları taşımak için ambulans kullanmak suç değilse ne olabilir?
İRAN’DA GENÇLER MÜCADELE DERSİ VERİYOR
Bugünlerde İranlı çocuklar ve gençler cesaretleri, dürüstlükleri ve azimleriyle biz yetişkinlerin öğretmenleri oldular. Silahsız ama bilgelikle dolu, özgürlük ve eşitlik taleplerini haykırıyorlar.
İran rejiminden gelen ise kurşun, tutuklama, aşağılama ve ölüm…
İran rejimi, suçlarını dünyadan saklamak için elinden geleni yapıyor. İran’da internet kesintisi ve tüm sosyal medya sitelerinin yasaklanması, durumu daha da zorlaştırıyor ve olaylardan habersiz kalmamıza neden oluyor.
SESSİZ KALMAYIN
Böyle bir durumda, İran İslam Cumhuriyeti tarafından bariz bir şekilde hakları ihlal edilen İranlı çocukların ve gençlerin hayatlarıyla ilgili sessiz kalmamanızı rica ediyorum. Bu çocukların ve bu çocukları savundukları için cezaevinde olan öğretmen, yazar ve sanatçı meslektaşlarınızın sesi olun.
Son olarak, sesiniz İran’da mücadele edenlere hiç şüphesiz umut ve güç veriyor…
Fotoğraf: Sanatçının kişisel çalışması
İlgili haberler
Medusa’dan Mahsa’ya: Saçlarında direniş olan kadın...
Bu yazımı İranlı kadınlara adayarak kadının en eski, en düşsel durumlarından söz edeceğim. Düşsel de...
Mahsa’nın saç telleri İran halkının mücadelesini b...
İran’da Molla rejiminin baskı ve şiddet politikalarının yarattığı zorlukları birlikte sırtlayan hare...
Kadınlar Mahsa Amini için bir araya geldi: İran'da...
Türkiye'nin pek çok ilinde İran'da Mahsa Amini'nin öldürülmesiyle başlayan protestolara destek verme...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.