Dünya 2022 yılının eylül ayında İranlı kadınların isyanıyla çalkalandı. Henüz 22 yaşındaki Mahsa Amani İran’daki Molla rejimine uygun için devlet tarafından dövülerek öldürüldü. Bu katliam tarihe geçecek ayaklanmanın fitilini ateşledi. İranlı kadınlar mollaların baskıcı rejimine karşılık, meydanlardaki yürüyüşlerini saç kesme gibi muhteşem bir protesto eylemiyle evrenselleştirdiler. Aslında saç kesme eylemi bir yerde çaresizliklerine çare arayışı idi ve kuşkusuz büyük bir saygıyı hak ediyordu.
Ben de bu yazımı İranlı kadınlara adayarak kadının en eski, en düşsel durumlarından söz edeceğim. Düşsel derken söylencede kalan ama insanlığın bilinçaltını ortaya çıkaran mitolojiden. Bilindiği gibi anaerkil dönemde yazı icat edilmemişti. Daha sonra kadının toplumsal konumu geriye düşüyor, kadın eksik görülüyor, hor görülüyor. Neredeyse 6000 yıllık bir süredir de kadınlar kaybolan haklarının peşine düşüyor.
Zamanınız varsa değerli okur kadınların bu durumuna mitolojik açıdan bakalım bir de.
MAHSA AMİNİ VE MÜCADELECİ TÜM İRANLI KADINLARA…
Prometheus’u bilirsiniz hani şu ateşi çalıp insanlara ulaştıran tanrı. Hestia’yı ise çoğu kimse bilmez. Hestia Olimpus’ta Tanrılar sarayında ateşin başında duran, sönmemesini sağlayan kadındır. Ateşe sahip çıkmak Tanrıça Hestia’ya aittir. Yani kısaca Prometheus’a ateşi veren Hestia’dır. Ama arka plandadır. İsmi anılmaz.
Hera evlilik tanrıçası olarak anılır, Zeus ne yaparsa yapsın evin düzenini bozmaz. Kocası birçok kadınla gönül eğlendirir, ancak her daim aileyi koruma görevi Hera’ya aittir.
Sadakatin simgesidir Penelope, kocası Odisseus’u yıllar yılı bekler. Yirmi yıl boyunca kocasına sadık kalır. Kendisine baskı kurup evlenmek isteyen taliplerini bin bir çeşit oyunla ve hileyle oyalar. Bir gün eline örgü alır “Bu kazağı kayınpederime örüyorum. Kazağı bitireyim içinizden biriyle evleneceğim” der. Penelope kral karısıdır, taliplerin asıl maksadı tahta el koymak, malı mülkü ele geçirmektir. Güzel Penelope ise bir ikramiye gibidir bütün bunların üzerine. Ama Penelope’de bu çıkarcı sürüsüne pabuç bırakacak göz yoktur. Mitoloji bu ya, akşama kadar ördüğü kazağı, sabaha kadar sökerek taliplerini oyalar. Bu arada kocası Odisseus, o deniz senin bu deniz benim gezip durur dünyayı. Sevgilileri olur. Tanrıça Kirke ile aşk yaşar. Kısacası Hera ile Zeus evliliğinde olduğu gibi Penelope’nin payına beklemek ve aileyi korumak düşer.
Truva atını duymayanınız yoktur sanırım. Hani Troyalıların savaşı kaybetmelerine sebep olan tahta at. Yunanlar on yıl süren savaş boyunca kaybedeceklerini, Troyalıların servetine el koyamayacaklarını anlayınca hileye başvururlar. Tahta bir at yapıp Troya surlarının dışına bırakırlar. Devasa bir atın içini askerle doldurup terk ederler savaş alanını. Troyalılar atın kendilerine hediye bırakıldığını zanneder. İçlerinden bir kadın Kassandra istemez atın içeri alınmasını. “Yunanlara güvenmeyin onlar bizim düşmanımız, düşmandan dost olmaz” der. Yalvarır yakarır “almayın atı içeri” diye ama nafile. Kadının sözüne inanılmaz. Atı yaptıran zeki Odisseus’dur bu buluşu kutsanır. Kassandıra’nın öngörüsü itibar görmez. Ama sonraki yaşananlar Kassandra’yı haklı çıkarır.
Medusa’nın hikayesi ise anlattıklarımın içinde en trajik olanıdır. Medusa, uzun sarı saçları, mavi gözleri, uzun ince bedeniyle güzeller güzeli genç bir kızdır. Athena’nın tapınağında hizmetçilik yapmaktadır. Deniz Tanrısı Poseydon tapınağa ziyarete gittiğinde Medusa’yı görür görmez aşık olur. Ancak bakirelik yemini etmiş genç kız yüz vermez Poseydon’a. Çılgın aşık vazgeçmez isteğinden koşar kızın peşinden. Erkek kovalar o kaçar. En sonunda ormanda yakalar onu. Bakirelik yemini bozulmuştur. O halde tapınağa geri döner. Bir süre sonra Tanrıça Athena olanları öğrenir, Medusa’ya hakaret dolu sözler söyler. Medusa tecavüze uğradığı yetmediği gibi aşağılanır, suçlanır. Üstelik çok ağır bir şekilde cezalandırılır Athena tarafından. O güzeller güzeli genç kadın saçının her bir teli yılanlı bir başa dönmüş ve kendisine bakanları taşa çeviren bir yaratık olmuştur. Bütün bu olanlar yetmezmiş gibi öldürülmeye karar verilir. Zeus’un oğlu Perseus onu öldürmeyi üstüne alır. Ancak Medusa’nın kendisine yaklaşanı taşa çevirdiği için işi çok zordur. Bu yüzden yardım ister tanrılardan tanrıçalardan. Onlar da esirgemez yardımlarını. Kimi keskin bıçağını verir, kimi kalkanını, kimi görülmez başlığı ve daha birçok malzemeyi. Lafı uzatmayayım, el birliğiyle Medusa’nın katli gerçekleştirilir. Yılanlı baş, gövdesinden keskin bir bıçakla ayrılır. Perseus’un elinde tuttuğu bu yılanlı baş yüzyıllar boyu resimlere, yontulara konu olmuştur.
Bugün İran’da Mahsa Amini’nin öldürülmesi de birkaç vicdansız polisin işi değildir. Kanunlar, töreler, gelenekler, dikta rejimi ve ataerkil sistem iş birliği etmiştir. Tıpkı Medusa söylencesindeki gibi. Ama ne mutlu ki Mahsa Amini’nin ardından yüz binlerce kadın ayaklanmış isyan bayrağını çekmiştir. Tıpkı güzel Medusa’nın yılanlı başa dönmesi, tıpkı kendisine bakanı taşa çevirmesi gibi.
Fotoğraf: Eda Aktaş/Ekmek ve Gül
İlgili haberler
GÜNÜN HEYKELİ: Medusa’nın bir başka tasviri
Medusa efsanesinin arkasındaki kadını insanlaştırmak ve anlatılan hikayeyi yeniden yorumlamak isteye...
Filistin, zeytin ağaçları, Hadde Ya Bahr Hadde
Filistinli müzisyen Salam Ebu Amneh’in yazıp seslendirdiği “Durul Deniz” olarak çevirebileceğim şark...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.