Başkan Donald Trump’ın göçmenlere karşı sert tavrının ve çocukları sınırda ailelerinden ayırma politikasının büyük tartışma yarattığı ABD’de, yüzlerce kadın dün bir Senato binasını işgal etti. Eylemcilerden 600’ü gözaltına alındı.

Kadınlar, kadın hakları örgütlerinin çağrısıyla Senato binalarından birine beyaz giysilerle geldi; yere oturup kendilerini, yetkililerin sınırda ailelerinden ayrılan çocuklara verdiği metal renkli battaniyeleri andıran örtülerle sardı. Kadınlar, “Yüksek sesle söyle, açıkça söyle, göçmenler burada hoş karşılanır” diye slogan attı.
Polisin binayı terk etmeleri yönündeki uyarılarına kulak asmayan kadınlar, Trump yönetiminin politikalarına yönelik eleştirileriyle tanınan bir dizi Demokrat senatörün telkinlerini de dinlemedi. Sonuçta polisin eylemcileri Senato binasından çıkarması 90 dakika sürdü. Organizatörler 630 kadının gözaltına alındığını duyurdu. Gözaltına alınanlar arasında, eylemcilere katılan Demokrat Senatör Pramila Jayapal da vardı. Polis, bu kişilerden 575’inin izinsiz gösteri yapmakla suçlandığını ve serbest bırakılacağını açıkladı.

Eylemciler arasında, Trump’a karşı sert eleştirileriyle tanınan ünlü oyuncu Susan Sarandon da vardı.

Kaynak: Gazete Duvar

ABD’DE İNSANLIK KRİZİ
ABD’de George W. Bush dönemine kadar uzanan ve giderek daha da büyüyen göçmen krizi mayıs ve haziran ayları içerisinde ABD ve dünya basınına ICE’nin (Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza) gözaltı merkezlerindeki kafeslerde ailelerinden alıkoyulan çocukların resimlerinin yayılmasıyla ABD kamuoyunda ve siyaset çevrelerinde şiddetli bir tartışma başlattı. Kafese koyma politikası yalnızca Trump dönemine özgü değil. Obama döneminde de uygulanıyordu. Ancak ailelerinden alıkonulup çocukların yalnız başına gözaltı merkezlerinde kafeslere doldurulması olaya başka bir boyut kazandırdı.

KORKUNÇ UYGULAMA NASIL BAŞLADI?
Göçmen çocuklarının ailelerinden ayırma politikası geçtiğimiz nisan ayında ABD Adalet Bakanlığı tarafından ilan edildi. 6 Nisan günü Bakanlığın internet sitesinden Bakan Jeff Sessions tarafından ilan edilen “sıfır tolerans” politikasına dair “Eğer çocuklarından ayrılmak istemiyorsan, onları yasa dışı bir şekilde sınırı geçmek için yanında getirme” denildi.

Ardından Başkan Trump’ın ABD’ye yasa dışı yollarla göç eden El Salvador kökenli MS-13 adlı çete üyelerini hedefe koyarak onlara “hayvanlar” demesi MS-13’e yapılan ve yapılacak operasyonların ABD’de göçmenlerin üzerinde sürdürülen baskı politikasının bir aracı haline getirileceği kaygısını arttırdı.

SOKAĞA NASIL YANSIDI?
Mayıs ayında bir avukatın, bir restoranda “Her yerde İspanyolca konuşuluyor” diyerek ICE yetkililerini çağırması ve ardından başka bir dükkanda bir sınır devriyesinin İspanyolca konuşan bir ABD vatandaşını sorguya çekmesi, son haftalarda gündemde öne çıkan gelişmeler oldu.

Mayıs ayı sonunda federal yetkililer, ailelerinden ayrılıp gözaltına alındıktan sonra koruyuculara teslim edilen çocukların 1475’inin izlerini kaybettiklerini ilan etti. Tartışmaların yoğunlaştığı son 6 haftada 1995 çocuk göçmen gözaltı merkezlerinde alıkonuldu.