ABD’de bu yıl üçüncüsü düzenlenen ‘Kadınlar Yürüyüşü’ne katılan on binlerce kişi, başta Washington DC ve New York olmak üzere ülke genelindeki eylemlerle Donald Trump yönetiminin göç, Meksika sınırına duvar ve cinsiyet eşitliği gibi çeşitli başlıklardaki politikalarını protesto etti.

Ancak Washington DC’deki platformun önderliğindeki Kadınlar Yürüyüşü önceki senelere göre birçok kurumsal destekçisini kaybetmiş, bölünmüş ve sayıca azalmış bir biçimde yapıldı. Öyle ki Kadınlar Yürüyüşü destekçi listesinde yer alan 500’ün üzerindeki örgüt sayısı Ocak 2019’da hemen hemen yarıya düştü. Desteğini çeken örgütler arasında Demokratik Ulusal Komite’de* var.

13 Ocak’ta ise Haaretz gazetesinde çıkan bir habere göre yürüyüşü destekleyen sadece iki Yahudi grubunun listede kaldığı bildiriliyor.

2018 martında İslam’ın Ulusu’nun** lideri Louis Farrakhan’ın örgütlediği etkinliklere yürüyüşün liderliğinde yer alan 4 kadın örgütçünün katılmasıyla tartışmalar alevlendi. İddialara göre 4 kadın aktivist Amerikan basınında Yahudi karşıtı söylemleriyle yer alan Louis Farrakhan’ı Yahudi kadın gruplardan gelen eleştirilerin karşısında savundu.

Ayrıca 4 kadın örgütçünün içinde başta Filistin-Amerikan aktivist Linda Sarsour olmak üzere Yahudi karşıtı söylemlerde bulunduğu iddia edildi. Tartışmaların genel seyrinde ise Yahudi kadın gruplarının asıl niyetinin Filistin davasıyla ilişkilenmek istemedikleri savunuluyor. Fakat bu grupların iddialarına verilen cevaplarda Yahudi karşıtı ön yargıların da olduğu ABD basınında yer aldı.

HAREKETLER NEDEN DOĞUP, BÜYÜYÜP, ÖLÜYOR?

Sokaklara çıkan kadın kesimlerinin sayıca düşüklüğü aynı zamanda geçtiğimiz kasım ayında Demokratik Parti’nin kongre seçimlerinde Temsilciler Meclisini almasıyla da açıklanıyor. En azından Trump ve Cumhuriyetçi Partiye karşı bir denge unsurunun oluştuğu ve işlerin yolunda gittiği hissiyatı hakim. Ancak yine aynı sebepten ve Demokratik Partinin Kavanaugh davasındaki “Bakın beni seçmezseniz neler olur” tavrının bir devamı olarak Kadınlar Yürüyüşüne partinin hakim güçlerinin ilgisinin azaldığını söylemek abartılı olmaz.

Gazeteci Farah Stockman’ın New York Times’a 23 Aralık 2018’de yazdığı yazısında 2017’de Kadınlar Yürüyüşüne katılmak için hayatı boyunca siyasete dair hiçbir şey söylememiş kadınların sokağa indiğini ve aynı kadınların demokratların kasım ara seçimlerinde kazanması için çok büyük bir çaba sarf ettiğini ifade ediyor. Aynı meseleden ötürü deyim yerindeyse belli kadın gruplarının yürüyüşü örgütlemekte maddi yetersizliklerle karşılaştıkları söyleniyor.

Hareketler doğup, büyüyüp, ölüyor. ABD’de geçmiş senelerde belirli talepler etrafında onlara denk düşen kesimlerin oluşturduğu hareketler gerek dar-grupçuluktan, gerek kulisçilikten, gerekse mücadeleyi genişletmek yerine parçalayıp bölen diğer akımlar sayesinde etkilerini yitirdi. Ancak özel olarak, Demokratik Partinin yedeğinde olan Kadın Yürüyüşü hareketinin önderliği içerisinde demokratlar ara seçimlerde mevzi elde ettikten sonra sanki sihirli bir değnek değmişçesine, sanki ABD’li kadınların sorunları çözülmüşçesine yukarıda bahsettiğimiz tartışmalar şiddetlendi. Tartışmanın içerikleri olan ABD’de ırkçılık ve Filistin davası gibi konular su götürmez derecede önemli gözükse de, tartışma geniş kadın kitlelerinin yaşamsal sorunlarına kendini kapamış, “O bunu dedi, bu onu dedi” seviyesinde dar bir alana hapsolması bu konuların hakkettiği seviyede tartışılmadığını ve önderliğin kadın hareketinin taleplerini ne kadar umursadığını gözler önüne seriyor.

Umut dolu ki, Demokratik Partinin riyakar politikalarına, önderliğin kitlelerin inisiyatifinden yoksun, bölücü tartışmalarına rağmen ve bölünmüş, farklı inisiyatiflerle sokaklara çıkmalarına rağmen kadınlar coşkusuyla ve öfkesiyle birçok merkezde alanları doldurdular. Özellikle Kavanaugh davası ABD’de kadınların yaşamsal haklarına emsal bir tehdit oluşturacak şekilde sonlansa da aynı dava birçok kadın kesimini mücadeleye sıkı sıkı sarılmaya itti. Demokratların kendi işlerine gelecek kadar sokak hareketlerini desteklemelerinden ve Donald Trump önderliğindeki cumhuriyetçilerin saldırılarından doğan boşluğu doldurmaya ABD Kongresi’nin kendilerini ‘demokratik sosyalist’ olarak adlandırılan vekillerin emekçilerin ve yoksulların sorunlarına kısmi olarak da olsa dokunan söylemlerinden ötürü doldurması bir ihtimal olarak duruyor.

KADINLARIN ÖNE ÇIKAN TALEPLERİ...

Kadınlar Yürüyüşü’nün bu seneki yenilenmiş politik bildirisinde ise yok yok. Kadınlar ve femmelere*** karşı şiddetin sonlanmasından devlet şiddetinin durdurulmasına, yeniden üretim, LGBTQIA+, göçmen, işçi, engelli haklarından ırksal, ekonomik ve çevresel adalete kadar birçok başlık yer alıyor. Bildiri de bütün kadınları ve toplulukları etkileyen üç politika önceliği olarak ise Evrensel sağlık hakkı / herkes için devlet sağlık sigortası, anayasaya eşit haklar yasası ve savaşların sonlaması ifade ediliyor.

*Demokratik Ulusal Komite ABD Demokratik Partinin merkez yönetim organıdır.
**İslam’ın Ulusu ABD’nin en eski Siyah kurtuluş örgütlerinden biridir. İslam dini ile ulusal
mücadele vesilesiyle bir bağı vardır.
***Femme: Hetero olmayan ve aynı zamanda maskülen lezbiyenlerden feminenliğiyle ayrışan lezbiyenleri ifade ediyor. (Kaos GL & Vikipedi)