Menopoz, Yunanca meno (ay) ve poz (son) kelimelerinin birleşmesinden oluşmuş ‘son görülen adet’ anlamında kullanılmış ve tarih boyunca da kadının üremesinin bitmesi ile ilişkilendirilerek bir ‘son’ olarak algılanmıştır. Bilimsel anlamda menopoz; düzenli adet gören bir kadının bir yıl süreyle hiç adet görememesi olarak tanımlanır. Türkiye ortalaması zaman içinde düşerek 46 yaş±2 olarak kabul edilmektedir. Genelde yavaş başlayan, tedricen azalarak son bulan bir adet döngüsü olmakla birlikte birden bire son bulduğu durumlar da vardır. Süreç genelde 3 yıl sürebilir.

Kadınlar, hayatlarının üçte birini menopoz döneminde geçirirler. İnsan hayatının uzaması ile birlikte menopozda geçirilen dönem de artmaktadır. Menopoz doğal bir süreçtir. Ve öyle de yaşanmalıdır. 40 yaşından erken menopoza girilirse, bu duruma “erken menopoz” denir.

Menopoz kadın yaşam döngüsünün bir parçasıdır. İnsan ömrü uzadıkça bunun artık ne gerçek anlamda ne de cinsel anlamda bir son olmadığı aşikardır. Beklenen yaşamı kaliteli kılmak adına östrojen prepratları kullanmak, sağlıklı beslenip hareketli bir yaşam sürmek, sıcak basmaları ve duygu durum değişiklikleri ile başa çıkmak için olumlu düşünüp arzulanan ve keyifle yaşanan bir hayat kurgulanmalıdır. Yapılan çalışmalar gebelik korkusu olmadan bu dönemde yaşanan cinselliğin de oldukça keyifli ve huzurlu olduğunu göstermiştir. Bir son değil yeni sahnenin ilk perdesinde tüm kadınlara ‘mutlu menopozlar’ diliyorum. Sağlıkla kalın ...

KADIN NEDEN MENOPOZA GİRER?

Üreme çağındaki kadın ‘kadınlık hormonları’ dediğimiz FSH ve LH etkisi altındadır. Bu hormonlar beyinden gelen uyarılarla adet döngüsü içinde azalarak ve çoğalarak üreme işleminde görev alırlar. İşte vücudun artık üremek için bu hormonlara ihtiyacının olmadığı bu hayat evresi karşımıza menopoz olarak çıkar. Yumurtalıklardaki hormon üretimi yaşın ilerlemesi ile beraber azalır, adet kanamalarında düzensizlikler görülmeye başlanır. Gene bu hormonun azalması ile vücut ısında birtakım değişimler olur. Bu değişimler de kadına terleme, sıcak basması olarak geri döner. 

MENOPOZUN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Her hastalıkta ve sağlıklı insanda olduğu gibi bu yaşam evresi de kadından kadına farklılık gösterir. Bir kadında görülen semptom bir diğerinde görülmeyebilir. Sıcak basması, sıcağa intolerans yaştan ve menopoz süresinden bağımsız en sık karşılaşılan ve en zor başa çıkılan durumdur.
Menopozla birlikte kadında duygu durum değişiklikleri görülür. Çabuk sinirlenebilen, her şeye ağlayan, eskiden olmayan çeşitli korkuları olan kadınların sayısı hiç de az değildir. Uyku ve konsantrasyon bozuklukları, telaşlı ve kaygılı hal gelişir.
Kadın vücudunda yaşanan fizyolojik değişim ise; meme dokusunda küçülme, vajinada kuruluk, klitoriste küçülme, saç, koltuk altı, genital bölgelerde kıllanma azalıp, bu dönem bacaklarda ve kollarda kıllanma artışı olabilir. 

MENOPOZUN TETİKLEDİĞİ HASTALIKLAR VAR MIDIR?

Kadında menopozda azalan östrojen, kemiğin oluşum yapısında aktif rol oynar. Yine östrojendeki azalma kadınlarda bu yaşta kalp krizi riskini erkeklerinkiyle eşitler. Menopoz döneminde kolesterol, trigliserid ve LDL kolesterol artarken, HDL kolesterolde düşüş gözlemlenir

MENOPOZ TEDAVİSİ NASILDIR?

Tedavinin mantığı ‘eksik olanı yerine koymaktır.’ Kadının vücudunda biten kadınlık hormonunun yerine koyarsak sorun çözülür. Alzheimer hastalığı riski azalır, kalp krizi riski azalır, kalın barsak kanserine yatkınlık azalır, koruyucu etkisi ile kemik erimesi/ osteoporoz önlenir.
Ancak östrojen herkese uygulanmaz. Östrojen aktif karaciğer hastaları, rahim ya da meme kanseri olan hastalar ve damar pıhtılaşması problemi olan hastalara uygulanmaz.
Östrojen, hastanın durumuna göre ağızdan alınan haplarla ya da cilde yapıştırılan ilaç emdirilmiş dermal bantlarla uygulanabilir.