Ben Beykent Üniversitesi'nden bir öğrenciyim.
Ekmek ve Gül'ü okuma fırsatına henüz ulaştım. Okurken kendimi adeta bir kadın eyleminde gibi hissettim. Liselerden, üniversitelerden, gıda sektörlerinden, müzik sektörlerinden, sağlık hizmetlerinden, fabrikalardan, kamu sektöründen, Türkiye'nin tüm şehirlerinden kadınların haykırışını duydum. Bu seslenişler bana bir kez daha yalnız olmadığımı, mevcut düzene karşı okulda, işte, sokakta, her alanda savaşırken yanımda binlerce kadının olduğunu hatırlattı.
Bugün ben hiçbir ücret karşılığı olmadan stajyer diş hekimliği öğrencisi olarak okulumun hastanesinde haftanın beş günü sabahtan akşama kadar çalışırken hastane çıkışları ve hafta sonları ekonomik hayatımı idame ettirebilmek için çalışmak zorunda kalıyorum. Boş vakitlerimin hepsini, okuduğum şehri gezmek ve sosyalleşmek yerine günlük işlerde çalışarak yarınımı bir nebze olsun rahatlatmaya çalışıyorum.
Ekmek ve Gül ile tanıştığım bu dönemde, kadın dayanışmamızı bu kadar kolektif görmek bana çok güçlü hissettirdi ve derginin yayılıp etrafımızdaki bütün kadınlara ulaştırılmasının, mücadelemizin büyütülmesinin, yayılmasının ne kadar önemli olduğunu gösterdi.
Kadınlara ve çocuklara yönelik artan şiddet, taciz, tecavüz ve istismara sesimizi en çok yükselteceğimiz, en çok tepkiyi vereceğimiz, vermemizin gerektiği bir dönemdeyiz. Haklarımızı, İstanbul Sözleşmesi’ni en çok haykırmamız gereken bu dönemde mücadelemiz daim olsun!
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Mülteci düşmanlığının arka planı: Bu öfke neden? B...
Yerli ya da mülteci; insan yerine konulmamaya duyulan öfke bizim kader birliğimizin temeli. Bu kader...
Her şeye zam gelirken ücretler yerinde sayamaz! Ek...
Emekçiler sadece ücretlerine zam talebiyle yetinemez, bu talebin iktidarın ekonomi politikalarına ka...
‘Öldüm ama iyiyim’*
Leda’nın hayatıyla ilgili karar alabilmesi, ebeveynliğini tartışmaya açarken filmdeki çocuklarını an...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.