Rolleri pekiştirme aracı: Gündüz kuşağı programları
'Aklıma ister istemez şu düşünceler takılıyor: Toplumdaki ahlaksızlığın ve cehaletin televizyon ekranlarından halkın beynine boca edilmesi kime, neye hizmet ediyor?'

Uzun yıllar çalışan bir kadın olarak gündüz vakti televizyon izleme şansım olmuyordu. Son aylarda çalışma saatlerimi azalttığım için gündüzleri televizyon izleme şansım oldu. Sabah kalkıp rutin işleri yaptıktan ve öğleden sonra ev işlerini yoluna koyduktan sonra şöyle bir televizyona bakayım dediğimde karşıma çıkan kadın programları “Kim Daha Hamarat”, “Yemekteyiz”, “Gelinim Mutfakta” “Gelin Evi”, “Esra Erolla Yalnız Değilsin” gibi programlar. Akşam haberlere kadar bu programlar sürüyor.

Saatlerce neler anlatılıyor bir bakalım. Bu arada sabah saatlerinde de benzer programlar var. Örneğin Müge Anlı’nın programı. Evinden kaçan küçük yaşta kız çocukları bir bakıyorsun bulunuyorlar. Stüdyoda bir alkış kopuyor. ”Allah razı olsun“ duaları ile sunucu yaptığı işin tadını çıkartıyor. Stüdyo sanki bir mahkeme salonu. Hakimi, savcısı, cezaevi müdürüne kadar programın bir parçası haline gelmiş. Polisin ve jandarmanın asli görevini programcılar üstlenmiş. Ellerinde adalet terazisi, adalet dağıtıyorlar. “Bu ülkede adalet var” düşüncesi pekiştiriliyor. Ne yapmayı amaçlıyorlar sizce?

Benzeri başka bir programda, bir erkek ve eşi salya sümük ağlayarak çocuklarına çok iyi baktıklarını, evden neden kaçtığını bilmediklerini anlatıyorlar. Ancak kısa süre sonra adamın yıllarca kendi kızına istismar ettiği ortaya çıkıyor. Stüdyoya polisler veya jandarma gelip suçluları gözaltına alıyor (O zamana kadar neden harekete geçmedilerse!). Yine bir alkış kopuyor. Sunucu ve programı yapan, işin tadını çıkarıyor dakikalarca. Televizyon başındakiler de sanırım aynı duyguları paylaşıyor.

KADINLAR YEMEK DEĞİL BİRBİRLERİNİ YİYOR

Yemek programlarında kadınlar yemek yemiyor, birbirlerini yiyorlar. Sevgi, hürmet, emeğe saygı hiç yok. Ayrıca, o sofrada hazırlanan yemeklerin kaç tanesinin bir asgari ücretlinin sofrasında yer alabileceği hiç sorgulanmıyor. O kadar emek ve masrafla hazırlanan yemeklerden bir çatal ya alınıyor ya alınmıyor. Çatalın ucuyla didiklenerek bir hata aranıyor. Sonra yemek yenmeden geri götürülüyor; çöpe atılıyor. Dünyada yeterli beslenemediği için ölen, gelişimi geri kalan çocuklar hiç sorgulanmıyor. Aman boş ver! Önemli olan reyting gerisi fasa fiso, değil mi ama?

NE AİLE NE TOPLUM!

Hele son olay bunlara rahmet okutacak cinsten. Adam kendi kızına istismar ediyor ve başkalarının istismarına da göz yumuyor. Çocuk hamile kalınca çocuk da, bebek de yok ediliyor. Aradan 10 yıl geçmiş. Ne anne ne baba ne de yakın akrabalarından tık yok. Devlet çocuğa sahip çıkmamış, anne olanları saklıyor. Neden? Aile içinde “kol kırılır yen içinde kalır” diye. Üstelik olanları tüm köy biliyor. Ne aile ne toplum!  Herkes, her şeyi biliyor ama kimseden ses çıkmıyor. Nasıl bir toplum olduk?

Yoksa yaratılmaya çalışılan yeni toplumun tohumları mı atılıyor? Yaratılmaya çalışılan yeni toplumda çocuklar perişan aç susuz olabilir. Kadınlar kesin itaat etmelidir. Onun görevi erkeğini mutlu etmek, güzel yemekler yapmak, çocuklar doğurmak ve güzel temizlik yapmaktır.

Bir de “Gelin Evi” var ki görgüsüzlüğün nirvanası. Kuyumcu dükkanının vitrinindeki tüm bilezik, kolye ve altınları takmış takıştırmış birbirlerine hava atıyorlar. Evlerinin içi mobilya mağazalarının teşhir salonu sanki. Gelinlerin büyük çoğunluğu ev kadını. Hani “enerci” diye bağıran gösterişli kadın diyordu ya “Ben kocamın karısıyım” diye. İşte gelin evindeki kadınlar da tam bu anlatıma uygun davranıyorlar. 

Aklıma ister istemez şu düşünceler takılıyor: Toplumdaki ahlaksızlığın ve cehaletin televizyon ekranlarından halkın beynine boca edilmesi kime, neye hizmet ediyor? Kadına biçilen rol böyle mi pekiştiriliyor? Acaba İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede bunun için mi çıkıldı? Bunun için mi bu ülkede her gün kadın cinayetleri işleniyor? “Küçüğün rızası vardı” gibi çocuk istismarları olağanlaştırılmaya çalışılıyor? Bunun için mi istismar failleriyle evlendirilen çocuklar, oyun yaşında hayattan koparılıyor? Siz ne dersiniz?

Görsel: Canva pro yapay zeka görsel oluşturma aracı

İlgili haberler
Dönüşen gündüz kuşağı programlarında değişen bir ş...

‘Dramatikleştirme, şiddetin farklı türlerini yaşayan izleyiciler üzerinde ‘Benim yaşadığım bu kadını...

Kadına yönelik şiddetin meşrulaştırıldığı yer: Gün...

Televizyon programları, kadına yönelik şiddetin çeşitli türlerini de adeta bir meta haline getirerek...

Nedir bu kadın dizi karakterlerinin çektiği?

İktidarın kutuplaştırma siyaseti ve kadınlara yaptığı vurgu artarken televizyon dizilerindeki kadın...