‘Kendi kendine yürüyen okullara alışkınız’
'Bir eğitimci olarak verilmeyen bütçeye, kendi kendine “yürüyen” okullara alışığım. Bir de böyle özelleştirmesini daha açıktan ve işgüzarca yaşayıp özel sınıflar açan okullar var.'

Bir devlet okulunun “proje sınıfında” çocuklarının nitelikli eğitim alması için çabalayan dört veliyle sohbetimiz içlerinden tanıdığım birinin evinde başladı. Proje sınıfı dediğimiz de şu: Çocuklar, daha ağırlıklı yabancı dil eğitimi alacaklarının söylendiği bu “özel sınıflarda” toplanıyor.

Devlet okulu diyorum fakat bu proje sınıfının kitapları için yaklaşık 14 bin liralık bir hesap çıkarılmış. İdare kitapların sadece tek bir yayınevinde olduğunu söylüyor. İdare bu yüzden tepki alınca yayınevi ve velilerle bir toplantı düzenliyor. Çocuklarını bu sınıfa yazdırmışlarsa bu fiyatları da göze almalılarmış. “Çocuğunuzu bu sınıftan alabilirsiniz” deyip gözdağı dahi vermişler. Ne kadar itiraz etse de çocuğunun derste mağdur olduğunu görünce birisi almak durumunda kalmış örneğin. Üstelik bu ücreti veremeyip kitapları alamayacağını söyleyen bir veliye, yayınevine gidip kendilerini aramasını 6 bin liraya “çözeceğini” söylemiş idare. Yayınevi ve okul arasında nasıl bir ticaret döndüğünü siz düşünün. Boşuna proje sınıfı değil ya...

BİZİM YAŞADIKLARIMIZI ÇOCUKLARIMIZ YAŞAMASIN DİYE...

Devlet okulunda çalışan bir eğitimci olarak verilmeyen bütçeye, kendi kendine “yürüyen” okullara alışığım. Bir de böyle özelleştirmesini daha açıktan ve işgüzarca yaşayıp özel sınıflar açan okullar var. Veliler de durumu kabul etmek zorunda kalmışlar ama bir araya gelmişler sonuçta. Haliyle bana da anlatmaya başladılar.

Herkes çocuğunun nitelikli bir eğitim alması derdinde. Okusun ve kendi hayatını kursun istiyor. Nitekim kendileri de yaşamışlar hepimizin yaşadığı zorlukları, yaşamaya da devam ediyorlar. Belki bireysel başarı öykülerini okuyarak “istersek olur” yanılgısına kapılsalar da her şeyin daha da zorlaştığının farkındalar. Kendi hayatları da o işten bu işe derken zor geçmiş.

Biri otomotiv fabrikasından çağrı merkezine birçok işte çalışmış. Otomotiv sektörünün çalışma şartlarından, yaşadığı zorluklara dem vuruyor. Bir diğeri yurt dışında bulabileceğini umuyor burada bulamadıklarını… Yaşadıklarımızdan bir çıkış yolu ararken dayanışmamızın, dertleşmemizin, çözüm yolunu birlikte armanın kıymetini anlıyoruz. Öyle ihtiyacımız varmış ki konuşmaya! Çocukların eğitiminden başladığımız sohbette birer birer dökülüyoruz. Sosyalleşme, kendimizi geliştirme, güvenle yaşayacağımız sokaklar, kadın sağlığına dair kimi sorunlar… Çok şey istemiyoruz. Yaşadığımız zorlukları çocuklarımız yaşamasın istiyoruz ve onlar için güzel bir gelecek istiyoruz. Bunun yolunun da veli, öğretmen, öğrenci hep birlikte ettiğimiz mücadeleden geçtiğini konuşuyoruz. Şimdi çok büyük değil gibi görünse de bu küçük deneyim bize birlikteliğimizin gücünü hatırlattı. Daha büyük bir sesin tınısı...

Fotoğraf: Vural Nasuhbeyoğlu/Evrensel

İlgili haberler
Eğitim sorunları velinin sırtında kambur

Eğitimde yaşanan sorunlar artarken göçmen kadınlara kulak veriyoruz. Biri çocuğunun eğitim alması ge...

Eğitime önlemsizlik değil, kaynak lazım!

Körfez’den bir veli: ‘2 yıla yakındır okullar kapalı iken tadilat yapılmayan okul, depreme dayanıklı...

Yaz okulu parası, başımızın belası

Pek çok öğrenci kalacak yer sıkıntısı yaşıyor; kafelerde ya da AVM’lerde çalışarak, okul lojmanların...