Sokaklarda gece yürüyemeyen, toplu taşımada kendini güvende hissetmeyen, iş yerlerinde ölümü göze alarak çalışan bir toplum haline geldik. Hele ki bir kadınsanız, bu güvencesizlik katbekat artıyor. Çalıştığınız fabrikada bir yangın çıksa kaçacak yeriniz yok; gece vardiyasından dönerken bir saldırıya uğrama ihtimaliniz hep aklınızda. Çünkü bu düzen güvenliği bir lüks, güvencesizliği ise bir kader haline getirdi. Kartalkaya’daki Grand Kartal Otel’de çıkan yangın, bu gerçeği bir kez daha acı bir şekilde yüzümüze vurdu.
76 kişi, denetimsizlik ve ihmaller yüzünden aramızdan ayrıldı. 51 kişi yaralandı. Tatil için seçilen bir otelde bile insanlar güvenle uyuyamıyorsa bu yalnızca bir yangından değil; güvencesizliğin, rantın ve sorumsuzluğun alev almasındandır. Tıpkı işe giderken can güvenliğini düşünmek zorunda kalan biz işçi kadınlar gibi, burada da hayatlar hiçe sayıldı. Bu yangın, “can güvenliği” kavramının nasıl bir illüzyona dönüştüğünü gösteriyor.
DENETİM YOK AMA 'BAĞLANTILAR' SAĞLAM
Yangın alarm sistemlerinin çalışmadığı, yangın merdivenlerinin kilitli olduğu bu otel, turizm sektörünün rant odaklı yapısının bir aynası. Nasıl ki bir fabrikada işçi sağlığı ve güvenliği hiçe sayılarak maksimum kâr hedefleniyorsa, burada da aynı düzen işliyor. Otelin, geçmişte yangın güvenliği konusunda eksiklikler tespit edilmesine rağmen faaliyetlerine devam ettiği iddia ediliyor.
Bir kadın işçi olarak şunu soruyorum: Çalıştığımız iş yerlerinde yangın çıkarsa ya da çatıdan bir taş düşerse, bizim canımızı kim koruyacak? Kimse. Çünkü o çatı ya da yangın merdiveni, sermaye için bir masraftan ibaret. Peki bu otelde durum farklı mı? Hayır. Bir kadın olarak, gece vardiyasından eve dönerken güvende hissetmiyorsam bu yangında yaşananlarla benim yaşadıklarım aynı düzenin ürünü değil mi? Yerel kaynaklara göre otel sahibi, bölgedeki AKP’ye yakın isimlerle güçlü bağlara sahip. Bu bağlar, göz yumulmuş ihmallerin ve görmezden gelinen eksikliklerin açıklaması olabilir mi? İşte tam da burada sorulması gereken sorular şunlar: Otel bu denetimsizlikle nasıl işletildi? Kim ya da kimler, bu felakete göz yumdu?
KADER DEĞİL, İHMALİN VE RANTIN SONUCU
Pencerelerden atlayan, dumanla boğulan insanların canı, rant düzeni için feda edilen milyonlardan biri mi yalnızca? Oysa bu otelde alınması gereken önlemler, doğru düzgün yapılan bir denetim ve birkaç temel yangın güvenliği kuralı bile onlarca insanın kurtulmasını sağlayabilirdi. Bu otel, yalnızca bir tatil yeri değil; aynı zamanda güvencesizliğin nasıl her yere sirayet ettiğinin bir simgesi.
Ben bir işçi olarak, sabah işe gitmek için evden çıkarken bir daha geri dönememe ihtimalini düşünmek zorundayım. Bu, yalnızca benim değil; bu düzenin yarattığı güvencesizlikle yaşayan herkesin gerçeği. Tıpkı o otelde sabah uyanmayı hayal eden insanların bir daha uyanamaması gibi. Biz işçi kadınlar, bu düzene hem tanık hem de kurban oluyoruz. İster fabrikada ister bir otelde olsun, rant ve sömürü düzeni hepimizin canına kastediyor.
YANGINLA YÜZLEŞME ZAMANI
Bu yangına, “kader” denilerek üzeri örtülemez. Burada denetimsizliği, sorumsuzluğu, rant düzenini konuşmamız gerekiyor. Bu otelde çalışan emekçilerden tatil yapmaya gelen insanlara kadar herkesin canı, bu düzenin kurbanı oldu. Tıpkı fabrikalarda yaşamını kaybeden işçiler gibi, burada da kâr uğruna insan hayatı hiçe sayıldı. İnsanın değil, kârın öncelendiği bu düzenle hesaplaşmadan, yeni yangınları durduramayız.
DAHA GÜVENCELİ BİR HAYAT MÜMKÜN
Biz kadınlar ve işçiler, bu düzenin yükünü her gün omuzlarımızda taşıyoruz. Fabrikalarda, tarlalarda, atölyelerde, evde ya da sokakta, güvencesizliğin farklı yüzleriyle karşılaşıyoruz. Kartalkaya’da yaşanan bu trajedi, aslında hepimizin hikâyesi. Çünkü bu düzen, hayatlarımızı kâr hırsına feda ediyor.
Ama biliyorum ki bu böyle sürüp gitmek zorunda değil. Daha güvenli, insanca bir yaşam için bu düzene karşı sesimizi yükseltmekten başka çaremiz yok. Güvencesizliğin kader olmadığını; kadınların, işçilerin ve emekçilerin yaşamlarının paha biçilemez olduğunu haykırmaya devam edeceğiz. Bu düzen değişmek zorunda ve biz kadınlar, işçiler olarak mücadelemizi büyütmeye devam edeceğiz. Çünkü insanca yaşamak, insanca çalışmak ve güvende olmak bizim hakkımız!
Fotoğraf: DHA
İlgili haberler
Yurt yangınında suçlu itfaiye ve çocuklarmış!
Aladağ’da 12 kişinin yanarak hayatını kaybettiği yurt yangınında ilk duruşmada annenin ağzından dökü...
Yoksulluk yangını 3 çocuğun daha yaşamını yitirmes...
İzmir’de sobadan çıkan yangın nedeniyle 3 çocuk hayatını kaybetti. Mahalleli itfaiyenin olaya geç mü...
İzmir'de çocukları yoksulluk öldürdü: Sobadan çıka...
İzmir'in Selçuk ilçesinde, elektrik sobasının devrilmesi nedeniyle çıktığı değerlendirilen yangında...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.