Sessiz çığlık nedir bilir misiniz? Peki her gece uyumadan önce o çığlıkları tekrar tekrar atmak? Belki de aramızda bunları her gün yaşayıp dile getiremeyen yüzlerce kadınımız var. Sebepleri ne peki? Namus? Korku? Dışlanmak?
Birileri ne düşünür korkusuyla birçok kadın köşesine çekilip susmayı tercih ediyor. Bu kadınlarımızdan biri de Sinem. 20 yaşında bir üniversite öğrencisi. Bir gece markete giderken 3 kişi tarafından evlerinin karşısındaki inşaata götürülüp tecavüz ediliyor. Buna karşılık ise bu adamlar tecavüzden 2 yıl, ama başka suçları da olduğundan dolayı 6 yıl hapis cezasına çarptırılıyorlar. Bir genç kadının çalınan hayatı sadece 2 yıl ediyor onların gözünde.
Ülkemizde her gün birçok kadın tacize, tecavüze, şiddete maruz kalıyor. Duyduklarımız var. Onlar için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapacağız. Peki ya duymadıklarımız? Onları duymuyorsak biz sesimizi duyuralım. Duyuralım ki bir yerlerde kız kardeşlerinin olduğunu bilsinler. Onlar yalnız değiller. “Sinem’e ne oldu?” diyeceksiniz. Sinem şu anda kendisinden değerli hiçbir şeyin olmadığının farkında. Tecavüz edenler sadece 6 yıl mı ceza aldı? Alsın. Bu işin peşini bırakmamakta kararlı Sinem. ‘Cesaret’ diyoruz. ‘Destek’ diyoruz. Bizler birlik olarak her şeyin üstesinden gelebilen varlıklarız. Sinem de şu an başka çalınmış hayatlara ışık tutmaya, bir yol gösterici olmaya adadı kendini. Yepyeni, tertemiz bir sayfa açtı ve o sayfada “UMUT” var. Ne de güzel demiş Sennur Sezer: “Bir ses arıyorum. Yeni bir şarkı için. Çocukların ilk sözcüğü gibi umutla, sevinçle duyulacak bir ses. Çünkü umutsuzluk yasaktır. Don vuran ağaç sürgün verecek, kaya çatlayacak, tohum yeşerecektir." Biz umudun yolcularıyız. Sesimizi her zaman her yerde duyuracağız. Tıpkı Sinem’in o cesaret dolu yüreği gibi...