Ellerimiz, kollarımız, bedenimiz, kafamız, beynimiz aynı; gözyaşlarımız, hatta damarlarımızda dolaşan kanın rengi bile aynı. Fakat yaşantımız ayrı: Yediğimiz, içtiğimiz, barındığımız mekanlar, kederimiz, sevincimiz, ölüm nedenlerimiz bile ayrı. Yoksullar ve zenginler, dünün köleleri ve köle sahipleri. Bugün ise köle gibi çalışıp şükür ile avunanlar, hazır sermayeyi yiyip, artı emeğe konanlar. Parazitler ve onları besleyenler. Açlar ve toklar… Açlara durum tesellisi mi? “Cennette yetmiş çeşitten oluşan yetmiş yıl süren kahvaltı ve öbür ödüller.” Bu dünyada açmış, köleymiş, işsizmiş ne kıymeti var! Az daha sabır…
Bazı kitaplar vardır; sular seller gibi akar, ama seni de önüne katar, yüreğini parçalar, taşa, kayaya çarpar, alır, gider... Hele bir de tüm bu acılar gerçekten yaşanmışsa…
Harriet Beecher Stowe’nin Tom Amca’nın Kulübesi kitabıyla işte böyle bir yolculuk bizi bekler. Yıl mı? İnsanın hiçleştirildiği, köleleştirildiği, kuruş kuruş satıldığı utanç yıllarının devam ettiği 1850’ler. Yaşayanların ağzından “Tanrının bile göz yumduğu, köle sahibini koruduğu, yasanın köleliği onayladığı…” dendiği sistemde yaşanan olaylara tanıklık etmek oldukça zor. Yol arkadaşlarımız Tom ve tenlerinin rengi nedeniyle doğduğu andan itibaren satışa çıkarılan, oradan oraya sürüklenen kadınlı, erkekli Tom’un ırkı, yol arkadaşları. Bir toplumda yoksulluk varsa nedeni zenginlerin aç gözlüğüdür. Yine bir toplumda köleler varsa nedeni onların tüm haklarını gasbeden köle sahipleridir. Sahi unutmadan köle sahibi beyaz adam merhametlidir(!) Satmak için bebeği annenin kucağından çekip almaz, onu çığlık çığlığa bırakmaz. Önce anneyi başka bir yere gönderir, anne döndüğünde çocuğu satılmıştır, artık, yoktur. Yine de feryat ederse anne, bu kez kırbaç konuşur. Bazen de okyanusun derinlikleri acır da anneye kucak açar…
Tom Amca’nın Kulübesi insanlığı kendi geçmişiyle yüzleştiren “Bizim ninelerimiz, dedelerimiz yapmaz” diyenlerin suratına tokat gibi inen bir kitap. Özgürlüğün önemini, köleliğin korkunçluğunu, daha yaşanılır, adil bir dünya için mücadelenin gerekliliğini kavramak için mutlaka okunması gereken kitaplar içinde yer alması gereken bir eser.
Dipnot: Tom Amca’nın Kulübesi bir çocuk kitabı değil. On sekiz yaş üstü için yazılmış, özgürlüğün, direncin ve mücadelenin sembolü olmuş, aynı zamanda köleliğin son bulmasında da önemli katkıları olan bir eserdir. Çocuk versiyonunda ise Tom Amca iyi niyetli olmanın, uysallığın ve inancın simgesi olarak gösterilir. Kitap aslından kopuk olarak alınmakta ve sunulmaktadır. Bu nedenle bazı klasikler çocuk kitabı olarak çevrilmemelidir.
Görsel: Nebat Bukrek/Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Bir kitap: Çalakalem Kadınlık Halleri
Çalakalem Kadınlık Halleriyle kitap yolculuğumuz uzaklara değil, çevremizde gördüğümüz çatıların alt...
Bir kitap: Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş
José Saramago bu eserinde kapitalist sistemi, dini kullanarak toplumları sömüren politikacıları hici...
Bir kitap: Fransız Devriminde Kadınlar
Kamusal alanı kullanma, kadının sosyal, siyasal ve kültürel alanda da var olma mücadelesi kadın önde...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.