Bir kitap: İnsan Neyle Yaşar?
Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar eserinde yüz yıllardır insanlığa öğütlenen sevgi, inanç, azla yetinme, şükretmeyi, boyun eğmeyi, Tanrı korkusunu mistik altı öykü aracılığı ile öğütler.

İnsan ne ile yaşar? Para, kariyer, hırs, koltuk, sosyal statü için mi? Yaşamın anlamı; yemek, içmek, yatmak, oksijen tüketmek, para biriktirmek, ev, araba almak, olmadı daha fazla nasıl zengin olurum diye kafa yormak mı? Yoksa sevgi, huzur, barış, dayanışma, kardeşlik, vicdan, bilim ve insanı insan yapan değerler mi? Her nedense yaşamın anlamını birinci kategoride bulanlar, yedi sülalesine yedi yüz yetmiş kez yetecek kadar sermaye biriktirip, koltuklara yapışanlar; yoksul halka “Bir hırka bir lokma” teorisini yapar; şükretmeyi, tanrıdan korkmayı, azla yetinmeyi, itaat etmeyi önerir.

Tolstoy’un İnsan Neyle Yaşar kitap yolculuğuna çıkmadan önce yazarın yaşamına kısa bir göz atmakta fayda var. Tolstoy zengin bir ailenin çocuğu olarak Rusya’nın Tula şehrinde büyük bir konakta doğmuş. Yokluk nedir bilmemiş, varlık içinde büyümüş. İyi bir gözlemci olan yazar hep bir arayış içinde yaşamış. (İnsan, aile, boyun eğme, Tanrı, din…) Yaşlılığında Avrupa’dan esen siyasi atmosferden de etkilenerek ailesini karşısına almış, tüm topraklarını topraksız köylülere dağıtmış… İşte bu sürecin ürünü İnsan Neyle Yaşar, Anadolu kültürüne yabancı olmayan öykülerden oluşur. Bunlar geçmişte Anadolu’nun en ücra köşelerinde, kahvelerde, köy konaklarında, gaz lambası altındaki sohbetlerde bıkmadan usanmadan defalarca anlatılan, her seferinde de heyecanla dinlenen öykülere benzer öyküler. Mistisizmin etkisinde olan sevgiyi, paylaşımı, hoşgörüyü, teslimiyeti, azla yetinmeyi ve tanrı korkusunu işleyen öyküler. Şimdilerde de yoksul halka itaat ettirmek, Allah korkusuyla boyun eğdirmek için anlatılan öyküler. Kuşkusuz hepsi değerlere, vicdana, sevgiye, kardeşliğe akan öyküler. Fakat bir de bilim, sanat, yaşam ve bugünün realitesi var…

Tolstoy, İnsan Neyle Yaşar eserinde yüz yıllardır insanlığa öğütlenen sevgi, inanç, azla yetinme, şükretmeyi, boyun eğmeyi, Tanrı korkusunu mistik altı öykü aracılığı ile öğütler. Günümüzden 150 yıl önce yazılan bu eserde yer alan sevgi, barış, kardeşlik, her dönem evrensel değerlerdir. Fakat kanımca bu değerlerin bugün bilimin sonsuz ışığında yeniden harmanlanması gerekir. Unutulmamalı itaatin, boyun eğmenin, şükür mantığının sonucudur cehalet. İnsan Neyle Yaşar? Yaşadığımız coğrafyada en çok okunan kitaplar listesinin başlarında yer alması içinden geçtiğimiz günlerde toplumun siyasi ve sosyal atmosferiyle de yakından örtüşür. Belki yazarın neden Anna Karenina gibi öteki kitapları değil de şükür ve itaat telkin eden, tanrı korkusu ile yaşam şeklini ve tercihlerinin belirlenmesini öğütleyen İnsan Neyle Yaşar kitabının çok okunmasına buradan da bakmak gerekir. Aydınlar, yazarlar ve eserlerinin toplum algısını yönlendirmedeki rolünü küçümsememek gerekir.

Fotoğraf: Nebat Bukrek/Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Bir kitap: Ana

Sarhoş baba çürümeye yüz tutmuş kapitalizmi, ana emeği, Pavel ise uğruna mücadele ettikleri geleceği...

Bir kitap: Dar Ağacında Üç Fidan

Darağacında Üç Fidan, memleketimizin kapanmayan, kanayan yürek yarası; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan, Hü...

Bir kitap: Bitmeyen Kavga

Yazarın, mücadele, sömürü, emek, ölüm, dayanışma, dönüşüm, yoldaşlık temalarına da yer verdiği eser...