Gidecek başka evleri ve kiraya çıkacak durumlarının olmadığını söyleyen Uzundereli kadınlar yapılması planlanan 2-3 katlı villa tipi evlerle zenginler için yeni yaşam alanları yapıldığını kendilerinin ise yok sayıldığını dile getiriyorlar.

Karabağlar’ın Uzundere mahallesinde Milli Emlak tarafından Toplu İdaresi Başkanlığına (TOKİ) bedelsiz bir şekilde devredilen 87 hektarlık alan için geçtiğimiz haftalarda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı planma yaptı. Mevcut planlarda ağaçlandırılacak alan olarak kalan bölgenin yarıdan fazlası üniversite için ayrılırken geri kalanı da yapılaşmaya açılarak yeni rant bölgesi yaratıldı. Ancak planlama yapılan bölgede 30 üzerinde ev bulunurken yeni yeni planlarda buradaki evler ise yok sayılıyor. Her biri en az 20 yıllık olan evlerin çoğu bir ya da iki katlı. Üstelik devir işlemlerinin hemen ardından evlerin çoğuna binlerce liralık ecrimisil cezası çıkarılmış. Şimdiye kadar bürokratik engellerden dolayı tapuları verilmemiş. Mahalleli tapularının alamamasından dolayı Karabağlar Belediyesi'nin şimdiye kadar bölgeye dair planlama yapmamasının da etkisinin olduğunun düşünüyorlar.

Hayatlarından kısarak tek maaşla ya da tarladan gelen ürün parası ile binbir zorluklarla kendi elleri ile evlerini yapan Uzundereliler, eğer bakanlık bir düzenleme yapmazsa ise evsiz kalabilir. Ailelerin imar barışından faydalanmak için yaptıkları başvurularla ilgili henüz geri dönüş yapılmamış. Henüz askıda olan planlara itiraz edecek olan Uzundereliler, evlerinin parası karşılığında kendilerine devredilmesini talep ediyorlar.

‘VERGİSİNİ VERDİĞİMİZ EVLER NEDEN TOKİ'YE DEVREDİLDİ?’

Yakın zamanda yıkılması gündeme gelebilecek olan evlerde yaşayan Uzundereli kadınlarla konuştuk. 23 yıl önce evini yaptığını belirten Arife Polat "Vergisini verdiğimiz evlerimiz neden bize verilmedi de TOKİ'ye devredildi? Biz defalarca gittik başvurduk, hem Milli Emlak'a hem de belediyeye. Milli Emlak, belediyeyi, belediye de Milli Emlak'ı suçluyor. Belediye bu bölgeye dair planlama yapsaydı, evlerimizi alıp bize verirdi. Belediye bize sahip çıkmadı. Bizi yok sayıyorlar, sanki burada oturmuyor muyuz gibi. Biz köyümüzün de bozulmadan planlanmasını istiyoruz, TOKİ'yi istemiyoruz burada. Bizi evlerimizden ederek zenginler için şehirden kaçış için yeni bölge yaratmak istiyorlar. Devlet, ellerini evimizden çeksin. Satılacaksa evlerin arsasını bize satsınlar" dedi.

‘BAŞIMIZI SOKACAK BAŞKA EVİMİZ YOK KİRA DA VEREMEYİZ’

Evinin 45 senelik olduğunu söyleyen Fidan Elçi de şunları söyledi: “Evlerimiz yıkılırsa biz nereye gideceğiz? Benim burada bakkalım da var. Bu benim geçim kaynağım. Burası yıkılırsa ben ne yapacağım. Son olarak 3 bin lira ceza geldi. Evimizi yıkacaklarsa bu parayı neden istiyorlar bizden. Kolay para kazanamıyoruz. Bilsek ki evlerimiz kalacak biz de gider yatırırız. Evlerimiz gidecek korkusu ile yaşıyoruz. TOKİ gelip çıkın derse ne yapacağız, nerede yaşayacağız. Biz evlerimizden barklarımızdan etmesinler. Emekliliğimiz bile yok. Gidip çadırda mı yaşayalım?”

‘TAM RAHATA ERDİK DERKEN...’

Evlerini ilkel şartlarda yaptıklarını, taşını, kumunu kendi elleri yokuş yukarı çıkardıklarını söyleyen Gülşen Özmen de “Bir sene bir odasını diğer sene başka odasını yaptık. Evimi yapalı 40 sene oldu. Uzunca süre elektriğimiz, suyumuz yoktu, sonrasında bağlandı. Yolumuz oldu. Şimdi kendimizce tam rahata erdik derken evimizi yıkmak istiyorlar. Biz evimizi bırakmayacağız. Sonuna kadar ne yapılması gerekiyorsa yapacağız. Biz evimiz böyle kalsın istiyoruz. Tapularımızın verilmesini istiyoruz. Başka yere gidecek, kira verecek durumumuz yok. İmar barışından faydalanmak için başvuru yaptık, sonuçlanmasını bekliyoruz ama kimse net bir şey demiyor" dedi.