Tarihi açıklandığından beri hem gergin hem heyecanlı bir şekilde beklenen 14 Mayıs Cumhurbaşkanlığı ve 28. Dönem milletvekili seçimleri gerçekleşti. Bu seçimler en çok da kadınlar için kritik bir yerde duruyordu. Her ne kadar seçimler öncesinde gençlerle yaptığı PR yayınında aksini iddia etse de (Erdoğan, HÜDA PAR’ın ayrı liste ile seçime girdiğini iddia etmişti) AKP listelerinden Hizbullah’ın çizgisinden ilerleyen siyasal İslam’ın Türkiye’de öne çıkmış partilerinden HÜDA PAR 4 aday gösterdi, bu 4 aday da bugün meclise girdi. Yeniden Refah Partisi de 5 milletvekilini meclise soktu. Bugün gündeme gelen YSK’nın muhalif partilerin oylarını ve Kılıçdaroğlu’na verilen oyları iktidar kanadına girmesine itirazlar üzerine tablonun nasıl değişeceğini göreceğiz. Bu yazı yazılırken HÜDA PAR’ın meclise soktuğu vekil sayısı her geçen dakika muğlaklaşıyor.

Yeşil Sol Parti, CHP ve TİP binden fazla sandık sonucuna itirazlarını yaptılar. Oylarına sahip çıkmak için seçmenler ıslak imzalı tutanaklar ile YSK verilerini karşılaştırmak için seferber oldu. Verilerin YSK sistemine işlenirken usulsüzlükler ortaya çıkmış oldu. Sandık başında çalınması halkın denetimiyle engellenen oylar YSK eliyle değiştirildi. Sonuçların açıklanmasının ardından oluşan yılgınlığı, umutsuzluğu silkeleyip atmanın, oyları korumak için verdiğimiz mücadeleyi umutsuzluğa kapılmadan, vazgeçmeden, bıkmadan, yılmadan korumanın zamanı.  

Mevcut tabloya baktığımızda Meclis’te çoğunluğu sağlayanların kadınları, LGBTİ’leri ve laikliği hedefe koymaktan geri durmayacağını söyleyebiliriz. Çocuk istismarının evlilikle affını destekleyen, karma eğitim karşıtı, kadınları bir nesne gibi gören, Hizbullah’ın Türkiye ayağı HÜDA PAR; kendi kadın milletvekili adayının fotoğrafını karartan, 6284 sayılı Kanun karşıtı, kadınların nafaka hakkına göz diken Yeniden Refah Partisi, 21 yıllık iktidarı boyunca kadınların kazanılmış tüm haklarını fırsat buldukça hedefe koyan AKP… Bu keşmekeş Meclis toplamının yapacağı saldırılara karşı da nasıl oyları korumak üzerfe seferber olduysak, nasıl tüm tarihimiz boyunca haklarımız için yan yana gelip ses çıkardıysak yine aynı şekilde duracağız. Çünkü sadece sandıktan sandığa sınırlandırılmış siyasete katılım da sandığa sıkışmış mücadele de ani düşüşlere, hızlı hayal kırıklıklarına sebep oluyor. Umudumuzu ancak kendi mücadelemizde ve ısrarımızda bulabileceğimizi yeniden hatırlamamız gerekiyor. Gücümüzü bir yanımızdaki kız kardeşimizden almamız gerekiyor. 

Oylara sahip çıkarak HÜDA PAR’ın meclise soktuğu vekilleri düşürmenin önünü açtıysak kadınların sorununun üzerini milliyetçilik ile kapamaya çalışanların, gerici saiklerle laikliği tehlikeye atanların, kadını aileye sıkıştıranların da saldırılarını alt edeceğiz. 

Bu sabaha bir genç kadının intihar mektubu ile uyandık. Gençleri, kadınları çaresizlik hissine sıkıştıran bir ortamda girdik seçimlere. 

Kadına yönelik şiddetin arşa çıktığı bir dönemde… Bugün aynı zamanda iki kadın boşanma aşamasında olduğu eşi tarafından katledildi. Boşanmalara arabuluculuk getireceğini de AKP daha önceden ifade ediyordu. Bir kız kardeşimiz daha şiddet gördüğü evliliğe “ailenin kutsallığı” yüceltilerek mahkum edilmemeli, bir kız kardeşimiz daha karanlık bir gelecek ile çaresizlik hissi içinde boğulmamalı. Bunu da kimseden beklemeden birbirimize tutunarak birlikte sağlayacağız. Kaybettirilen umudumuzu da burada bulabiliriz.

Ne irademizin çalınmasını ne yaşam hakkımızın elimizden alınmasını ne geleceğimizin karartılmasını ne de şiddete mahkum edilmeyi kabul ediyoruz! Ancak birlikte kazanacağımızı seçim sürecinin bile her adımında görüyoruz.

Fotoğraf:Ekmek ve Gül