Koronavirüs Salgını ve Kadına Yönelik Şiddet Kasım-Aralık 2020 Raporu’nu açıklayan Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı, koronavirüs salgını öncesinde de sıklıkla karşılaşılan kolluk güçlerinin ihmalinin salgın sürecinde de devam ettiğini söyledi. “Kasıtlı olarak ya da bilgisizlik nedeniyle kadınların hayatlarını tehlikeye atan kamu görevlileri hakkında herhangi bir işlem yapılmayarak kötü uygulamalar adeta ödüllendiriliyor. Kanunlar devlet eliyle işlemez hale getiriliyor” diyen Mor Çatı, ŞÖNİM’lerin de veri tutmak dışında kadına yönelik şiddetle mücadele görev almamasına dikkat çekti. Kadınlara sığınak dışında herhangi bir sosyal destek alternatifinin sunulmuyor oluşunun kadınları şiddet gördükleri evlere mahkum ettiğini belirten Mor Çatı, “Kadınları güçlendirecek, ihtiyaçlarına yönelik destek sunacak bir çalışma yerine kolaya kaçarak yasaklama yoluna gidildiğini ve bu anlayışın sonucu olarak kadınların kötü muameleye maruz bırakıldığını görüyoruz. Kadınların şiddetten uzaklaşma mücadelelerine bir de kurumlara karşı vermek zorunda kaldıkları mücadele ekleniyor. Devlet kadınları korumakla yükümlüyken kadınlar devlete rağmen hayatta kalmayı başarıyorlar” dedi.
Kasım ve aralık aylarında Mor Çatı’dan destek alan kadınların deneyimlerinden bir kısmı ve kadınlarla dayanışma kurarken oluşan tanıklıklar şöyle:
■ Sığınağa başvuran bir kadın polisin kendisine “Biz ilgilenmiyoruz, Mor Çatı’yı arayacaksınız” dediğini ifade etti.
■ Yaşadığı şiddet sonrası ağır düzeyde fiziksel hasar almış bir kadın, hem fiziksel olarak hem ruhsal olarak iyileşmeye çalıştığı süreçte ŞÖNİM’e bağlı devlet sığınağından destek aldığını, sığınakta kaldığı süre boyunca personel tarafından sürekli azarlandığını, sabah yedide uyanamadığı takdirde tutanak tutulduğunu aktardı.
■ Bir kadın şiddet uygulayanı uzaklaştırmak için karakola başvurduğunda başvurusunun alınmadığını ve saatlerce karakolda bekletildiğini paylaştı.
■ 6284 sayılı Kanun kapsamında kendisine şiddet uygulayan komşusunu uzaklaştırmak isteyen bir kadın, kolluğun kendisine sadece “akrabasına karşı” uzaklaştırma kararı çıkarabileceği bilgisi verdiğini paylaştı.
■ Bir kadın kendisi ve çocukları için 6284 kapsamında gizlilik kararı başvurusu yaptığını fakat kararın sadece kendisine çıktığını paylaştı. Çocukları için gizlilik kararı talebinin “herhangi bir tehlike görülmediği” gerekçesiyle reddedildiğini aktardı.
■ Yaşadığı şiddet sonrası acil yardım için karakola başvuran bir kadın karakolda sürecin uzatıldığını, dışarıda soğukta bekletildiğini aktardı. Daha sonra aile içi şiddet biriminden memurların kendisini “Burası boşanma yeri mi” diye azarladığını, 6284 sayılı Kanun kapsamında tedbir nafakası hakkında bilgi verebilecekken böyle bir hakkı yokmuş gibi davrandıklarını aktardı. Polisin “Boşanacak mısınız?” diye sorup “Boşanmayacaksanız bunlara gerek yok.” dediğini, kendisini sürekli sığınağa göndermeye çalıştıklarını, diğer hakları hakkında bilgilendirmediklerini aktardı.
■ Kocasının akrabaları tarafından evine saldırılan, saldırı sonucu evinin camları kırılan ve çocukları bu şiddete şahit olan kadın polise şikayetçi olduktan sonra savcılık tarafından arabuluculuk için çağırıldığını ve bu esnada savcı tarafından dinlenmeyip “Ne olmuş ki cam kırıldıysa” deyip geçiştirildiğini ve azarlandığını aktardı.
■ Uzun yıllar evliliğinde şiddet gören bir kadın yaşadığı sıcak şiddet sonrası şikayetçi olmak için jandarmaya gittiğinde “Senin gibi kaç kadın var biliyor musun” denildiğini ve akut müdahalede bulunulmadığını aktardı. Ancak jandarmaya itiraz ettikten sonra uzaklaştırma alabildiğini iletti.
■ Kocasının uyguladığı fiziksel şiddet sonrası acil yardım için KADES ile polisi çağıran bir kadın, işlem yapması için polisi “Bu evde kalmamam gerekiyor” diye ikna etmek zorunda kaldığını aktardı.
■ Boşanma sonrası evden atılan ve eski kocasının ailesinin şiddetinden çekinen, küçük yaşta 3 çocuğu bulunan bir kadın sığınak talebi için karakola gittiğinde karakolun kendisine şiddet uygulayandan şikayetçi olmak zorunda olduğunu söylediğini aktardı. Şikayetçi olması durumunda eski kocasının ailesinin daha fazla şiddet uygulamasından korkan kadına karakolun şikayetçi olmayacaksa belediyeye, kaymakamlığa gidip sığınak istemesini söylediklerini aktardı.
■ Yoğun bir şekilde her gün fiziksel ve psikolojik şiddet gören ve 9 aylık çocuğu olan bir kadın darp raporu almak için hastaneye gittiğinde hastane polisinin şikayetini almadığını ve karakola gitmesi gerektiğini söylediğini aktardı. Daha önce yaşadığı şiddet için polise gittiğinde sadece 1 aylık uzaklaştırma kararı verildiğini, sığınaklar için “Orası sana göre değil, ne olduğu belli olmayan insanlar kalıyor, çocuğunla birlikte kalamazsın” denilerek sığınağa gitmekten caydırıldığını aktardı. Aynı kadınla yaptığımız bir sonraki görüşmede kocasının kendisine bıçak çekerek saldırdığını, komşuların haber vermesi üzerine polis geldiğini, karakolda polislerden sığınak talebinde bulunduğunda kendisine sığınaklarda çok fazla virüs olduğunu ve çocuğu ile gitmezse daha iyi olacağını söylediklerini aktardı.
■ Üvey babasının uyguladığı darp sonrası sığınağa başvuran bir kadın ilk olarak ilk adım birimine götürüldüğünü, orada yaklaşık 1 ay kaldığını, bu süre boyunca günde sadece yarım saat telefon kullanmalarına izin verildiğini aktardı. Sonrasında asıl kalacakları sığınağa geçtiklerinde günde sadece 10 dakika telefon kullanmalarına izin verildiğini, dışarıya çıkmalarına izin verilmediğini, iş bulurlarsa sığınaktan çıkmak zorunda olduklarını; sığınaktan işe gitmek gibi bir seçenek olmadığını, sığınaktan çıkılması durumunda kira yardımı gibi yönlendirmelerin sadece çocuklu kadınlar için yapıldığını, bekarlar ve çocuğu olmayanlar için hiçbir yönlendirme olmayacağının söylendiğini aktardı.
■ Yoğun fiziksel ve cinsel şiddet gördüğü, çocuğunun da şiddet yaşadığı ilişkiyi sonlandırmak ve bunun için boşanma davası açmak için barodan boşanma avukatı talep eden kadın avukatı ile anlaşmakta, iletişim kurmakta, avukatına ulaşmakta zorlandığını, avukatının kendisine çok fazla bilgi vermediğini ve bazı talepleri olduğunda avukatının kendisine “Sen psikiyatriste git” diyerek başından savdığını aktardı.
■ Gebeyken kocasının uyguladığı şiddetten kaçmak için başka bir şehirde sığınağa giden kadın, pandemi döneminde bulaş riski var denilerek kendisinin ve çocuklarının dışarıya çıkmasına, çocukların okula gitmesine izin verilmediğini fakat kaldığı sığınağının müdürünün çocuğunun okula gidebildiğini ve sonrasında gelip sığınaktaki çocukların arasına katılıp oyun oynayabildiğini aktardı. Çocukları çok uzun süre iç mekanda kalmaktan bunaldığı için sığınaktan çıkıp başka bir şehirde ev tutmak zorunda kaldığını aktardı. Fakat gizlilik kararının sığınakta kaldığı şehirden alındığı için sonradan gittiği şehirde gizlilik kararı başka bir şehirden olduğu için Nüfus Müdürlüğünde ikametini değiştirmediklerini, faturalarını üzerine alamadıklarını, o şehirde belediye ya da kaymakamlık sosyal yardımlarına yine aynı sebepten dolayı başvuramadığını, Milli Eğitim’in çocukları okula kaydetmediğini aktardı. Bu durumu çözmesi için yeni ev tuttuğu şehirdeki ŞÖNİM’e başvurduğunda ŞÖNİM’in diğer şehirde gizlilik kararını kaldırtıp buradan tekrar başvuruda bulunmasını söylediğini, ya da önceki şehirlerde kaldığına dair oradaki ŞÖNİM’lerden kadının kendisinin yazı istemesi gerektiğini söylediklerini aktardı. Kadın, sosyal yardımlar konusunda ŞÖNİM’den talep ettiği hizmetin durumunu öğrenmek için tekrar gittiğinde, ŞÖNİM’deki sosyal çalışmacının 8 gündür kendisinin dosyasını açmadığını, hiçbir işlem yapmadığını ve 1 haftalık tatile gittiği için kendisini orada bulamadığını, diğer sosyal çalışmacıların da yapacak bir şey olmadığını söylediğini aktardı. Sosyal Ekonomik Destek için Sosyal Hizmetlere başvurduğunda ise dosyasının kadının ilk yaşadığı şehirden gelmesini beklediklerini, başvuruyu işleyip sonucun çıkmasının en az 1.5 ay süreceğini, biri 7 aylık bebek olmak üzere 4 çocuğu olan ve başka geliri olmayan kadın için yapabilecekleri başka bir şey olmadıklarını öğrendiğini ifade etti. Bunların üzerine kadın daha merkezi bir ŞÖNİM’i aradı ve oradaki sosyal çalışmacı bu uygulamaların yanlış uygulama olduğuna işaret edip ilgili kurumlarla görüştü.
■ Bir kadın kocasının şiddetine maruz kaldığı için eve polis çağırdığında polisin “Bunalımdadır” diyerek işlem yapmadan gittiğini aktardı. Bizi aradığında 6284 sayılı Kanun anlatıldı, kadın ertesi gün kendisi ve çocukları için uzaklaştırma ve gizlilik kararları talep etti. Sığınak talebi için Ankara Büyükşehir Belediyesi’ne yönlendirdiğimizde belediyenin koşulsuz bir şekilde, 12 yaşın üstündeki oğlan çocuğuyla birlikte sığınağa kabul yaptığını gördük.
Fotoğraf: Ekmek ve Gül
İlgili haberler
Mor Çatı: Kadınların adalete güvenleri tesis edilm...
‘Koronavirüs Salgını ve Kadına Yönelik Şiddet/Mor Çatı Temmuz – Ağustos 2020 Raporu’nu paylaşan Mor...
Kadınlar şiddeti önleme mekanizmalarına salgın bah...
Mor Çatı tarafından hazırlanan haziran ayı raporunda artan şiddet vakaları, işsizlik, kadınların sığ...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.