Florence Nwanzuruahu Nkiru Nwapa (Flora Nwapa) 13 Ocak 1931’de doğdu. “Modern Afrika edebiyatının annesi” olarak tanınan Nijeryalı yazarın 1966’da İngilizce olarak yayınlanan ilk romanı Efuru, bir Batı Afrikalı kadının uluslararası alanda tanınan ilk edebi eseri olarak tarihe geçti.
Nwapa kendine feminist demeyi reddetti, Alice Walker tarafından kullanılan, Afro-Amerikan ve Afrikalılık bağlamında sömürgeciliği de kapsayan kadın bakış açısıyla Womanism (Kadıncılık) terimini kendine daha yakın buldu. Eleştirel bir kadın bakış açısını, ait olduğu İbo halkının kültürel gelenekleriyle birleştirdi.
Varlıklı koşullarda beş kardeşiyle büyüdü. 1957’de İbadan Üniversitesi’nde lisans yaptı. Daha sonra İskoçya’ya gitti ve Edinburgh Üniversitesi’nden pedagoji diplomasıyla mezun oldu. Nijerya’ya döndükten sonra Cross River Eyaleti Eğitim Bölümü’nde çalışmaya başladı. 1959’da Enugu’daki Queen’s School’da İngilizce ve coğrafya öğretmeni oldu. Daha sonraki yıllarda Lagos Üniversitesi de dahil olmak üzere eğitim ve kamu hizmetlerinde çalıştı.
Biafra Savaşı’ndan (1967-1970) sonra Doğu Merkezi Devleti (şimdi Anambra ve Imo) hükümetine katıldı. Önce Sağlık ve Sosyal Refah, daha sonra Tarım ve Kentsel Kalkınma Bakanlığı yaptı. Bu süre zarfında Nijerya’nın güneydoğu bölgelerinin yeniden inşasına katıldı. Her şeyden önce, savaş sonucu evsiz kalan yetim ve mültecilere destek verdi.
Flora Nwapa 16 Ekim 1993’te yaşamını yitirdi.
İLK KADIN YAYINCI OLDU
Flora Nwapa’nın ilk kitabı Efuru, 1966’da yayınlandı. Bu kitabı Idu (1970), Bir Daha Asla (1975), Biri Yeterli (1981) ve Kadınlar Farklıdır (1986) romanları izledi. 1970’lerde Tana Press ve Flora Nwapa Book Ltd ile iki basımevi kurdu. Hedefleri arasında “dünyadaki kadınları ve özellikle feministleri, Nijerya’da kadınların durumu, rolü, ekonomik bağımsızlıkları, erkek ve çocuklarla ilişkileri, geleneksel inançları konusunda aydınlatmak vardı. Tana Press büyük ölçüde kadın hedef kitlesine sahip Afrikalı bir kadın tarafından kurulan ilk yayınevi olarak tanımlandı. Proje, zamanının çok ilerisindeydi. Kimsenin Afrikalı kadınların bir okur kitlesi veya kitap alıcı grubu oluşturacağını hayal edemediği bir dönemde başlatıldı.Ölümünden kısa bir süre önce yaşam ve yazma hedefini: “Neredeyse 30 yıldır yazıyorum. Hızla değişen, erkek egemen dünyada hayatta kalmaya çalışan kırsal kesim ve büyük şehirlerdeki kadınların yaşamıyla ilgileniyorum” sözleriyle ifade etti.
EFURU:
Geleneksel, hâlâ eski değer yargılarının sıkı şekilde korunduğu bir Afrika topluluğunda yaşayan Efuru, babasının onayı olmadan sevdiği bir erkekle evlenmek için evden kaçar. Ama adam bir gün ortadan kaybolur ve kızı ile yalnız kalır. İkinci, başlangıçta mutlu olduğu evliliği de iyi gitmez. Sebep hamile kalamamasıdır.
Efuru, eşine ikinci bir eş almasını önerir. Sonunda ise ayrılmaya ve hayatını tek başına sürdürmeye karar verir.
İlgili haberler
GÜNÜN PORTRESİ: Yaşamı sanata dönüştüren Helen Kel...
Bakan körler, duyan sağırlar ve konuşan dilsizlerle dolu bir dünyada Helen Keller yaşamı sanat biçim...
GÜNÜN PORTRESİ: Galina Sergejevna Ulanova
Soğuk savaş döneminin en sıcak sanatçısı Sovyetler Birliği Devlet Ödülü'nü iki kez alan balerin Gali...
Savaşa ve faşizme karşı bir hemşire: Gertrud Seele
Hiçbir koşulda Nazi faşizmine karşı direnişten geri durmayı düşünmedi bile Gertrud Seele. Ölüm cezas...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.