Mata Otomotiv’de işçiler ek zam talebiyle başta olmak üzer işten atılan işçilerin geri alınması ve insanca çalışma koşulları için 9 gündür direniyor. Direniş alanına sıçrayan 8 Mart etkinliklerini takip etmek için yola çıkıyoruz ancak “direniş” bizi daha Tuzla Serbest Bölge’ye gelmeden karşılıyor. Dolmuşta serbest bölgeye gideceğimizi söyleyince şoför arkasını dönerek “Mata’ya mı?” diyor. Evet cevabını alınca, aldığı paranın yarısını geri vererek yeğeninin Mata’da işçi olduğunu, onun da grevde olduğunu ve bizi de gideceğimiz yere kadar bırakacağını söylüyor. Güzergâhın aksine, grev alanına neredeyse bir dakika mesafede indikten sonra bizi “Güneşli günler göreceğiz” sesleri ve büyük bir kalabalık karşılıyor.

‘KİMSEYİ DIŞARIDA BIRAKMAYACAĞIZ’

Direnişin dokuzuncu gününde de sabah dokuzdan beri alanda olan kalabalık; şarkılarla, türkülerle, sloganlarla canlılığını hiç kaybetmiyor. Grev halaylarının biri bitmeden diğeri başlıyor. Alanda sadece direnen işçiler yok, onların yanında gelen çocuklar da var. Ortama çoktan uyum sağlamış çocuklar, omuzlarda kitleye “Direne direne kazanacağız” sloganları attırıyorlar. Bugünün diğer günlerden farkı ise 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü. Sendika temsilcisi yaptığı konuşmanın sonunda direnişin ilk gününden beri hakları için mücadele eden kadınlara teşekkür ediyor. Yavaş yavaş yağmur bastırırken şemsiye altında şarkılara eşlik eden kadınlarla konuşuyoruz.

Konuştuğumuz kadın işçi 10 yıldır Mata’da çalışıyormuş. Direnişleri hakkında “Bakalım artık, hayırlısı olsun” diyor. Ama konuştuğumuz tüm kadınların ağzında aynı söz var: “Bir arkadaşımız dahi dışarıda kalsa hiçbirimiz içeri girmeyeceğiz”.

2022 8 Mart’ında da Mata’nın emekçi kadınlarını kötü bir sürpriz karşılamış. Bu konuyu sorduğumuzda önce hatırlayamıyor kadınlar, sonra yan tarafta başka bir kadın işçi hatırlatıyor. 8 Mart’ta ücretli izne çıkan işçi kadınların devamlılık primleri kesilmiş.

 ‘DİRENİŞİMİZ ONUR MESELESİ’

Alanda neredeyse her işçinin konuştuğu bir başka konu ise birbirlerini direniş sürecinde tanımış olmaları. Fabrika içinde yakınlarında bulunan çalışma arkadaşları dışında kimseyi tanımadıklarını söyleyen işçiler “Ama artık burada, fabrikanın dışında hepimiz birbirimizi tanıyoruz” diyor.

Öğlene doğru alana sloganlarla Emek Partisi giriyor. Alana giren partililer ve direnişteki işçilerin birleşmesi ile tekrar tekrar “Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Mata direnişi” sloganları atılıyor. Ekip birçok kafadan çıkan “Hoş geldiniz” sesleriyle karşılanıyor. Desteğe gelen EMEP’li kadınlar ve direnişteki kadın işçiler beraber 8 Mart pastasını kesiyorlar, her kadına tek tek çiçek veriliyor. Daha sonra EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros ek zam talebinin haklılığından ve bu direnişin 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’yle çakışmasının ne kadar anlamlı olduğundan bahsediyor.

O sırada konuşmaya dahil olan bir kadın işçi Barbaros’a ekleme yapıyor: “Sadece ek zam değil, çalışma koşulları için de buradayız”. Bu direnişin bir onur meselesi olduğundan bahseden kadın, medyanın kendilerine kulak tıkamasından yakınıyor. Sonuna kadar bu mücadeleyi devam ettireceklerini söylüyor.

DİRENİŞTEKİ EMEKÇİ KADINLARDAN DESTEK

Saat üçe yaklaşırken 8 Mart’a türküleriyle eşlik edecek olan Erkan Bayrakoğlu için platform kuruluyor. İşçiler yavaş yavaş platformun önüne geçiyor. Art arda yoldan geçen tır şoförlerinin destek için kornaya basmasının getirdiği neşe HT Solar işçisi kadınlar ve direnişteki MKS işçisi kadınların mor önlükleriyle, sloganlarla alana girmesiyle artıyor. Bayrakoğlu’ndan önce sahneye Birleşik Metal-İş İşyeri Temsilcisi kadınlar çıkıyor. Kadınlar 1857’de, 8 Mart’ta yükselen sesin şimdi Mata’da, Barutçu Tekstil’de yeniden çıktığından bahsediyor. Fakat konuşmalarına yeni bir gündem ekleniyor aniden. Yanı başımızda bir saat önce, Pendik Güzelyalı’da erkek şiddetiyle katledilen kadının haberini alıyor ve anıyor temsilciler. Mücadelelerine dair bir cümleyi vurguluyorlar: “Eşit ve şiddetsiz bir dünyayı kendi ellerimizle kuracağız”.

Fotoğraf: Hilal Tok/Ekmek ve Gül