Meclis Plan Bütçe Komisyonunda Bakanlıkların 2018 yılı bütçeleri görüşülmeye devam ediyor. Geçtiğimiz hafta içi görüşmeleri tamamlanan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bütçesinde bu yıl da dikkat çeken, sosyal yardımlara ayrılan büyük pay oldu.
Kadına yönelik suçların giderek arttığı, kadınların toplum yaşamının tamamen dışına itilmeye çalışıldığı bu dönemde Bakanlık bütçesinin eşitsizliği gidermek, kadınları güçlendirmek ve kadınlara yönelik suçları ortadan kaldırmak için değil, kadınları bu eşitsizliğe ve şiddete daha fazla mahkum edecek politikalar için kullanılacağı ortaya çıktı.
Bakanlığın bütçesi, kadına yönelik ayrımcılığın, kadın erkek eşitsizliğinin, kadın yoksulluğunun, işsizliğin ve kadına yönelik suçların katlanarak arttığı bir dönemde bu sorunların çözülmesine yönelik adımlara değil, tam tersine sorunların büyümesine yol açacak hükümet politikalarına destek olacak bir bütçe planlaması.
AİLE BAKANLIĞININ TEK İCRAATI YARDIM DAĞITMAK, O DA ŞAİBELİ!
26 milyar 690 milyon olarak önerilen bütçe tutarıyla Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, bakanlıklar arasında 8. sırada yer alırken Bakanlığın bütçesi, merkezi bütçenin de yüzde 3’ünü oluşturuyor. Bakanlık bütçesinin yüzde 96’sı ise sosyal yardıma ayrılmış durumda.Türkiye’de 2002 yılından bu yana gelinen noktada her 8 kişiden 1’i sosyal yardıma muhtaç halde yaşamını sürdürüyor. Bu rakam da Bakanlığın dağıttığı sosyal yardımlara ilişkin bir tartışmayı gündeme getiriyor. Sosyal yardımların yoksulluğu ortadan kaldırmak için değil, “bağımlı vatandaş yaratmak” ve “seçime kaynak sağlamak” için kullanıldığını gösteriyor.
Muhalefet vekilleri de sosyal yardıma ayrılan bütçeyi eleştirirken bu noktaya dikkat çekti.
HDP Milletvekili Bedia Özgökçe Ertan “Sosyal yardımlar siyasal ilişkilere eklemlenmiştir. Yardımlar direkt AKP’yle ilişkilendirilmiş ve siyasallaştırılmıştır. Hükümet, yardımları lütuf gibi dağıtıyor, toplumda minnet ve borçluluk hissi yaratmaya ve yoksulluk da adeta perdelenmeye çalışılıyor. Yoksulluk etik ve dini bir konu haline getiriliyor, emek ve sermaye ilişkisinin yarattığı eşitsizlikle bağı koparılmaya çalışılıyor” diye konuştu.
CHP Milletvekili Mehmet Bekaroğlu da konuşmasında hükümetin sosyal yardım politikasını ‘yoksulluğu önleme değil, yoksulluğu yönetme politikası’ olarak eleştirerek yardımların ‘partizanca’ dağıtıldığını söyledi. Yardım alan insanlara “Kaç üye yaptın? Gelecek sefer yap. İlçe yönetiminden yazı getir” gibi yasal olmayan kriterler uygulandığına dikkat çekti. Bekaroğlu ayrıca, “Adalet ve Kalkınma Partisi hükümetleri zamanında yoksulların, sosyal yardıma muhtaç olanların sayısı azalmıyor, artıyor. Uygulamış olduğunuz ekonomik politikalar, ne olursa olsun büyüme dediğiniz politikalar maalesef eşitsizlik üreten politikalardır, dolayısıyla yoksulların sayısının artmasına ve daha da yoksullaşmasına sebep olan politikalardır” diye konuştu.
Urfa’da Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı tarafından dağıtılan eğitim yardımını alabilmek için vatandaşlar uzun kuyruklarda beklemek zorunda kaldı.
EŞİTLİK İÇİN ÇALIŞACAK TEK KURUMA BÜTÇE YOK
2017 yılının ilk on ayında 379 kadın öldürüldü. Dünya Ekonomik Forumu Toplumsal Cinsiyet Uçurumu 2017 araştırmasında Türkiye 144 ülke arasında 1 sıra daha gerileyerek 131’inci sırada yer aldı.
Bu tablo karşısında ise adından ‘kadın’ ifadesi çıkarılan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına bağlı kadın-erkek eşitliğinin sağlanması için çalışmalar yapması beklenen Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü (KSGM) tamamen işlevsiz hâle getirilmiş durumda.
- Genel Müdürlük 2008-2013 yıllarını kapsayan dönemde ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ulusal Eylem Planı’ndan sonra yeni bir eylem planı dahi hazırlamadı.
- Bakanlığın 2016 faaliyet raporuna göre Bakanlık bütçesinin 15 milyarı Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğüne aktarılırken yalnızca 9 milyonu Kadının Statüsü Genel Müdürlüğüne harcandı.
- 2014 yılından bu yana da KSGM bütçesi azalmaya devam ediyor, Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü bütçesi ise yüzde 50 artmış durumda.
İSTİHDAMDA TEK VAAT: ESNEK ÇALIŞMA
Bütçe görüşmelerinin önemli gündemlerinden biri de kadın istihdamı oldu. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, kadının istihdamdaki yerinin artırılması için “kadının iş ve aile yaşamının uyumlu hale getirilmesi”ni amaçladıklarını, çalışan annelerin doğum ve emzirme izni hakkı konularında düzenlemeler yaptıklarını, 2012 yılından beri organize sanayi bölgelerinde kreş açılması için çalışmalar yaptıklarını açıkladı.Bakanlık faaliyet raporları, 2016 yılında tamamlanması planlanan 2 kreş de dahil henüz hiçbir organize sanayi bölgesinde kreş açılmadığını, temel atma işlemi yapılmış tek bir kreş dahi olmadığını ortaya koyuyor.
“Kadının iş ve aile yaşamının uyumlulaştırılması” olarak anlatılan uygulamalar kadınların tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılması değil, çalışma yaşamının esnekleştirilmesi ve güvencesizleştirilmesi uygulamaları olarak karşımıza çıktı.
Kadınların işe alımı ve çalıştıkları dönem boyunca cinsiyetçi yaklaşımlara maruz kalmasının engellenmesi, kadın- erkek ücret eşitsizliğinin giderilmesi, ‘kadınlara özgü’ görülen ev içi sorumlulukların ve bakım hizmetlerinin bir yük olmaktan çıkarılması için kamusal politikaların yaşama geçirilmesi gibi planlar ise Aile Bakanlığının ajandasında yer bulamadı.
Ama hükümetin ajandasında kadın istihdamının arttırılması ve kadınların çalışma yaşamında karşılaştığı eşitsizliklerin giderilmesi için bir politika belgesi olan Başbakanlık Genelgesinin ortadan kaldırılması var!
OLUMLU OLAN BİR TEK GENELGE VARDI, O DA ARTIK YOK!
Eşit işe eşit ücret, çalışma hayatında cinsiyet eşitliğinin denetimi, kadınların güvenceli istihdam olanaklarının artırılması, şiddete uğrayan ve yeni bir yaşam kurmaya çalışan kadınlara istihdam olanaklarının sağlanması, işyerlerinde kreş açılması ve denetlenmesi konularında hükümeti “sorumlu” kılan 2010 yılındaki Başbakanlık genelgesi kaldırıldı. Bu hamle, bütçe görüşmelerinde de gündeme geldi.
CHP Milletvekili Tur Yıldız Biçer, “2010’daki genelgeden geriye düşülmüş olması, kadınlara yönelik dışlayıcı tutumu yasalarla ortadan kaldırmak gerekirken bunu derinleştirmek yönünde bir adımdır. Bu taslağı kadınların kamuda ve özel sektörde dışlayan, kadına yönelik şiddetin önünü açan ve kadınların sorunlarını büyüten bir metin olarak yorumluyorum ve hukuken de, toplumsal açıdan da kabul etmemizin mümkün olmadığını söylüyorum.” dedi.
ŞİDDETLE MÜCADELENİN PROPAGANDASI VAR, KENDİSİ YOK
2017 yılının ilk on ayında 379 kadının öldürüldüğü ve şiddetle mücadele yasasının “kadınlara çok hak veriyor, aileleri dağıtıyor” diyerek hedef haline getirildiği Türkiye tablosunda kadına yönelik şiddet de bütçe görüşmelerinin önemli başlıklarından oldu.
- Bakan Kaya, Türkiye’nin ilk imzacılarından olduğu İstanbul Sözleşmesi’ne ve buna uygun olarak 2012’de çıkarılan 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanuna bütçe görüşmeleri boyunca sıkça atıfta bulundu.
“Kadına karşı şiddetle mücadelemizi kararlılıkla sürdürüyoruz” diyen Bakan, bu yıl üçüncüsü kabul edilen ama ilk kabul edildiği günden bu yana tek bir olumlu değişiklik bile içermeyen, uygulanmayan eylem planlarını yine “önemli adımlar” olarak gündeme getirdi.
- Bakan ayrıca, kadına yönelik şiddetin önlenmesinde “teknik yöntemlerle takip sistemini” hayata geçirdiklerini, bunun için de ilgili bakanlıklarla iş birliği yaptıklarını açıkladı. Bütçe ayrılan teknik takip sistemleri konuşulurken koruma kararına rağmen öldürülen, karakollarda şikayeti kabul edilmeyerek evine geri gönderilen, ölüm tehdidi olmasına rağmen ‘somut delil’ bulunamadığı gerekçesiyle yasal işlem yapılmayan ve bu nedenle öldürülen kadınlar, kadın katillerine ve istismarcılara verilen ceza indirimleri bakanlığın gündeminde yoktu.
- Kadın örgütlerinin “işlevsiz”, “kadınları eve geri gönderme merkezi olarak çalışıyor”, “personel yetersizliği yaşanıyor” diyerek eleştirdiği ŞÖNİM’ler de Bakanlığın bütçe ayıracağını söylediği kurumlar arasında sayıldı. Şu an 68 ilde bulunan ŞÖNİM’ler, 81 ile yayılacak. Ancak bu hedef, 2012’den beri Bakanlığın gündeminde. ŞÖNİM’lere yönelik eleştirileri gündemine almayan Bakan, uzman personel, nitelikle barınma ortamı, başvuran kadınların sonrasında hayatlarını bağımsız bir biçimde kurmaları için destek mekanizmaları konularında hiçbir somut bütçe planı da açıklamadı.
AİLE BAKANLIĞININ TUTTURDUĞU TEK HEDEF MEVLİT OKUTMAK OLMUŞTU
Bakan Kaya’nın bütçe sunumunda şiddetin önlenmesine ilişkin açıkladığı planlar Bakanlığın son faaliyet raporunu akıllara getirdi.Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının 2016 Faaliyet Raporunda birçok hedefin gerçekleştirilme oranı "sıfır" olarak açıklanmıştı. ‘Kadın, çocuk, engelli, yaşlı, şehit yakını ve gazilerin haklarının korunması’ ile ilgili bakanlık birimi hedeflerinden sadece 1’ine ulaştı. O da “Çanakkale Zaferi için 81 ilde mevlit okutma” planı idi. “Sıfır”ın gerekçesi ise “15 Temmuz şehitleri ve gazilerine yoğunluk verilmesi ve ülke genelindeki yasın uzun sürmesi” ile açıklanmış, Bakanlık genel başarısızlığı ise "çalışanların motivasyonunun düşük olmasına" bağlamıştı.
AİLE BAKANLIĞI DEĞİL KADIN BAKANLIĞI
Komisyon görüşmelerine katılan muhalefet partileri vekillerinin temel eleştiri noktalarından biri Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının kadını yalnızca aile içerisinde değerlendiren anlayışı olurken, HDP ve CHP’li vekiller Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı adının Kadın Bakanlığı olarak değiştirilmesi önerisi yaptı.
SIBYAN MEKTEPLERİ HABERİMİZ KOMİSYON GÜNDEMİNDE
KOMİSYONDA söz alan CHP Sosyal Politikalardan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Lale Karabıyık, 1 Ekim 2017 tarihinde manşete taşıdığımız Sıbyan Mekteplerine gönderilen çocukların yaşadıklarına ilişkin haberimizi gündeme taşıdı: “Sıbyan mekteplerinden bir çocuk şöyle diyordu: ‘Annecim, bugün öğretmen söyledi, kadınların çalışması günahmış, lütfen sen günaha girme, evde otur, çalışma.’ Bu, basına yansıdı. Yani aslında bu düşünce tarzlarını değiştirmeye çalışırken bir taraftan da sübyan mektepleri gibi okullarda birtakım yanlış bilgilerin, hurafelerin verilmiş olması son derece üzücüdür.”
İlgili haberler
GÜNÜN RAKAMI: İstihdamdaki her 4 kadından biri ücr...
Yüz binlerce kadın aile işçiliği yapıyor. Büyük çoğunluğu aileye ait tarla ya da dükkanda çalışıyor.
Aile Bakanının şiddetle mücadelesinde yeni bir şey...
Elektronik kelepçe, kadın konukevleri, kadın izleme merkezleri... Daha önce de gündeme gelen bu uygu...
Yoksulluk kadınların üzerine yapışmış durumda!
Bakım hizmetlerini üstlenen kadının yoksullaştığı, kadınların ayakta kalabilmek için sosyal yardımla...
- EN SON
- ÇOK OKUNAN
- ÖNERİLEN
Editörden
Bültenimize abone olun!
E-posta listesine kayıt oldunuz.