‘Devletin ücretsiz yemek vermeme tercihini değiştirmemiz gerek’
‘Ankara Çocuklarının Güvenli Gıdaya Erişimi Çalıştayı’ pek çok deneyim aktarımıyla Ankara Kent Konseyinde gerçekleşti.

17 Ekim Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nde “Ankara Çocuklarının Güvenli Gıdaya Erişimi Çalıştayı” gerçekleşti. Kocaeli Ekmek ve Gül Derneğinden Av. Elif Yetigin” Okullarda 1 öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek hakkı” talebiyle başlattıkları kampanyanın ülkenin gerçeğini ortaya koyduğuna dikkat çekerek, “Her 4 çocuktan biri okula aç gidip geliyor. Eğitim hakkı çerçevesinde tartışmak gerekiyor. MEB’in aktardığı vakıf kaynaklarına bakıyoruz; ücretsiz yemek vermemek devletin tercihi. Bu tercihin değiştirilmesini sağlamamız gerek. Bu bir kamusal hak. Bu hakkın tanınması için herkesin elini taşın altına koyması gerek” dedi.

Çalıştay, Ankara Kent Konseyi Kırsal Kalkınma Çalışma Grubu Sözcüsü Kenan Baydar’ın açılış konuşmasıyla başladı. Baydar, Dünya Yoksullukla Mücadele Günü’nde böyle bir çalıştaya ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını belirtti. Sivil toplumun kararlı mücadelesinin yoksullukla mücadelede kilit bir rol oynadığını söyleyen Baydar, “Gıdaya erişim sorunu çözüldüğü takdirde özellikle kadın ve çocukların hayatla teması artacaktır. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri arasında yoksullukla mücadelenin ilk sıralarda yer alıyor. Eşitlikçi, demokratik, refah seviyesinin yüksek olduğu bir sistem için Kent Konseyi olarak mücadele edeceğiz” diye konuştu.

Kalkınma Atölyesi Genel Sekreteri Ertan Karabıyık, Kalkınma Atölyesinin 2002 yaptığı saha araştırmasını örnekleyerek sözlerine başladı. Pamuk hasadında çalışan çocuklar araştırması yaptıklarını söyleyen Karabıyık, “Nasıl beslendiklerini soruyoruz. Yani şimdi ne yiyorsunuz? Bulgur. Ne yiyorsunuz? Makarna. Bir de ayçiçek yağı. Yağlı, karbonhidratlı ve tabii ki besleyicilik endeksi de normal olarak Türkiye ortalamasının çok çok altında. Yani gerçekten çalışan çocuklar üzerinde biliyoruz ki yoksulluk, bu yoksulluğa bağlı olarak beslenme, beslenmeye bağlı olarak eğitim olumsuz etkileniyor. Bu bir döngü aslında ve bir türlü kırılamıyor. Biz aslında bu döngüyü kırmak için araştırmalarımızın hemen hemen tamamını çocukların durumu, çocukların gelişimi üzerine yaptık. Bir boyuta taşıyabilir miyiz diye projeler yazdık. Okullarla, valiliklerle, belediyelerle görüşmeler yaptık. Maalesef orada bir aşama sağlayamadık” dedi.

Ankara Çocuklarının Güvenli Gıdaya Erişimi Çalıştayına katılan Yenimahalle ilçesi Kayalar Mahallesi Muhtarı Evrim Bolat ve İlkyerleşim Mahallesi Muhtarı Fecire Yazan mahallelerindeki gözlemlerini Ekmek ve Gül'e anlattı. 
‘ÇOCUK İŞÇİ SAYISI OLDUKÇA FAZLA’

Kayalar Mahallesi Muhtarı Evrim Bolat, “Çocuk işçilerin sayısı da oldukça fazla. İyi beslenemediklerini dışarıdan bakınca anlamanız mümkün. 8 yaşında çalışmaya başlıyorlar. Vakıflardan, derneklerden yardım geldikçe destek olabiliyoruz. O da her zaman gelmiyor. Binalarda oturan insanların durumu da parlak değil, işsizlik çok fazla. Evin duvarlarını yiyecek halleri yok. Okullar üzerinden çocukların okula takip durumunu yapıyoruz, evlerine gidiyoruz. Aile okutacak durumum yok diyor. Sistemin sağladığı destekler yetersiz, okullardan para isteniyor. Sözün bittiği yer burası. Çocuğa burs bulalım okutalım diye çabalıyoruz. Kırtasiye masraflarını, çantaları... Yenimahalle Belediyesi bu konuda duyarlı. Bazı okullara kırtasiye malzemesi dağıtıldı. Durumu iyi olan vatandaşları örgütleyerek çocukların ihtiyaçlarını karşılamaya çalışıyoruz. Eve süt yumurta girmiyor. Bir koli yumurta az buz para değil, bu da hayatın gerçeği. Bayramda bayram şekeri görmeyen çocuklar var” dedi.

ÇOCUKLARIN BESLENME ÇANTALARI BOŞ!

Anadolu Mahallesi Muhtarı Yüksel Şen ise, “Gecekondu bölgesi, asgari ücretle çalışan insanlar... köylerinden irtibatı kesmedikleri için köyden alabileceğini ordan tedarik ediyor. İş insanlarından destek isteyerek çocuklara gıda yardımı yapıyoruz. Beslenme çantaları boş! Köyden salça, peynir, yoğurt getiriyor. Köylü yufkasını yapar, onu çok yerler” dedi.

‘ÜCRETSİZ YEMEK VERMEMEK DEVLETİN TERCİHİ’
Kocaeli Ekmek ve Kadın Dayanışma Derneğinden Av. Elif Yetigin herkesin açlık sınırında yaşadığına dikkat çekerek, “Hem kadınların ev içi emeğinin artması, eşitsizliğin tarif edilemez boyuta ulaştığı bu dönemde kadınların en çok yakındığı şey, evdeki tencereye kaynatamamaları ve beslenme çantalarının boş olmasıydı. Ücretsiz sağlıklı beslenme kamusal bir hak. Biz kampanyayı mayıs ayında başlattık. Eğitim öğretim dönemi bitiyor, kampanyaya destek bulabilir miyiz diye düşünüyorduk. Şu an kampanya ülkenin dört bir tarafına yayıldı. mahallelere imza toplamaya gittiğimizde; öğlen makarna, bulguru beslenmesine koyan var. Akşamdan kalan bir börek parçasını koyan çocuklar var. Kantinlerde tost 20 lira, 3 liranın altında su yok. Çocukların çoğu okul tuvaletlerinden su içmek zorunda kalıyor. Her 4 çocuktan biri okula aç gidip geliyor. Yani yüzde 25’i hiçbir şey yemeden okul tuvaletinden su içiyor. Bir çok dünya ülkesinde bu uygulama yıllardır var. eğitim hakkı çerçevesinde tartışmak gerekiyor. MEB’in aktardığı vakıf kaynaklarına bakıyoruz; ücretsiz yemek vermemek devletin tercihi. Bu tercihin değiştirilmesini sağlamamız gerek. Bazı belediyeler olumsuz cevap verdi. bu sorumluluğun altına girmek istemiyor. Bazı belediyeler bütçe tartışmasıyla cevap verdi. Çankaya ve Mersin’de başladı. Bu bir talebin sonucu ama. bu bir kamusal hak. Bu hakkın tanınması için herkesin elini taşın altına koyması gerek. Yerel yönetimler tek başına altından kalkamayabilir ama merkezi yönetimleri zorlamak açısından önemli” diye konuştu.
‘YETERSİZ BESLENEN ÇOCUK BAŞARISIZ OLUYOR’

İlkyerleşim Mahallesi Muhtarı Fecire Yazan ise mahallede yoksulluğun diğer yoksul mahallelere yaklaşır hale geldiğini belirterek, “Eskiden yardım için başvuran sayısı az iken son zamanlarda çok arttı. Giysi isteyen, eşya isteyen; elektrik süpürgem bozuldu alamıyorum, kiramı ödemekte zorlanıyorum, elektriğimi ödeyemiyorum diyen insan sayısı çok arttı. Mahallemizde çocuklu yalnız kadınlarımız da fazla. Onlar da desteğe ihtiyaç duyuyor. Biz bunları normal vatandaşa göre daha çarpıcı görüyoruz. Kendi aramızda ikinci el dönüşümü yapıyoruz, bu tür çözümler üretiyoruz. İkinci iş yapmak isteyen kadın sayısı arttı; yaşlı bakımı, ev temizliği işleri istiyorlar. Çünkü artık yetmiyor. Çocuklar açısından durum içler acısı. Yetişkinler kalitesiz beslenebiliyor ama yetersiz beslenen çocuk başarısız oluyor. Yetersiz beslenerek ne kadar sağlıklı bir eğitim alabilirler” dedi. 

Fotoğraf: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Doç. Dr. Davuthan Günaydın: Okulda bir öğün yemek...

Okullarda bir öğün ücretsiz ve sağlıklı yemek uygulamasının başlaması mümkün mü? Kaynak nerede? Okul...

Eğitim Politikası Uzmanı Prof. Dr. Esergül Balcı:...

Eğitim Politikası Uzmanı Prof. Dr. Esergül Balcı’yla çocukların tarikat ve cemaat çemberine sistemat...

BÜTÇE KANUN TEKLİFİ | Fuat Oktay: ‘En büyük payı e...

Bütçe görüşmeleri başlıyor. Halkın büyük bir yoksulluk ve ağır bir ekonomik kriz içinde olduğu dönem...