Bornovalı kadınlar, giderek artan cinsiyet eşitsizliği, kadına yönelik şiddet, taciz, kayıt dışı ve güvencesiz çalışma, çifte emek sömürüsüne karşı birlikte mücadele fikrinden yola çıkarak Bornova Kadın Dayanışma Derneği adıyla bir dernek kurdu. Derneğin resmi kuruluş süreci devam ederken, üyeleri bir yandan da fiili çalışmalarına başladı.

AKP iktidarının içeride ve dışarıda sürdürdüğü savaş politikalarından en çok kadınların ve çocukların zarar gördüğünü düşünen dernek üyeleri, artan şiddet ve tecavüz olayları, savaşın kadınların yaşamına etkilerini konuşmak için bir film gösterimi düzenledi. Film gösterimi öncesi kadınların yaşadığı sorunlar üzerine sohbet eden kadınlar, artan kadın cinayetleri ve tacizlerin, eğitimden kamusal yaşama kadar toplumsal yaşamın dinselleştirilmesinden kaynaklandığını ifade etti.

Kadınlar, özellikle eğitim alanında olmak üzere laik ve bilimsel eğitimi savunmak gereği üzerine fikir yürüttü. İktidarın halkları birbirine düşüren politikalarının kadına yönelik şiddet, istismar gibi vakaları hem artırdığına hem de üzerini örttüğüne değinen kadınlar, savaşın en çok kadınları ve çocukları etkilediğine değindi. Ayrıca kadınlar, iktidarın tek adam rejimi için çocuklarının ölüme gönderilmesine razı gelmediklerini, savaş istemediklerini belirtti. Bazı kadınlar, oğullarının askerde olduğunu ve diken üstünde yaşadıklarını, bu tür etkinliklerin kafalarını dağıtması açısından da iyi geldiğini söyledi.

KADINLAR KAHVALTIDA BULUŞTU

Film gösterimi ve kahvaltı için bir araya gelen kadınların bir çoğu CHP’ye oy vermiş kadınlardan oluşuyor. Dikkat çeken şey ise, CHP’nin Afrin operasyonuyla ilgili iktidara yedeklenen politikasının aksine, kadınların tamamının operasyona karşı çıkıyor olması. Kadınlar, CHP’nin ileri sürdüğü gibi, operasyonun sınır güvenliği nedeniyle milli birlik ve bütünlüğü korumak amacıyla yapıldığını düşünmüyor. Ve CHP’nin harekata destek vermesini eleştiriyor. Öte yandan her iki etkinliğe katılan kadınlar, kadına yönelik şiddet ve taciz olaylarının, çocuk istismarının bu kadar ayyuka çıkmasının AKP iktidarının 15 yıllık politikasının ürünü olduğunu düşünüyor. Etkinliğe katılanların tamamı, kadın mücadelesinin iktidarı geriletmek ve tek adam rejimini engellemek için önemli olduğunu düşünüyor ancak, bu politikalardan memnun olmayanların mücadele içine çekilmesinin zorlukları onları umutsuzluğa düşürüyor. Yaratılan korku ikliminin ve internet çağının insanların duyarsızlığını artırdığını, dernek girişiminin ise kadınları bir araya getirmesi açısından çok önemli olduğunu söylüyor.
Bornova’da Ekmek ve Gül kadın grubu olarak 8 Mart için yürütülen çalışmalarda gözlemlediğimiz şey ise şu; kadın cinayetleri, taciz, çocuk istismarı vakalarına karşı dağıtılan bildiriler memnuniyetle karşılanıyor. Hatta böyle bir çalışma yürütüldüğü için teşekkür edenler bile var. 

Denilebilir ki kadınlar, kendileri için hayati öneme sahip meselelere karşı oldukça tepkili ve duyarsız değil. Ancak diğer tüm kesimlerde olduğu gibi mücadelenin öznesi olma konusunda bir fikre sahip değiller. Kadınları bu fikre kazanmak için dünden çok daha fazla nedene sahibiz, önemli olan tüm zorluğuna rağmen kadınları bir araya getirmek. Bu yıl 8 Mart’ın bu biraradalığı güçlendirmesi umuduyla…

Yaşasın 8 Mart, Yaşasın Kadın Dayanışması