Bizim aklımızı gönlümüzün değerleri yönetir!
Bir sabaha karşı evine yapılan baskınla gözaltına alınan ve günlerce gözaltında tutulan Ankara Kadın Platformu Üyesi Betül Koca gözaltı sürecinde yaşadıklarını Ekmek ve Gül’e yazdı.

Sorgu:

— Kimden talimat aldınız?

“Gönlümüzün değerlerinden aldık!”

Kapadım gözlerimi Zülfü Livaneli’nin “Böyledir bizim sevdamız gülüm” şarkısını dinliyorum.

Tüm hikayenin başlangıcı böyle oldu dostlar.

Bu yazıyı okurken sizlere de bu şarkıyı dinleyerek okumanızı öneriyorum.

Haber başlıkları her gün her saniye değişmeden; gözaltına alındılar, tutuklandılar, “Biz karar verdik kaldırdık” sözleriyle yankılanırken bir sabah çaaat kapı sesi!

— Terörle Mücadele polisleriyiz evinizi arayacağız !

İçimden mırıldanıyorum “Duyan duysun bilen bilsin gülüm böyledir bizim sevdamız”

Fotoğraf: Betül Koca

GÖZALTI DOSYASINDAKİ ‘ANNEN SANA NEDEN PARA YATIRDI’ SORUSU!

Başa dönelim. Öncelikle merhaba. Ben kendilerinin tariflediği gibi son 10 yıl içindeki “Çapulcu, terörist” ilan edilenlerden yani sizin gibi herhangi vatandaştan biriyim.Ne ara oldu, nasıl oldu bilmiyorum ama bir ara bu teröristlik sırası patlıcanda idi. E napsın adamlar bir patlıcanın kilosu 15 lira olur mu ? Terörist vallahi bu patlıcan!

Baktı patlıcan tutmadı bu halkın gözünde, Damat Berat sosyal medyadan istifa etti.

Biz nasıl böyle olduk? Biz de işte İstanbul Sözleşmesi’nde efendim ritmik zıpladık, Boğaziçi öğrencilerine destek olduk falan... “Teröristlik” kariyerimin andaki evresi şimdilik böyleydi. E napsın bir ev ziyareti yapmak istemiş muhteremler.

Neymiş efendim Twitter’dan neden “Evim aranıyor, gözaltına alınıyorum” yazmışım… Ee koskaca Berat Albayrak istifasını oradan duyurmuş ben bir tweet atmışım çok mu ?

Ee çok tabii.

Sembolik gözaltımızın bu arada gerekçesi şudur. Malum “HDP kapatılsın” yaygaralarıyla birlikte Newroz geliyor falan 3-4 kişi alalım da medyada korku hakim olsun!

Sembolik, çünkü dosyamda “Annen sana neden para yatırdı” sorusu bile vardı!

“Annelik bunu gerektirir” diye cevap verdim. Gönül isterdi ki siyasi bir dosya olsun!

Asıl süreç bundan sonra başlıyor işte. Erkekler FETÖ’cülerle hücrelere kondu, kadınlarsa tek kişilik hücrelere kondu. Düzenli olarak tepende yanan sönen beyaz bir ışıkla. Sana gözlüğünü vermezler çünkü ışıktan gözün daha da bozulsun ki sen sus, ses çıkartma!

Şimdi sorsan derler ki Kovid nedeniyle tek kişilik hücre…

E kardeşim! Bu Kovid-19 AKP kongrelerinde yayılmıyor da nedense hep tutuklulara, muhaliflere uygulanıyor!

Tam bir tecrit uygulamaları hakimdi. Konuşmak yasak. Bir ihtiyacın olduğunda kameraya el sallayacaksan görevlinin keyfi isterse kapıyı açacak falan…

Neyse bu koşullarda tam 6 gün geçirdik. 3. gününde üç kişi yemeklerden dolayı bulantı yaşayıp hastaneye kaldırıldık. Ama sorsan zehirlenmedik!

Hücrelerin başında devletin gücü olduğunu iddia eden bir polis memuru herkese “Ben devletim” diye bağırıyordu, bana da “Sen bu ülkenin vatandaşı değilsin” dedi.

İçimden diyorum “Zaten İstanbul Sözleşmesi feshedilmiş” Öfkeliyim, dolmuşum...

En son dayanamayıp adama;

— Bir bıyıklı ile muhatap olmayacağım, dedim. (Sera Kadıgil sağolsun :) )

— Ne bıyığı dedi. (Anlayamadı çünkü sadece “Ben devletim” demeyi ezberlemiş

Dedim badem bıyıkların...

(Bu beden dilini, üstenci dil ve üslubu bilirsiniz… Hani bizlere “Aşağı bak” diyenler. Herkesin her şeyi yapmaya hakkı yok.Hele insan denen canlının kendini merkeze alıp diğer canlıları sömürdüğü her türlü şeye elbette itirazımız olacak.)

Sonrası error! Buradan anlatmayayım...

Velhasıl bu muhabbetin üstüne o adamı oradan uzaklaştırdılar gözlüklerimi de verdiler.

Koğuşa girip “Hak verilmezmiş hakikaten ha alınırmış” dedim ve keyifle uyudum.

KADINLARDAN KORKUYORLAR!

Özellikle kadınların tek kişilik hücrelerde günlerce tutulması kadınlardan nasıl korktuklarının da göstergesi elbette!

Sessiz kaldık mı, asla!

Ne diyordu şarkıda;

“Kırılsa da kanadımız, asiye çıksa adımız, duyan duysun bilen bilsin böyledir bizim sevdamız”

Yormaya, direnci kırmaya çalıştıklarını elbette biliyoruz!

Bizlerin aklını o koltuklarında oturanlar değil, gönlümüzün değerleri yönetir.

Sonra malum mahkeme süreci. Hukuki olmayan bir şekilde ev hapisleri ve adli kontrollerle bırakıldık!

Velhasıl işin özeti…

Mücadele hayatın her yerinde ve gözaltılar bile bir mücadele.Orada devletin en çirkin yüzü var ve orada bile yapılacak çok şey var elbette!

Ana görsel: Ekmek ve Gül

İlgili haberler
Vahit Bıçak’a en güzel yanıtı kadın dayanışması ve...

Ankara Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı AV. Şimşek:Vahit Bıçak’a en güzel yanıtı kadın dayanışma...

Tutunabileceğimiz tek şey işte bu dayanışma

Göz göre göre ölüme itilen Ayşe Tuba’nın davasında katil ‘namus’ dedi, mahkeme dinledi, kadınlarsa g...

Hayatı değiştiren dayanışma

Kızı istismara uğradığında gördükleri muamele kendini çok çaresiz hissettirmiş Gamze’ye. Gamze’nin ç...